Sonbaharın en güzel demlerini yaşadığımız bir süreçte gerilla kamplarını dolaşıyoruz. Sonbaharın en güzel kareleri ve anları kadrajımıza takılıyor yol boyunca. 7 saatlik yürüyüş ardından ilk durağımız gerillanın kültür ve sanat faaliyetlerinin yürütüldüğü TEV-ÇAND kampı oluyor. Burada TEV-ÇAND bünyesinde faaliyet yürüten gerillaların bizi sıcak karşılayışı ardından kamelyaya geçiyor ve koyu bir sohbete dalıyoruz.

Çalışmalarının bu zor şartlarda nasıl devam ettirildiğini, yeni albüm çalışmalarının olup olmadığını da soruyoruz. Gerillalar, Türk devletinin gerilla alanları üzerindeki keşif faaliyetlerini artırdığını, savaş uçaklarının sürekli olarak gerillalar üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalıştığını belirterek, ancak her türlü tedbir aldıklarını, çalışmalarına bir gün dahi ara vermeden devam ettiklerini söylüyor. Kültür sanat alanında çalışma yürüten gerillalar, "Her alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında PKK’nin 40. Yılını karşılamaya ve kutlamaya hazırlanıyoruz. Bu temelde yeni albüm çalışmalarımız var. Özellikle PKK’nin 40. Yılına özel çalışmalarımız olacak" diyor.

DAĞLARDA ZAZAKÎ EZGİLER

Sonbaharın en güzel zamanlarını yaşadığımız bu süreçte Dersimli gerilla ve sanatçı Baran Candemir ile tanışıyoruz. 1984'te Dersim’de doğan Baran, 92 – 94 yılları arasında Türk devletinin tümden imhayı hedefleyen saldırıları ardından Dersim merkeze göç etmek zorunda kaldıklarını, ardından Avrupa’ya gittiğini ama bir süre sonra özgür dağlara geldiğini  söylüyor. Müziğe başlarken sadece kendisinin yaşadığı duygu yoğunluğunu müziğine yansıttığını belirten Baran, Kürt Halk Önderi Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi ile tanıştıktan sonra müziğinin toplumsal bir hal aldığını vurguluyor. Özgür Kürdistan dağlarında Baran’ın o güzel sesinden Zazakî şarkılar dinliyoruz. Baran ile çalışmalarını, gerillayı ve müziği konuşuyoruz. 

İLK DURAĞI AWAZÊ ÇİYA

Baran, gerillaya ilk geldiği zamanlarda müzisyen olduğunu söylemiş. Tabi durum böyle olunca TEV-ÇAND, Baran’ı kendi bünyesine katıyor. Baran ilk olarak Awazî Çiya müzik grubuna dahil oluyor. Awaze Çiya deneyimin kendisinde farklı bir duygu yarattığını dile getiren Baran, "Bence sanat çalışmaları yürütmek isteyen her insan mutlaka gerillada bir Awazê Çiya tecrübesi yaşamalı" diyor.

Gerilla yaşamı ile sanatın ayrılmaz olduğunu ifade eden Baran, Şehid Sefkan Akademisi'nde kültür ve sanat eğitimlerinin verildiğine işaret ederek, şöyle devam ediyor: "Burada insanın dünyaya ve yaşama olan bakışı değişiyor. Bir tarz ve duruş sahibi oluyor. Burada kolektif bir yaşam söz konusu. Her şey ortak. Gerilla yaşamı beni çok etkiledi. Yoldaşlık bağları gerçekten çok güçlü. Bu nedenle diyorum ki; her Kürt sanatçısı ve müzisyeni mutlaka Şehid Sefkan Akademisi'nde eğitim görmeli."

FEDAİLERİN ANISINA VENGDANO

Apocu fedailiğin ulaştığı düzeyin ve öz yönetim direnişlerinin Kürdistan tarihine damga vurduğunu belirten Baran, 2015'te Dersim merkezde fedai tarzda savaşarak şehit düşen HPG gerilları Brusk ve Rezan ile Sur direnişinin komutanı Çiyager’in anısına 'Vengdano' adlı bir Zazakî eser hazırladığını; yakın zamanda yapılacak klip çekimi ardından yayınlanacağını  paylaşıyor.

Gerilla Baran, bu ezgi ile kendisini halklara feda eden devrim şehitlerinin hiç unutulmamasını istediğini ifade ediyor.

SANATLA İLE YÜZLEŞMENİN YOLU

Baran’a Avrupa, Kürdistan ve Türkiye metropollerinde müzik yapan Kürt Alevi gençler olduğunu ve o gençlerin neden burada olmadığını soruyorum. Bu konunun önemli olduğunu söyleyen Baran, yaşanan bu eksilikte pay sahibi olduklarını, bu konuda samimi ve içten bir özeleştiri verdiklerini ifade ediyor. Gerçek sanatla yüzleşmenin tek yolunun Öcalan’ın fikir ve felsefesini anlamaktan geçtiğini belirten Baran, şunu dile getiriyor: "Ben eskiden kendime sanatçıyım diyordum. Özellikle Avrupa’da olduğum süreçte. Gerillaya katıldıktan ve Awazê Çiya bünyesinde çalışma yürüttükten sonra daha farklı şeyler gördüm. Benim daha önce yaptığım şeyin müzisyenliği aşmadığını gördüm. Burada müzisyen ve sanatçı arasındaki farkı gördüm ve anladım."

YÜZÜNÜZÜ DAĞLARINIZA DÖNÜN

Gençleri sistemin pençesinden kurtarmak gerektiğini söyleyen Baran, devamla şunları belirtiyor: "Gençler Önder Apo’nun felsefesini iyi öğrenmeli ve anlamalı. Demokratik Ulus, Demokratik Konfederal sistemi okumalı ve araştırmalı. Bunlar olmadan kültür ve sanat anlaşılamaz. Bu temelde verilen mücadelenin ortaya çıkardığı bilincin ağırlığı hissedilmez ve önemi anlaşılamaz. Dersimli gençler başta olmak üzere tüm Kürt Alevi halkımıza sesleniyorum; 1938'deki soykırım bugün farklı biçimlerde devam ediyor. Yüzünü önderliğinize, halkınıza ve özgür dağlarınıza dönün."