TJK-E’den yeni kampanya: Kadına dönük şiddet politiktir!

TJK-E, ’Kadına dönük şiddet politiktir!’ şiarıyla bugünden itibaren yeni bir kampanya başlatıyor.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), aktif yürütücüleri arasında Avrupa’da bulunan onlarca kadın meclisi, komün, inisiyatif ve kurumların olduğu yeni bir kampanya başlattı. ‘Kadına dönük şiddet politiktir!’ şiarıyla bugün başlatılan ve bir yıl sürecek kampanya üç aşamalı olacak.

TJK-E ve bileşeni kadın kurumları tarafından kampanya ile ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.

KAMPANYA BUGÜN BAŞLIYOR

Kadına dönük şiddeti ertelenebilecek, zamana bırakılacak bir sorun olarak görmeyen TJK-E, bugünden itibaren ‘Kadına dönük şiddet politiktir’ şiarıyla başlattığı kampanyanın temel sloganlarından birinin de ‘O sen de olabilirdin’ olacağını belirtti. “Amacımız kendimizden başlayarak toplumu dönüştürmek. Hakikatin yolunu kendi gerçeğimizin izinden yürüyerek bulmak” denilen açıklamada, kendisini yurtsever ve devrimci olarak tanımlayanların bu soruya cesaretle cevap verebilmeleri; değişime açık, gerekçelerin ardına sığınmadan kendileriyle yüzleşebilmeleri gerektiği vurgulandı.

TOPLUMSAL DOĞRULARA ULAŞMAK İÇİN

Özgür Kürt kimliğine kavuşturan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinin temelinde kadın özgürlüğü olduğu hatırlatılan açıklamada, Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden her kadın ve erkeğin kendisini ataerkil sistemin şiddet sarmalından kurtarmasının önemi vurgulandı. “Toplumsal yapımız içinde bu ölçülerle bağdaşmayan, böyle bir sorgulama içine girmeyen yani yaşamı ve ideolojisi arasında uçurumlar bırakan birçok birey var” denilen açıklamada, bu nedenle kampanyayı, bireyi çözümleyerek toplumsal doğrulara ulaşma temelinde yürütmenin hedeflendiği belirtildi.

KAMPANYA BİR YILI KAPSAYACAK

Açıklamaya göre; bir yılı kapsayacak olan kampanya boyunca kadına yönelik şiddetin kaynağı olan her türlü zihniyete ve bu zihniyet sahiplerine karşı aktif eylem ve tutum sahibi olunacak. Kadınlar öz savunma hakkı kullanacak. Şiddet uygulayanlara örgütlü yapılarda yer almayacağını kavratıncaya dek toplumsal tecrit de dahil farklı yöntemleri devreye konulacak. Şiddetin tarihsel, kültürel, siyasal, ekonomik boyutlarını derinlikli analiz eden bir bilinçlenme faaliyeti yürütülecek. Şiddeti bir kader olarak gören ya da karşı çıktığı halde çözümsüz kaldığını düşünen her kadına haklarını hatırlatmak, örgütlülükle güçlendirmek; yine kendini özgürlükçü, yurtsever, demokrat olarak tanımlayan erkeklere temel ölçünün kadına yaklaşım olduğunu kavratmak da kampanyanın esas hedefleri arasında.

KAMPANYANIN İLK AŞAMASI: EĞİTİM

* Kampanyanın ilk aşamasında kadının sömürgeleştirilmesinin sistemle bağını ve içiçeliğini kavratmak amacıyla eğitsel faaliyetler yer alacak. Yaygın panel, seminer, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerini kapsayacak. Sürekli yaşanan, ancak gündemin dışına itilen sorun, basın yayın ve sosyal medya yoluyla çözüme ulaşana kadar gündemde tutulacak.

