'Türk devleti ve çeteleri yeni katliam hazırlıkları yapıyor'

Türk devletinin Rojava'ya yönelik işgal saldırılarına tepki gösteren Kadınlar Rojava’yı Savunuyor kampanyasının Yürütücü Komitesi, Türk devleti ve çetelerinin yeni katliamlar gerçekleştirmek için hazırlık içerisinde olduğuna dikkat çekti.

1 hafta önce çok sayıda uluslararası kadın örgütü ve şahsiyet tarafından "Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’deki işgal savaşının hemen durdurulması" için bir Kadın Deklarasyonu yayınlandığı belirtilen "Kadınlar Rojava’yı Savunuyor" kampanyasının Yürütücü Komitesi açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Başta 30 kadın örgüt, meclis, federasyon ve hareketlerinin bulunduğu, aynı zamanda aralarında yazar, sanatçı, akademisyen, siyasetçi, aktivist ve Ortadoğu, Asya, Avrupa, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika’dan sivil toplum hareketi üyelerinin de bulunduğu 58 şahsiyet bu deklarasyonu imzalamışlardır.

Böylece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve devletler topluluğunun Türk devletinin işgal savaşının durdurulması için hızlı ve etkili bir şekilde adım atılması ve tüm dünyada kadınların seslerini yükselterek ve eylemlerini arttırarak savaşa karşı durmalarını istedik. Bunun ardından 17 Ekim 2019’da ABD başkanı Donald Trump ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına “ateşkes” diyerek uzlaştıklarını ilan ettiler. Bu anlaşmanın içeriği Kuzey ve Doğu Suriye topraklarının işgal planı ve Türk devletinin projesine göre etnik soykırım anlamına gelmektedir.

Bunu bizlere somut olarak Türk devletinin saldırılara ve savaş suçu işlemeye devam etmesi göstermiştir. İşlenen savaş suçları: (özellikle Serêkaniyê, Til Temir ve Kobanê arasındaki bölgede) Türk ordusu ve ortağı olan ElNusra, IŞİD gibi çeteler tarafından yapılan bombardımanlar, kuşatmalar, gasp ve talan uygulamalarıdır. Bundan dolayı 200’den fazla sivil katledilmiş, yüzlerce insan saldırılarda yaralanmış ve binlerce kişi göç etmek zorunda kalmıştır."

TÜRK DEVLETİ KİMYASAL SİLAH KULLANDI

Türk devletinin saldırılarda kimyasal silah kullandığına dikkat çekilen açıklamada, "Yaralıların şüpheli yanık izleri açık ve net bir şekilde Türk devletinin saldırılarında beyaz fosfor gibi kimyasal silahların kullanıldığını ortaya koymaktadır. Tüm bu saldırılara rağmen işgalci güçler kadınların ve Rojava halklarının birlikteliğine dayalı direnişini kırmayı başaramamışlardır. Türk devleti ve çetelerinin vahşi katliamlar, sert saldırılar ve hava bombardımanlarına maruz kaldığımız bu süreçte, Kürdistan ve dünyanın dört bir tarafında kadınların gösterdiği dayanışma, Rojava savunmasında direniş gücümüze güç katmıştır.

Bugüne kadar 1815 kadın örgüt, kolektif, sendika ve derneklerinden, kadın ve insan hakları için mücadele eden aralarında siyasetçi, yönetmen, tiyatrocu, gazeteci, feminist ve barış aktivisti kadınların olduğu birçok kadın imzaları ile deklarasyonumuzu desteklemiş, bizlerle dayanışma içerisinde olmuşlardır. Bununla birlikte birçok ülkede, video mesajları, basın açıklamaları ve eylemleriyle kadınlar bizleri desteklediklerini göstermiş, ve bunu bizlerle paylaşmışlardır.

Dünyanın dört bir tarafında, "Kadınlar Rojavayı Savunuyor" şiarıyla gerçekleştirilen yürüyüş ve gösterileri takip ederek, YPJ savaşçılarını selamlamak için yapılan direniş şarkısını hep beraber dinledik. Tüm bu mesajların bizim için anlamı çok büyüktür." Kadınlar Kürdistan’ın dört bir tarafından, Türkiye, İran ve Irak'tan gelerek Rojava savunması direnişine katılmaktadırlar" denildi.

'ATEŞKES' BİR SANİYE BİLE DEVREYE KONULMADI

Türkiye ve ABD tarafından yapılan "Ateşkes" anlaşmasının devreye konulmadığı vurgulanan açıklamada son olarak şunlar belirtildi: "Bugün ateşkesin ilan edilmesinin beşinci günü. Trump ve Erdoğan tarafından ateşkes bir saniye dahi yürürlüğe konulmamıştır. Önümüzdeki günlerde neler olacağı bilinmemektedir. Ancak anlaşıldığı kadarıyla Türkiye ve İŞİD çetelerinin savaşın yayılması ve yeni katliamlar gerçekleştirmek için hazırlık içerisinde oldukları açık ve net bir şekilde görülmektedir.

Bizler de bu katliam ve işgal planlarını durdurana kadar eylemlerimizi ve mücadelemizi güçlendirmeliyiz. Özellikle bu deklarasyonun altında belirtilen taleplerin öne çıkarılması, bahsettiğimiz durumların protesto edilmesi, tüm hükümetlere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ve ilgili tüm uluslararası kurumlara bu konuda gerekli ve etkili önlemlerin alınması için baskı yapılması amacıyla bu çağrımız tüm insanlaradır;

* Halkın savunulması için Kuzey ve Doğu Suriye hava sahasının kapatılması ilk ve en acil adım olarak öne çıkmaktadır.

* Türk devletinin hemen şimdi Kuzey ve Doğu Suriye'de yürüttüğü işgal saldırılarının durdurulması.

* Etnik soykırımın, Türk devleti ve çeteleri tarafından uygulanan savaş suçlarının önüne geçilmesi."