Avesta: Gerillalar Metina'da, Zap'ta Zilan çizgisinde direniyor

Türk devletinin saldırılarına karşı özgürlük gerillalarının Zilan ve Sema Yüce çizgisinde direndiğine değinen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, "Halkımız her zamankinden daha fazla gerillanın etrafında kenetlenmelidir" dedi.

Stêrk TV'de yayınlanan programa katılan KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, röportajın 2. bölümünden Haziran ayı şehitleri ve İzmir'de HDP'li Deniz Poyraz'ın katledildiği saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Zeynep Kınacı (Zilan), Sema Yüce, Filiz Yerlikaya (Gulan), Leyla Agirî ve Fikri Baygeldi şahsında Haziran ayı şehitlerini anan Avesta, "Kürdistan gençleri de her zamankinden daha fazla inisiyatifli, iradeli ve bilinçli bir şekilde şehit arkadaşlarımızın çizgisinde direnişe katılmalı ve Rêber Apo'nun özgürlüğünü kaçınılmaz kılmalı. Eğer bunu yaparsak o zaman şehitlerimize layık olur, yüzümüzün akı ile halkımızın karşısına çıkarız" diye konuştu.

17 Haziran’da HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik yapılan saldırıya değinen Avesta, Kürt halkına Türk devletinin her türlü saldırısına karşı kendilerini korumaları çağrısında bulunan Avesta, "Daha önce Kürdistan halkı ve özgürlükçü halkların büyük bir tehlike altında olduğuna dikkat çekmiştik. Ne yazık ki yaşanan bu katliamla öngörülerimiz doğru çıktı. İzmir HDP'ye yönelik saldırıda Deniz Poyraz şehit düştü. Poyraz ailesi 1990'lı yıllarda Türk devletinin baskıları sonucu İzmir'e göç etmek zorunda kalmış, burada da yurtseverlik değerlerini koruyan bir aile. 3 çocukları zindanda olan değerli, yurtsever bir ailemizdir. Vahşi saldırıda şehit düşen Deniz Poyraz da demokratik siyaset yaparak halkına hizmet ediyordu. Deniz Poyraz yoldaşımızı saygıyla anıyorum. Deniz kadın özgürlük çizgisi şehididir. Değerli ailemizi özellikle ilk andan itibaren onurlu bir duruş sergileyen annemizi selamlıyorum, acılarını paylaşıyorum. Değerli ailemizin şahsında tüm Kürdistan halkına ve Rêber Apo'ya baş sağlığı diliyorum" dedi.

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta'nın Stêrk Tv'de yayınlanan röportajının 2. bölümü şöyle:

Kürdistan özgürlük hareketinde ve kadın hareketinde Haziran ayı şehitlerinin önemli bir yeri var. Partinizin öncülerinden Zilan, Sema Yüce bu ayda yaşamını yitiren şehitlerden. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan yaşanan bu şahadetlerin ardından kadın çizgisini ilan etti. Sayın Öcalan ile kadınlar arasında nasıl bir sevgi ve bağ var? Bu sevgi ve bağın temelinde nasıl bir sır var?

Öncelikle kadın hareketimizin öncülerinden Zilan (Zeynep Kınacı), Sema Yüce, heval Gulan ve Leyla Agirî'yi saygı ile anıyorum, anıları önünde saygı ile eğiliyorum. Haziran ayı feda eylemlerin yapıldığı bir aydır. Heval Zilan'ın eylemi de bunlardan biridir. Bu şehit arkadaşlarımızın hem bıraktıkları mektuplar, hem de Rêber Apo'nun değerlendirmeleri yaptıkları kahramanlıkları ortaya koyuyor. Bizler bu arkadaşlarımıza borçluyuz. Heval Zilan'ın eylemi özgürlük mücadelemizdeki ilk fedai eylemdir. O dönemki koşullarda seçtiği eylem yerini ve yarattığı etkiyi ele aldığımızda ne kadar yerinde bir eylem olduğunu görüyoruz. Düşmana çok ağır bir darbe vurdu. Bu eylemden önce 6 Mayıs 1996 yılında Şam'da önderliğimize yönelik bombalı araçla bir suikast yapıldı. Türk devleti ve 3'lü çete olan Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Doğan Güreş, önderliği fiziki olarak tasfiye etmek için böyle bir suikast yaptılar.

