Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

İşkence yapılan Aksoy ve Cingöz'ün akıbeti soruldu

Gözaltına alınıp işkence yapılan ve kaybedilen Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’ün akıbeti soruldu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla sürdürdükleri eylemin 649’uncu haftasında online açıklama yaptı. Açıklamada, 7 Haziran 1995 tarihinde 'Beyaz Toros’la gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınmayan Edip Aksoy ile Orhan Cingöz’ün akıbeti soruldu.  Aksoy ve Cingöz’ün hikayesini, İHD Yönetim Kurulu Üyesi Jiyan Ormanlı anlattı.

'TÜRK ASKERİ TARAFINDAN İŞKENCE YAPILDI'

Ormanlı, Edip Aksoy’un Lice’ye bağlı Zenge (Dolunay) köyünde yaşadığını, Türk askerleri tarafından üç kez gözaltına alınıp ağır işkencelere maruz bırakıldığını hatırlattı. Askerlerin köyü terk etmeleri yönündeki baskıları sonucunda Aksoy’un ailesinin 1993 yılında, Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldığını kaydeden Ormanlı, şunları belirtti:
“31 yaşındaki Edip Aksoy, Diyarbakır’da tütün ticareti yaparak ailesinin geçimini sağlamaktaydı. 7 Haziran 1995 sabahında Melikahmet’teki dükkânına gitmek üzere evden ayrıldı.  Edip Aksoy, öğlene doğru tütün almak için Diyarbakır’a gelen köylüsü 23 yaşındaki Orhan Cingöz’le buluştu. Birlikte saat 12.00 civarında Diyarbakır Dağkapı’daki Yeşilçınar Çay Bahçesi’ne gittiler. Burada arkadaşları ile birlikte oturup sohbet ederken çay bahçesinin önünde Beyaz Toros marka bir araç durdu. Araçtan inen sivil giyimli, silahlı ve telsizli üç kişi yanlarına geldi. Kendilerini polis olarak tanıtan bu kişiler, Edip ve Orhan’ın kimliklerini aldıktan sonra 'İfadeniz var, karakola gideceğiz' diyerek götürdüler."
Aksoy ve Cingöz’ün gözaltına alındığını ve Beyaz Toros’la götürüldüğünü gören çok sayıda tanık olmasına rağmen, gözaltına alındıklarının inkâr edildiğini kaydeden Ormanlı, ailelerinin ve İnsan Hakları Derneği’nin bugüne kadar ilgili kurumlara yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığını ve kendilerinden bir daha haber alınmadığını söyledi.

İTİRAF EDİLDİ

Olaydan 10 yıl sonra 2005 yılında JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan’ın itiraflarının basına yansıdığını dile getiren Ormanlı, şöyle devam etti: “Aygan itiraflarının bir bölümünde Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’ün JİTEM tarafından sorgulandığını, sorguladıktan sonra infaz edilerek Silopi yolu üzerinde bir dere kenarına gömdüklerini söyledi. Olay yerini detaylarıyla tarif etti.  Bunun üzerine İnsan Hakları Derneği olay yerinde incelemelerde bulundu. Topladığı bilgilerle 6 Temmuz 2005 tarihinde Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Savcılık, Aygan’ın söz ettiği yerde 28 Haziran 1995 tarihinde iki kişiye ait ceset bulunduğunu ve belediye aracılığıyla Kimsesizler Mezarlığı'na gömüldüğünü tespit etti. Aileler de soruşturma dosyasındaki ölü beden fotoğraflarının Edip ve Orhan’a ait olabileceklerini beyan etti. Savcılık kararı ile açılan söz konusu mezardan dört kişiye ait kemikler çıktı. Alınan kemik örnekleri kimliklendirme çalışması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Ancak Adli Tıp Kurumu, yapılan DNA testi sonucunda kemiklerin Aksoy ve Cingöz aileleriyle eşleşmediğini açıkladı.”