Newaya Jin, ‘Fıtratınız: İşgal-tecavüz-katliam’ manşetiyle çıktı

Aylık olarak yayınlanan kadın gazetesi Newaya Jin Eylül ayında, “Fıtratınız: İşgal-tecavüz-katliam” manşetiyle okurlarıyla buluşuyor.

Newaya Jin’in Eylül ayı sayısı okuyucularıyla buluşuyor. Gazete, ‘Fıtratınız: İşgal-tecavüz-katliam’ manşetiyle çıktı. Konuya dair birçok makalenin yanı sıra gazete; İstanbul Sözleşmesi, savaş ve barış politikaları, Kobanê direnişinin izleri, sinema, tiyatro ve biyografi-anlatı türü başlıklara da geniş yer verdi.

İpek Er olayı ile kamuoyunda infiale yol açan Kürt kadınlarına dönük devlet güdümlü saldırıların nedenlerini irdeleyen Roni Eylem, sömürgeciliğin işgal ettiği topraklarda tecavüz yasalarının hüküm sürdüğü hatırlatmasında bulundu. Benzer başlığı Kürtçe sayfalarda yorumlayan gazeteci Gülistan İke de sebep ve sonuçlara dair birçok soru yöneltti!

‘EMİR AMİRLERDEN’

Türkiye’de yasallaştırılmaya çalışılan rejim değişikliği ile kadın hakları gaspı çabalarına dönük gündemi ise Jineolojî Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Ruşen Seydaoğlu yorumladı.

Kadın kazanımlarını güvence altına almaya çalışan yasaların değiştirilmeye çalışılması ile Kürt kadınlarının ve çocuklarının, ordu ve emniyet mensuplarının sistemli saldırılarıyla karşı karşıya kalmasının aynı döneme denk gelişinin tesadüf olmadığını belirten Seydaoğlu, İpek Er’e saldırının münferit olmadığını, uzman çavuşun emri kendisini yetiştiren amirlerinden aldığının altını çizdi.

‘ÇÖZÜM ÜÇÜNCÜ YOLDA’

Gazete, 1 Eylül Dünya Barış Günü ve 3. Dünya Savaşı’nın karakterine ilişkin önemli bir röportaja da yer verdi. Ester Hergûşî’nin DSM Yürütme Meclisi Başkanı İlham Ehmed ile yaptığı söyleşide Ortadoğu’da yürütülen savaşın neden ve sonuçlarına dikkat çekildi. Bölgede devam eden savaş ve çatışmaların merkezi hegemon sistemin yaşadığı krizin bir sonucu olduğunun altını çizen İlham Ehmed, üçüncü yol krizin çözüm formülüdür dedi.

DİRENİŞ VE OLUŞ ANI

14 Eylül 2014’te Kobanê’ye saldıran DAİŞ çetelerine karşı sergilenen fedaice direnişi ve ardından yeniden örülen yaşamı bölgeden Elif Kaya değerlendirdi. Çetelerin özgürlük mücadelesini deneyimlemiş, irade kazanmış kadın gerçekliğine çarptığını belirten Kaya, 6 yıllık zaman diliminde bölgede değişen sosyal ve toplumsal ilişkileri örneklendirdi.

BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK DEĞERLERİNİ ÇALDILAR

Zerya Gül ise 4 Ağustos 2020 Beyrut patlaması ile dünya yüzeyindeki savaş politikalarına dikkat çekti. Gül, devletli uyarlık güçlerinin bu toprakların barışını, kardeşliğini, yaşam ve özgürlük değerlerini çalarak, savaşı bir yaşam biçimine dönüştürdüğünü vurguladı.

KADIN VAR ÖZGÜRLÜK SAVAŞININ YÜZÜNDE

Kitap anlatımından yola çıkarak kadının savaş ile ilişkisini yorumlayan Dilzar Dilok, iki ayrı çağın, iki ayrı yurdun insanından dökülen aynı sözleri derledi.

İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler'e saldıran Nazi Almanya’sının uygulamalarına, Sovyetler Birliği’ndeki direnişe, kadınların savaş deneyimlerine ve savaşın erkek egemenlikli karakterine odaklanan Svetlana Aleksiyeviç’in 'Kadın yok savaşın yüzünde' kitabına atıfta bulunan Dilok tersi bir sav ile ‘Kadın var özgürlük savaşının yüzünde’ diyor ve ekliyor: “Zira savaşanın özgürleşmesi, özgürleşenin güzelleşmesi, güzelleşenin sevilmesi felsefesiyle mücadelemizi yükseltiyoruz.”

‘GÜNEY HÜKÜMETİNİN İSTİFASI İSTENİYOR’

Güney Kürdistan yönetimine dönük halkın tepkilerine odaklanan Gazeteci Beritan Zagros ise, Bölgesel yönetimin 29 yıllık kötü yönetim tecrübesine dair detayları paylaştı. Hükümetin şimdiye kadar hep dış destek ile ayakta kalabildiğini anımsatan Zagros, hükümetin istifasını haykıran halkın taleplerini paylaştı.

‘HAPİSHANE OLMAYAN BİR DÜNYA KOALİSYONU’

Gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ ise dikkatleri Amerika ve dünyanın birçok yerelinden yayılan “cezaevlerini lağvedin” kampanyasına çekiyor. İki ay önce (Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kürdistan, Hong Kong, Kaşmir, Brezilya ve Hindistan’dan sol örgütlerce) kurulan "Cezaevleri Kaldırılsın: Hapishane Olmayan Bir Dünya Koalisyonu"nun müjdesini veren Üstündağ, Koalisyon’un bir yandan polissiz bir dünyada öz savunma ve adaletin nasıl olabileceği üzerine kafa yorarken, bir yandan da cezaevi sistemleri ile kapitalizm, ırkçılık ve cinsiyetçilik arasındaki ilişkileri ortaya çıkartmayı amaçladığı bilgisini paylaştı.

BEYAZ PERDEDE MOR DAMGA

Gazetenin sinema kategorisinde ise sömürgeciliğe ve cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmiş afro-amerikan kadınların mücadelesini konu alan kimi film tanıtımlarına yer verildi... Tanıtım dosyasını hazırlayan Nilgün Yelpaze, ana akım sinema’nın, sinemanın icadından itibaren ve özellikle başlarda sadece zengin ve beyaz erkeklerin elinde olan bir sektör olduğunu hatırlattı.

Bİ TEATRE SARYA BARAN ŞANOYA JİNÊ

Başka bir röportaj da Mayıs 2018’de Rojava’nın Qamişlo kentinde oluşturulan Sarya Baran Tiyatro grubu ile gerçekleştirildi. Kevana Zêrin çatısı altında 4 kişi tarafından oluşturulan ve şimdiye kadar 4 oyunu sergilenen grubun çalışmalarına dair detaylar röportajda yer aldı.

DEVRİME İZ DÜŞENLER…

Haziran 2020’de Medya Savunma Alanları’nda şehit düşen KJK Yürütme Konseyi Üyesi Filiz Aslan (Leyla Agirî) ile 26 Temmuz 2020’de Berlin’de şehit düşen Gülistan Aksoy’a (Hevî Gabar) dair anı/anlatı yazılarının yer aldığı Eylül sayısında; arkeolog ve antropolog Lida Kayhkö’nün “Virüs ve karşı direniş yöntemleri”, Roza Metina’nın “Di paş deriyê zindanê de pêşwazîkirina 1'ê Îlonê” Latin Amerika Berlin Bloku’nun “Bersiva Las Tesisê” makaleleri ile “Xorasanlı halk sanatçısı Xangul Mosêrzad ve Kenyalı çevre aktivisti Phyllis Omido’nun portreleri de yer alıyor.