Bu saldırıların nasıl bertaraf edileceğine ilişkin kendi içimizde tartışmalar yürütüyorduk. Heval Zilan'ı değerlendirirsek ideolojik olarak çok donanımlıydı. Tarihi bilince sahipti. Heval Zilan önderliğe yönelik fiziki bir darbenin Kürt halkının yok olması ve kadın hareketinin yenilmesi anlamına geldiğini biliyordu. Bu yüzden böyle bir eylem yaptı. Eylem yeri de çok anlamlıydı. Heval Zilan ismini Geliyê Zilan'dan almıştı. Orada ne kadar Kürdün katledildiğini hepimiz biliyoruz. Eylem için seçtiği yer de Dersim. Dersim ve Geliyê Zilan'da yaşanan katliamların acısını derinden hissediyordu.

Heval Zilan mektubunda da neden böyle bir eylem yaptığını açıklıyordu zaten Rêber Apo mektubu bir manifesto olarak değerlendiriyor. Mektuptaki her cümlesi çok değerli. Örneğin önderlik için, tarihte böyle bilinçli, irfan sahibi bir liderimiz olsaydı Kürtlerin statüsü böyle olmazdı. Yine keşke canımdan başka verebileceğim bir şey olsaydı, büyük bir eylemin ve anlamlı bir yaşam sahibi olmak istiyorum demişti. Böyle bir eylemin ardından önderlik de 'Zilan benim komutanımdır' dedi. Bu eylemin üzerinden çeyrek asır geçti ama bu eylemin önemini her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Yeni doğan binlerce kız çocuğuna Zilan ismi verildi, o kız çocukları şimdi Zilan çizgisinde YJA Star'da, YPJ'de, YJŞ'de, HPJ'de mücadele ediyor. Her biri Zilan, Beritan, Sema ismi ile özgürlük mücadelesi veriyor. Bu yüzden heval Zilan'ın eylemi, eylemden öte bir çizgidir, yaşam felsefesidir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bir değerlendirmesinde 'Zilan ve Sema tarihin ve kadının dirilişidir. Bir mabede gider gibi huzurlarında eğileceğiz' diyor. Abdullah Öcalan bu değerlendirmesinde nasıl bir mesaj veriyor?

PKK ve PAJK şehitler partisidir. Özgürlük mücadelesinde, kadınlar önderlik ile özgür yaşam anlaşması yaptı ve bizler de bu devrimde varız dediler. Özgürlük mücadelesinde yer alan kadınlar olarak bizler Rêber Apo'ya borçluyuz ve minnettarız. Rêber Apo çizgisinde olan heval Sara'ya da borçluyuz. Bu vesile ile heval Sara'yı da minnetle anıyorum. Heval Zilan, heval Sema mücadele tarihimize damga vurmuş şehitlerimizdir. 40 yıldır özgürlük mücadelesinde şehit veriyoruz. İlk şehidimiz Bese Anuş'tur. Kadın ordulaşması heval Beritan çizgisinde kuruldu. Önderlik kadın kurtuluş ideolojisini de heval Zilan'ın anısına geliştirdi.

Bunu ilk anlayanlardan biri de heval Sema Yüce idi. Zindan olmasından kaynaklı, önderliği, partiyi yakından tanıma olanağı da yoktu ama heval Sema önderlik sahasında kalmıştı. Dolayısıyla Sema heval kişiliğini Önder Apo’nun felsefesi ve ideolojisi temelinde yarattı. Heval Sema o dönem zindanda sahte önderlerin, bütün yetkileri kendinde toplamak ve kadınlar üzerinde egemenlik kurmak isteyen ataerkil yaklaşımların farkındadır. Buna karşı tasfiyeci çizgi ile mücadele eder. 21 Mart 1998 Newroz akşamı "Bedenimi 8 Mart'ta 21 Mart'a köprü yapmak istiyorum" diyerek eylem yapıyor.

KADIN HAREKETİ TÜM KADINLARIN UMUDU OLDU

Heval Sema'nın bıraktığı mektupta da görüyoruz; şartları ve koşulları ne olursa olsun, önderliğe, önderlik çizgisine, mücadeleye sahip çıkıyor ve yaptığı fedai eylem ile küllerinden doğmak istiyor. Böyle bilinçli fedai eylemler tarihte ilk defa yapılan eylemlerdir. Mektubunda, "Nasıl ki gökyüzünde iki güneş yoksa ve olmayacaksa, bir insan için, özgürleşmek isteyen bir kadın için, iki yaşam seçeneği, iki moral merkezi olamaz. Özgürlük hepimiz içindir ve özgürlüğe adım adım ulaşılabiliriz" diyor. Heval Sema bu bilinçte bir insandı, bundan dolayı eylemi çok büyük bir etki yarattı.