İKİNCİ AŞAMA: EYLEM VE ÖRGÜTLENMESİ

* İkinci aşamada bilincin, pratik bir tutuma dönüşmesini sağlayacak eylem ve örgütlülük olacak. Bu amaçla miting, sokak gösterileri, yürüyüşler düzenlenerek, serbest kürsüler kurularak, afiş ve bildiriler dağıtılarak kamuoyunun gündemine de taşınacak.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA: KALICI ÇÖZÜMLER

* Üçüncü aşamada ise şiddeti önlemeye dönük kalıcı çözümler getirecek kurumlaşma ve örgütlülükler hedefleniyor. Meclislerin bulunduğu kent ve kasabalarda farklı kadın örgütleri ve kurumlarıyla ortak platformlar kurma, bu platformlar bünyesinde danışma hatları oluşturma ve öz savunma gruplarını örgütleme amaçlanıyor.

O SEN DE OLABİLİRDİN!

Yazılı açıklamada, neden böyle bir kampanyanın başlatıldığı, tarihsel arka planıyla birlikte güncel duruma işaret edilerek şöyle izah edildi: “O sen de olabilirdin. Mutlaka karşınıza çıkmış olan şiddet haberlerinde geçen bir katil ya da maktül olarak. Bir kadını öldüren bir erkek ya da bir erkek tarafından katledilen kadınlardan biri ’Sen de olabilirdin’. Duyduğunda seni dehşete düşüren bu olasılığı kendinden uzaklaştırma ve gerçekle yüzleş.

BELİRLEYİCİ SORULAR

* Doğayı, halkları ve insanı katleden kapitalizmin kadına dönük şiddeti başarıyla yürüten sürekli ve kalıcı bir iktidar birikimi olduğunun bilincinde misin?

* Bu uzun zincirin ilk halkasının erkeğin kadına dönük tahakkümü ile başladığını, eşit, özgür ve doğal yaşamın böyle bozulduğundan haberdar mısın?

* Ona karşı olduğunuzu söylerken bile sistemin erkeklere peşinen sunduğu toplumsal statüleri ‘doğanın bir gereği’ olarak görüyor musun?

* Peki bu toplumsal statülerinden vazgeçmeyi göze alabiliyor musun?

* Ulus devletlerin Kürt halkına uyguladığı zulmü reddedip onun karşısında mücadele edenlerin yanında saf tutuyorsun. İnsan onuruna yaraşır bir tavır olarak halkınızın kimlik, onur mücadelesinde yer alıyorsun. Peki devletin kendi rolünü aile içinde erkeğe devretmesinden rahatsızlık duyuyor musun?

* Kadına yönelik şiddetin devletlerin halklara, ezilenlere uyguladığı sistematik savaşın ilk adımı olduğundan haberdar mısın?

* Yaptıklarına, yapılanlara anlık kontrol kaybı, kendime hakim olamadım, tahrik oldum ya da haklıydım gibi izahlar getirmenin ne anlama geldiğini biliyor musun?

* Şiddet haberlerinde ama ile başlayan cümleler kurmanın, katilin yaptıklarını meşrulaştırmak olduğunun farkında mısın?

KADINA ŞİDDET POLİTİKTİR, ÇÜNKÜ

Kadına dönük şiddetin her biçimi sistemin anlık ürettiği politik saldırılarla ilgilidir, bu yüzden kadına dönük şiddet politiktir. Kadına yönelik şiddet sistemin en kalıcı, etkili ve sürekli silahıdır. Sistemin yaratıcıları ve onun karşıtı olduğunu iddia edenlerin uzlaşmaya vardığı tek konudur. Sistemin yaratılışı ve devamlılığının yegane yöntemidir. Demokrasi, insan hakları, eşitlik ve özgürlük gibi kavramları gerçek anlamına kavuşturan bir turnusol kağıdıdır. Kadınlar itiraz ettiğinde, reddettiğinde, var olmaya çalıştığında, yaşamı onunla paylaşmak değil ona hükmetmeye kurgulanmış erkeklerin demokrat, yurtsever, sosyalist, aydın, entelektüel olduğunu iddia edenlerinin de maskeleri bu yüzden düşer.

