KJAR, 3. Kongresi’nin sonuç bildirgesi açıklandı

KJAR, 2-4 Nisan tarihleri arasında “Rojhilat kadınlarının örgütlenmesiyle, demokratik ulusu inşa edebiliriz” şiarı ile yaptığı 3. Kongresi’nin sonuç bildirgesini açıkladı.

Kürt Özgür Kadın Hareketi (KJAR), 3. Kongresi’ni yaptığını kamuoyuna duyurdu. Sonuç bildirgesini açıklayan KJAR, “3. Kongremiz demokratik uygarlık çağına uygun olarak bölgede yaşanacak bir zihniyet devrimi ve aydınlanma temelinde gerçekleşecek demokratik değişim ve birlik çizgisinde ancak sorunların çözüme kavuşturulabileceğini belirlemiştir” dedi.

“2 Nisan 2020 tarihinde tüm bileşenlerin temsilcilerinden oluşan delegelerin toplanmasıyla başlayan KJAR’ın 3. Kongresi Rêber Apo’nun doğuş günü olan 4 Nisan’da çalışmalarını başarıyla tamamlamıştır” denilen açıklamada, büyük bir coşku, heyecan ve sorumluluk duygusuyla başlayan kongrenin kapsamlı bir gündem temelinde önemli tartışmalar yürüttüğü belirtildi.

Sonuç bildirgesinde şunlar dile geldi: “Kongremiz, uluslararası alanda ve bölgede yoğun bir mücadelenin ve hızlı bir değişimin yaşandığı bir süreçte aldığı tarihi kararlarla, başta Kürt kadınları olmak üzere bölge halklarının kadınlarının da önümüzdeki süreçte yaşayacakları gelişmelerin çizgisini belirlemiştir.

3. Kongremiz, her şeyden önce Rêber Apo’nun yeni yüzyılda insanlığa yön veren tezlerinden derlenerek sunulan perspektifleri değerlendirdi. Rêber Apo’nun savunmalarını, tarih boyunca insanlığın ulaştığı en kapsamlı, derinlikli ve sistemli düşünce düzeyi olarak tanımladı. Demokratik Uygarlık Manifestosu olarak tanımlanan bu manifestonun içerdiği yaşam felsefesini, ideolojik ve siyasal çizgiyi, erdemi ve ahlakı tüm hareketimize, kadınlara ve halkımıza özümsetmeyi, sosyalist ve demokratik kamuoyuna ulaştırmayı en temel görev olarak belirlemiştir.

KORONAVİRÜS SALGINI, KAPİTALİST ENDÜSTRİALİZMİN BİR SONUCUDUR

Demokratik uygarlık çizgisinde, yaşanan yoğun siyasal gelişmeleri ve Ortadoğu’daki mücadeleyi çok yönlü değerlendiren kongremiz, özellikle dünyadaki siyasi dengelerinin belirlendiği coğrafya olan Ortadoğu’yu hegemon güçlerin başlatmış olduğu 3. Dünya Savaşıyla kendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirme girişimlerinin sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkileyeceği belirlemesini yapılmıştır.

Sisteminin çözülüşüyle başlayan değişim ve dönüşüm sürecinin korona salgınıyla ulaştığı uluslararası düzeye dikkat çekti. Kongremiz, hegemonik güçlerin 3. Dünya Savaşı’nın her gün binlerin ölümü ve göçleriyle sonuçlanan ağır tablosuyla yetinmeyerek, kapitalist endüstriyalizmin bir sonucu olarak açığa çıkan koronavirüs salgınını bile kendi çıkarlarına göre kullandığı tespitini yapmıştır.

Salgını korku imparatorluğunu geliştirmek için biyolojik bir saldırıya dönüştürerek, kırımı derinleştirmiş, savaşı geliştirip korkuyu büyütmüş ve insanların iktidar ve devletlere tümden bağımlı ve sistemin tüm uygulamalarına sessiz kalan, gündemi can derdi olan bir toplum yarmayı amaçlamıştır. Günümüz toplumsal sorunlarını çözmeye yetmeyen kapitalist sistemin artık çözülmeye başladığı ve bununda demokratik uygarlık çizgisinde bir değişimi ifade ettiğini vurgulayarak, ne kadar sürerse sürsün ve hangi yöntemler kullanılırsa kullanılsın yaşanan mücadele sonucunda barışı ve çağdaş demokrasiyi esas alan yeni bir uluslararası sistemin oluşacağını tespit etmiştir. Bu temelde sürecin en az kan ve tahribatla yürütülebilmesi için başta kadınlar ve gençler olmak üzere, halkların ve demokratik güçlerin harekete geçmelerini ve kendilerini daha örgütlü ve mücadeleci kılmalarını gerekli görmüştür.