Heval Sema'nın eyleminden sonra Fikri Baygeldi arkadaş da fedai eylem yaptı. Mektubunda "Sema heval benim komutanımdır, Kürt kadını benim komutanımdır. Ben kendi talimatımı komutanımdan aldım ve gerekeni bir savaşçı olarak yapacağım" diyerek özgür erkek kriterini ortaya koydu. Bu fedai eylemlerle PKK'de özgür erkek ve özgür kadın kişiliğinin nasıl olması gerektiğini ortaya koydular.

Zilan ve Sema arkadaşlarımızın fedai eylemlerinden sonra PKK artık bir kadın partisi oldu. Zaten önderlik 1998 yılında kadın partileşmesini gündeme almıştı. Komplo sürecinden kısa bir süre önce 'PKK'de artık bir değişim dönüşüm olması lazım. Bu da kadın ideolojisi ile olur' dedi. Uluslararası komplo olduktan sonra önderlik kadın özgürlük projesinin yarım kaldığını söyledi. Kadın hareketi de 1998 yılından bu yana önderliğin projesini tamamlamak ve bu şehitlere layık olmak için özgürlük çizgisinde mücadele ediyor. Bu yüzden kadın hareketi bütün kadınlar için büyük bir umut oldu.

Zilan ve Sema'ların çizgisinde mücadele edip şehit düşenlerden biri de Gulan'dır. Şehit Gulan'ı tanıma şansı yakalayan biri olarak bize biraz kendisinden bahseder misiniz? Nasıl bir kişiliğe sahipti, özgürlük mücadelesi nasıldı?

Heval Zilan, Sema ve Gulan önderliğe yönelik geliştirilen komploya karşı aynı tutumu sergileyen 3 arkadaştır. Önderlik 1999 yılında esir düştüğünde heval Gulan PKK'nin 6. kongresinin delegesiydi. O dönem nasıl tutum sergilememiz, nasıl bir çıkış yapmamız gerekir diye kongrenin olduğu alanda toplantı alıyorduk. Öyle bir süreç başlatmalıydık ki düşman pişman olup önderliğin ayağına gitmeliydi. Bu da o zamana kadar gösterilmeyen bir mücadele ile olacaktı. Fedai güçleri oluşturduğumuzda kendisini ilk öneren Gulan hevaldı. Son nefesine kadar da hem içerideki tasfiyeci güçlere, hem de komploda yer alan güçlere karşı durdu.

Heval Gulan önderlik sahasında kalmıştı, önderliği tanımıştı ve eğitim görmüştü. Bilinçli bir arkadaştı. Gulan'ın şahadeti tarihimizde daha önce yaşanan bir şahadet değildi. Heval Gulan katledildi, hem de kadın kongresinde. Kadın özgürlük çizgisinde ısrar eden Gulan heval komplocu güçler tarafından katledildi. Kadın özgürlüğüne karşı olan, kadın iradesini kendisi için tehlikeli olan kişiler tarafından katledildi heval Gulan. Özgürlük çizgisinde ısrar eden, iradeli, mücadeleci ve Zilan ile Sema'ların çizgisinde olduğu için katledildi.

Gulan heval ile başlayan fedai çizgisi bugün de Derweş, Zinar, Rojin, Eylem, Êriş ve Andok'larla daha da gelişti. Fedai eylem yapan onlarca savaşçı mektuplarında heval Gulan'dan nasıl güç aldıklarından bahsediyorlar. Heval Gulan, Zilan ve Sema çizgisinde nasıl hareket edilmesi gerektiği bilincine varmıştı. Bu vesile ile heval Gulan şahsında tüm fedai direnişçilerini saygı ile anıyorum. Alanlarda özgürlük davasını yürüten 70-80 yaşındaki annelerin onurlu direnişi fedai direnişçilerimizin yarattığı çizgidir. Fedai çizgisi de heval Gulan şahsında kadın özgürlük çizgisi oldu.

KJK Yürütme Konseyi (YK) Üyesi Leyla Agiri'nin (Filiz Aslan) şahadet yıldönümü yaklaşıyor. 23 Haziran 2020 yılında şehit düşen Leyla Agiri'den de biraz bahsedebilir misiniz?

Heval Leyla Agiri de daha genç yaşlarda Zilan, Gulan, Beritan ve Sema'ların izinden giderek gerilla saflarına katıldı. Heval Leyla'yı 1996 yılında önderlik sahasında gördüm. O dönem Serhat'tan gelmişti. Bilinçli, öngörülü bir arkadaştı. Heval Leyla uzun yıllar mücadele içerisinde yer aldı. Bahsettiğimiz arkadaşlar genç yaşta şehit düştüler ama heval Leyla neredeyse 29-30 yılını mücadele içerisinde geçirdi. Bütün alanlarda mücadele etti. Gerillada, toplumsal yaşam alanında, kadın hareketinde yer aldı, komutanlık yaptı.