GEREKÇELENDİRMEK TOPLUMSAL KÖRLÜKTÜR

Bu yüzden şiddeti gerekçelerle açıklamak tam anlamıyla toplumsal körlüktür. Bu körlüğü giderecek olan ne devletler ne yasa koyucular ne de kapitalist sistemin özgürlük adı altındaki uygulamalarıdır. Bunların yapacağı en iyi şey, ancak şiddeti daha iyi maskelemek ve erkek egemen sistemin ömrünü uzatmak olabilir.

SİSTEM KARŞITLARININ TEMEL GÖREVİ

Tüm savaşların, sömürünün, doğa katliamının sebebinin tahakküm olduğunu söylüyoruz. Peki tahakkümün ilk olarak kadın üzerinde uygulandığını, bugün iktidarlaşıp kurumlaşmış halinin kapitalist modernite olduğunu biliyor muyuz? O halde neden kadına dönük şiddeti aşmak sisteme karşı mücadele edenlerin temel ve öncelikli bir görevi değil. Neden en dipte, en gizli olan en görünür kılarak, en çok tekrar edeni çözerek ilerlemiyoruz. Neden en yakınımızdaki bu sorunu mücadelemizin uzağında tutuyor, neden ertelenebilir görüyoruz.

ERTELENECEK BİR SORUN DEĞİL

Bizler toplumsal sorunları ertelemeyen, kendi toplumsal gerilikleriyle yüzleşebilen bireyler yaratabilen bir hareketin üyeleri olarak devrimler içinde devrimler başardık. Bu kadar ilerlediğimiz için şimdi en dipteki sorun yüzeye vuruyor. İşte bu nedenle kadına dönük şiddeti ertelenebilecek, zamana bırakılacak bir sorun olarak görmüyoruz.”

KAMPANYANIN AKTİF YÜRÜTÜCÜLERİ

Kampanyanın aktif yürütücüleri arasında Avrupa’da bulunan onlarca kadın meclisi, komün, inisiyatif ve kurumlar var. Yine farklı kadın örgüt ve kurumlarının kampanyaya aktif katılımı bekleniyor.

Açıklamada, kadın konfederal sisteminin tüm bileşenleri ve bütün Kürt kadınlarının bu kampanyanın aktif birer yürütücüsü olacaklarına dair inanç ifade edildi. Kampanyanın, Kürt özgürlük mücadelesine inanan her bireyinde özgürlük ölçülerine göre bir sorgulama ve değişimin yaşanmasını sağlaması için düşünsel ve fiziksel emek verileceği kaydedilen açıklamada, şunun altı çizildi: “Şiddeti gündemin dışına itmek değil, ortadan kaldırmak için mücadele edeceğiz.”

‘Kadına dönük şiddet politiktir!’ şiarıyla başlatılan kampanyanın altında, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) ile birlikte imzası bulunan diğer kurumlar şunlar:

* Almanya Kürt Kadın Hareketi (YJK-E)

* Fransa Kürt Kadın Hareketi (TJK-F)

* İsviçre Kürt Kadınlar Birliği (YJK-S)

* İsveç SARA Kadın Birliği (SARA)

* Belçika Kürt Kadınlar Birliği (YJK-B)

* Kopenhag Seve Kadın Meclisi

* Den Haag Ronahi Kadın Meclisi

* Arnhem Fatoş Sağlamgöz Kadın Meclisi

* Amsterdam Rojin Kadın Komünü

* Rotterdam Jin Kadın Komünü

* Londra Roj Kadın Meclisi

* Êzîdî Kürt Kadınları

* Alevi Kürt Kadınları

* Jinên Ciwanên Azad

* Jinên Xandewanên Kurdistan (JXK)

* Kadın Barış Bürosu (CENİ)