Gazeteciler: 25 Kasım'da alanlara çıkacağız

Eşit, özgür, demokratik bir yaşam için 25 Kasım'da alanlarda olacaklarını belirten kadın gazeteciler, nerede ve zaman olursa olsun kadınların sesini duyuracaklarını belirtti.

Üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele ederken cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Tecavüz edilerek vahşice öldürüldükleri ortaya çıkan Mirabel kardeşler, diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu.

Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi.

Her gün yeni bir şiddet olayının yaşandığı Türkiye’de ise, kadınlar her yıl 25 Kasım’ı büyük bir coşkuyla karşılıyor. Kadın mücadelesini simgeleyen bu günü gazetecilere sorduk. ANF’ye konuşan kadın gazeteciler 25 Kasım’da alanda olacaklarını belirtti.

AKP KADIN DÜŞMANI POLİTİKALAR ÜRETİYOR

Evrensel Gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer, kadınları koruyamayan Türkiye hukuk sisteminin sürekli kadınları cezalandırdığını, erkekleri ise cesaretlendirdiğini dile getirdi. AKP'nin, kadınları her gün daha fazla katledecek kadın düşmanı politikalar üretmeye devam ettiğine dikkat çeken Nazlıer, "Kadınlara tacizi, tecavüzü, şiddeti savaşı dayatıyor. Her gün en az 3 hemcinsimiz katlediliyor.

Erkek dilinin hakim olduğu ana akım medyada kadın katliamı haberlerini ‘Cinnet geçiren koca kendisinden boşanmak istediği eşini öldürdü’, ‘Psikolojik sıkıntıları olan erkek sevgilisini öldürdü’ gibi erkek şiddeti meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Kadın gazeteciler olarak erkek şiddetinin meşrulaştırılmasına göz yummuyoruz" dedi.

Sahada çalışırken hem kadın, hem de muhalif gazeteci kimliklerinden dolayı hedef haline getirildiklerini söyleyen Nazlıer devamla şunları belirtti: "Gözaltına alınıyor, tutuklanıyoruz, darp ve tehdit ediliyoruz. İşte bu yaşadıklarımızdan dolayı, 25 Kasım bizim açımızdan büyük bir önem taşıyor. Sokaklara çıkmanın korkutucu olduğu bu dönemde kadınları 25 Kasım'da sokağa çağırıyoruz; ki şiddetle mücadele de sesimiz yüksek çıksın. Biz kadınlar bir arada, eşit, özgür, demokratik ve kardeşçe bir yaşam için hep beraber sokaklarda olacağız."

'BUGÜNE KADAR DURMADIK, DURMAYACAĞIZ'

Kadınların medyada sürekli güçsüz gösterildiğini vurgulayan Jin News Muhabiri Rojda Aydın, "Aslında kadının en çok şiddete maruz kaldığı alandır gazetecilik. Çünkü kadın gazeteciler sürekli yaptığı haberlerden dolayı baskı, küfür ve şiddete maruz kalıyor. Örneğin, bir kadın tacize yada tecavüze maruz kaldığında ve biz kadın gazeteciler bu olayları ortaya çıkardığımızda olayın faili olan erkekler tarafından baskıya, şiddete maruz kalıyoruz.

Ama biz kadın gazeteciler hiçbir zaman bu baskılar karşısında durmadık ve durmayacağız. Kadın gazeteciler olarak kadına yönelik her türlü şiddeti basına yansıtacağız. Bizim bir sözümüz var o da; kadının sesini nerede ve zaman olursa olsun duyuracağız" diye konuştu.

‘TUTUKLU KADIN GAZETECİLER İÇİN DE ALANDA OLACAĞIZ’

Şiddete sessiz kalmayıp Dokuz8 Haberden istifa eden gazeteci Eda Narin de, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yaklaşırken, erkeklerin Ekim ayında 20 kadını öldürdüğünü hatırlattı. "Her ay onlarca kadının öldürüldüğünü unutmamakta fayda var" diyen Narin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasının önünü açanlara karşı biz gazeteci kadınlar olarak da dur demeliyiz. Kadın odaklı haberciliği benimseyerek, haberlerimizi şiddeti yeniden üretmeyecek ve pornografikleştirmeyecek şekilde yazmalıyız. Öte yandan şunu da biliyoruz ki şiddet sadece fiziksel değil. Her gün çalışma alanlarımızda maruz bırakıldığımız psikolojik ve ekonomik şiddete karşı bu 25 Kasım’da da alanlarda olmalıyız. Tutuklu gazeteci kadın arkadaşlarımızın seslerine ses olmak ve ‘Bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ demek için 25 Kasım’da Taksim’de olacağım."

'KADINLAR KRİZLE BAĞIMLI HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR'

Ekmek ve Gül’den Elif Ekin Saltık da bu yıl Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan kadınların 25 Kasım’a zor şartlarda girdiklerini kaydetti. Krizle birlikte artan yoksulluğun kadınlara daha fazla şiddet olarak döndüğünün altını çizen Saltık, kadınların artan yoksulluk, açlık, göç ve insan ticaretiyle karşı karşıya olduklarını vurguladı.

Kadınların omuzlarında büyük yük olduğunu söyleyen Saltık, "Kadınların sırtındaki ev ve bakım yükleri giderek artıyor, kadınlar daha da bağımlı hale getiriliyor. Yoksulluğu kontrol altına almaya, yoksulluk nedeniyle yaşanabilecek patlamalara ‘aile’yi ayakta tutarak engel olmaya çalışan hükümet, kadınların haklarına göz dikiyor. Çocuk yaşta evlilikler özendiriliyor, kolaylaştırılıyor, nafaka hakkı gasp edilmek isteniyor, boşanmalar zorlaştırılmaya çalışılıyor, şiddet meşrulaştırılıyor" diye konuştu.