Mücadelemiz içerisinde büyük emekler verdi. Çok büyük bir değerdi bizim için. Heval Gulan'ın şehadeti bize çok ağır geldi. Devrimin öncülerinden olan bir arkadaştı. Heval Leyla da Zilanların direniş ve özgürlük çizgisini temsil etti, komutan oldu ve devrime öncülük etti. O yüzden heval Leyla'nın şahadeti bizi derinden üzdü. Bu ayda şehit düşen birçok arkadaşımız var. Mesela Hanım Yaverkaya 1985 yılında 28 Haziran'da şehit düştü, yine gençlik öncülerinden heval Hogir, PKK merkez üyesi heval Xelil, heval İsmail de bu ayda şehit düştü. Yani yüzlerce arkadaşımızın şehit düştüğü bir aydır Haziran ayı. PKK bu şekilde şehitler partisi ve halkların değeri oldu.

Nerede mücadele edilecek bir alan yaratılmışsa bu şehitlerin sayesindedir. Böyle yaklaşmamız lazım. Belki sembol olmuş bir kaç arkadaş üzerinde durduk ama bütün devrim şehitlerine borçluyuz. Bugün kadınlar eğer ataerkil zihniyetten, yüz yıllardır devam eden köle iktidarladan kendilerini kurtarıyorlarsa bu da kadın kurtuluş ideolojisi sayesindedir. Bu çok önemlidir. Kadın kurtuluş ideolojisi ile binlerce militan her alanda direniyor. Zindanlarda Saraların çizgisinde, dağlarda Zilanların, Semaların çizgisinde YJA Star güçleri içerisinde direniyor.

Şehit direnişçilerin emeklerini her alanda görmek mümkün. Sizce Kürt kadınları, özgürlükçü kadınlar, Kürt gençleri şehitlere nasıl layık olacak, onların çizgisinde nasıl yürüyecek?

Kürdistan gençleri özellikle genç kadınlar, örneğin Leyla Şaylemez, Özerk yönetim direnişlerinde yer alan Zeryalar, Axinler, Çiyagerler, yine toplumsal alanda çalışma yürüten Asya, Pakize arkadaşlar gibi onlarca arkadaşımız Sema ve Zilan çizgisinde mücadele etti. Bugün ise daha büyük tehlikelerle karşı karşıyayız. Önderlik daha büyük tehlike altında. Faşizm bütün gücü ile irademize saldırıyor. Kürt halkını yok etmek istiyor. Geçmişte yaşanan acıları tekrar Kürt halkına yaşatmak istiyorlar. Tarih hafızamızı tazelersek, 29 Haziran 1925 yılı Şêx Said'in idam edilişi, yine 29 Haziran 1999 yılında önderliğe ilişkin idam kararı verildi. Buradan baktığımızda hala Kürtlere yönelik tehlikenin devam ettiğini görebiliyoruz.

Bütün bunları mücadele gerekçesi yaparak, bütün alanlarda adlarını saydığım direnişçilerin tarzı ile mücadele edilmeli. Kimseden emir talimat beklenmemeli. Heval Zilan merkez emir versin de eylem yapayım demedi, heval Gulan başkaları fedai olsun ben sonra katılırım demedi, ya da heval Sema ben zindandayım imkanlarım yok diye bir şey demedi. Kimse bu arkadaşlara talimat vermedi. Bugün de Avaşin, Metina, Zap, Zagros ve diğer gerilla alanlarında özgürlük gerillaları kimsenin talimatını beklemiyor. Özgürlük gerillaları her gün bu vahşi düşmana karşı büyük bir direniş sergiliyor.

Kürdistan gençleri de her zamankinden daha fazla inisiyatifli, iradeli ve bilinçli bir şekilde bu çizgide hareket etmelidir. Böyle yapacaklarına olan inancım da tamdır. Çünkü Kürdistan gençleri bu devrimin öncüleridir. Bu vesile ile bir kez daha çağrıda bulunuyorum, şehit arkadaşlarımızın çizgisinde direnişe katılalım ve Rêber Apo'nun özgürlüğünü kaçınılmaz kılalım. Eğer bunu yaparsak o zaman şehitlerimize layık olur, yüzümüzün akı ile halkımızın karşısına çıkarız. Halkımız ve diğer halklar her zamankinden daha fazla şehitlerimizin etrafında kenetlenmelidir.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne 17 Haziran’da Onur Gencer tarafından vahşi bir saldırı yapıldı. Saldırıda HDP çalışan Deniz Poyraz katledildi. Sizce bu saldırı kimler tarafından yapıldı, saldırının amacı nedir ve Kürt halkı bu saldırılara karşı değerlerine nasıl sahip çıkmalı?