DİNCİ, CİNSİYETÇİ, BİLİMCİ VE MİLLİYETÇİ YAKLAŞIMLAR ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DOĞURUYOR

Kongremiz, Ortadoğu’da yaşanan kapsamlı mücadeleyi, İran’ın kadınlar başta olmak üzere İran halklarının demokratik hak taleplerine karşı şovenizmi şahlandırarak saldırılar gerçekleştirmesini ve Türkiye’nin Kürt halkına karşı uyguladığı çılgınca politikaların katliamı aşarak soykırıma dönüştüğünü değerlendirmiştir. Kongremiz, bu duruma yol açan tarihsel ve güncel nedenleri derinliğine sorgulayarak, çözümleyici doğru yaklaşımın nasıl olması gerektiğini tespit etmiştir. Buradan yola çıkarak dinci, cinsiyetçi, bilimci ve milliyetçi yaklaşımların çözüm yerine çözümsüzlük ve şiddet doğurduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla 3. Kongremiz demokratik uygarlık çağına uygun olarak bölgede yaşanacak bir zihniyet devrimi ve aydınlanma temelinde gerçekleşecek demokratik değişim ve birlik çizgisinde ancak sorunların çözüme kavuşturulabileceğini belirlemiştir. Bu temelde ilgili tüm uluslararası ve bölgesel güçleri daha sağduyulu, çözümleyici, demokratik, eşit ve insan haklarına uygun yaklaşmaya davet etmiştir.

PRATİK FAALİYETLER DEĞERLENDİRİLDİ…

Kongremiz, esas itibariyle 2. Kongre temelinde yürütülen pratik faaliyetleri ve bu doğrultuda yaşanan değişim ve yeniden yapılanma çalışmalarının ulaştığı düzeyi değerlendirmiştir. Koordinasyonun sunduğu rapor temelinde üç yıllık pratik faaliyetleri kapsamlı bir biçimde tartışmıştır. Esas itibariyle 2014’te KJAR sisteminin kurulmasıyla başlayan, ikinci kongre ve sonrasında planlı bir biçimde yürütülen değişim ve yeniden inşa çalışmalarında sağlanan gelişmeleri, yaşanan zorlukları ve ortaya çıkan eksiklikleri ayrıntılı bir biçimde irdelemiştir. Bu temelde ‘Özgür yaşam ve demokratik ulus’ perspektifinin ideolojik ve teorik olarak anlaşıldığını, bundan sonraki sürecin pratik uygulama dönemi olduğunu ve bunun içinde inşa kadrosunun fikir, zikir ve eylem birliğini kendisinde yaratarak

Örgütlenmede atılımın yapılması gerektiğini tespit etmiştir. Yapılan bu tespit üzerinden ‘Rojhilat kadınlarının örgütlenmesiyle, demokratik ulusu inşa edebiliriz-Bi rêxistinbûna jinên Rojhilat emê netewa demokratik ava bikin) şiarı kongrenin sloganı olarak belirlenmiştir.

Kongremiz, özgürleşmeye yeminli kadınlar için özgürlük ve direniş ile yeniden sözleşme, yeniden bir başlangıç yapma anlamına gelmektedir. Hareketimiz, sadece kadınların kurtuluşu için değil toplumun da kurtuluşunun hareketidir. Toplumu özgürlük, eşitlik, ekolojik, demokrasi, etik-estetik değerlerle yeniden yaratmanın çalışmalarını yürütmekteyiz.

Bu anlamda Kürt Özgür Kadın Hareketi (KJAR), özgür yaşamı yaratma mücadelesini amansız bir şekilde büyük bir kararlılık, iddia, kendine güven ile kadın öncülüğünü, militanlığını geliştireceğine olan iddiasını kongremizde bir kez daha ifade etmiştir.

Özgürlük mücadelesini veren kadınların öncülüğünde insanlığın kapitalist modernist yaşam kalıplarından, dogmalarından, kölelikten kurtulacağına olan inancını belirterek, özgürleşmek isteyen kadınlar için yeniden özgür yaşamı yaratmanın sözünü yenilemiştir. Bu temelde İran da yaşayan tüm halktan kadınlara ‘örgütlen, birlik ol, mücadele et, özgürleş’ anlayışı ile kadın birliğimizi yeniden kurmanın çağırısını yapmıştır.

İdeolojik, politik ve pratik her alanda çalışmaları hamlesel düzeyde geliştirmeyi içeren kapsamlı kararlar alan Kongremiz, KJAR’ı eksik, yetersiz ve yanlışlardan arındırarak güçlü ve güzel tüm yanlarını geliştirip büyütmeyi esas alan bir yaklaşıma sahip yeni bir yönetim kurulunun seçimiyle birlikte sistemini geleceğe güçlü taşıma kararlılığı ve andıyla tamamlanmıştır.”