Programın başında Kürdistan halkı ve özgürlükçü halkların büyük bir tehlike altında olduğuna dikkat çekmiştik. Ne yazık ki yaşanan bu katliamla öngörülerimiz doğru çıktı. İzmir HDP'ye yönelik saldırıda Deniz Poyraz şehit düştü. Poyraz ailesi 1990'lı yıllarda Türk devletinin baskıları sonucu İzmir'e göç etmek zorunda kalmış, burada da yurtseverlik değerlerini koruyan bir aile, 3 çocukları zindanda olan değerli, yurtsever bir ailemizdir. Vahşi saldırıda şehit düşen Deniz Poyraz da demokratik siyaset yaparak halkına hizmet ediyordu. Deniz Poyraz yoldaşımızı saygıyla anıyorum. Deniz kadın özgürlük çizgisi şehididir. Değerli ailesini özellikle ilk andan itibaren onurlu bir duruş sergileyen annemizi selamlıyorum, acılarını paylaşıyorum. Değerli ailemizin şahsında tüm Kürdistan halkına ve Rêber Apo'ya baş sağlığı diliyorum.

Bu olay sıradan, münferit bir olay değil. Planlı, iktidar tarafından hazırlanan bir saldırıdır. Bu saldırı ne HDP'ye yönelik genel saldırılardan, ne İmralı'da devam eden tecritten, ne Medya Savunma Alanları'na yönelik saldırılardan, ne de HDP'ye açılan kapatma davasından bağımsız değildir. Bu saldırının amacı büyük bir katliam yapmaktı. Nasıl ki 1993 yılında Sivas'ta Madımak otelinde aydınları, sanatçıları katlettilerse, bu saldırıda da o gün toplantı yapacak (toplantı tesadüfen iptal olmuş) olan 40 kişiyi canlı canlı yakacaklardı. Artık bıçak kemiğe dayandı. Metropollerde yaşayan tüm halkımız büyük bir tehlike altında. Kürdistan halkı soykırım kıskacında, Kürt dostları vahşi bir saldırı altında. Bu saldırı sadece HDP'ye yönelik değil, tüm özgürlükçü, demokratik ve faşist iktidara karşı demokrasi cephesinde mücadele edenlere yönelik bir saldırıdır.

'FEHİME POYRAZ'IN ONURLU DURUŞUNU SELAMLIYORUM'

Heval Deniz Poyraz'ın şehit edilmesine karşı herkes alanlara çıkmalı, kendilerini savunmalı. Sadece Kürdistan'da değil tüm metropollerde, İzmir'de, Adana'da, Ankara'da, İstanbul'da Kürdistanlılar alanlara çıkmalı ve iktidar bu zihniyetten vazgeçene kadar mücadele etmelidir. Bu da serhildanlarla, halkın alanlara çıkması ile olur. Özellikle kadınlar şunu bilmeli ki, HDP'li Deniz Poyraz şahsında yapılan saldırı HDP'nin savunduğu kadın özgürlük çizgisine yönelik bir saldırıdır. Önce eşbaşkanlık sistemine saldırdılar, daha sonra tüm kurum ve kuruluşlarına saldırdılar, siyasetçilerini zindana attılar, son olarak savunmasız bir kadını katledip binayı ateşe verdiler.

Halkımızın bu saldırının sıradan münferit bir saldırı olmadığını bilmelidir. Kürdistan gençleri ve kadınları bu olayın peşini bırakmamalı. Kürdistan halkı, dostları, demokrasi örgütleri Kürdistan'da ve Türkiye'de Deniz Poyraz'ın direniş ruhu ve onurlu bir tutum sergileyen annemiz Fehime Poyraz'ın duruşu ile mücadele etmeli. Annemiz Fehime Poyraz hepimizin onuru oldu. Kadın özgürlük çizgisini yürüten annemiz Fehime Poyraz şahsında aileye özel selamlarımı ve saygılarımı iletiyorum. Herkes böyle bir duruş sergilemelidir. Deniz Poyraz'ı bir kez daha saygı ve minnetle anıyorum, kadın özgürlük hareketi olarak bu şehitlerimizin çizgisinde yürümeye devam edeceğiz, intikamlarını da mutlaka alacağız. Son olarak halkımız bu saldırılara karşı dikkatli olmalı ve kendilerini korumalıdır.