Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) 20. Genel Kurulu başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok merkezinde yaşayan Kürt siyasetçi, aydın, akademisyen ve sanatçıların katılımıyla bugün öğlen saatlerine doğru başladı. Koronavirüsü salgını nedeniyle online (çevirim içi) yapılan kurula KNK üyelerinin yanı sıra Kürdistan’ın dört parçasından çok sayıda parti, örgüt ve organizasyonun temsilcisi katılıyor.

Güney ve Batı Kürdistan’da delegelerin toplu olarak tele konferans yöntemiyle hazır olduğu kurultayda ilk olarak KNK’nin birleşenleri olan partilerin mesajlarının okundu. Ayrıca Rusya, İç Anadolu’da yaşayan Kürtler ile birçok dini grupların temsilcileri de canlı olarak mesajlarını sundu. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı da kurultaya bir mesaj göndererek önemli çağrılarda bulundu.

‘KÜRTLERİN STATÜ SAHİBİ OLMASINI İSTEMİYORLAR’

Kürdistan ve bölgedeki son gelişmelere dikkat çekilen KCK’nin mesajında şu tespitler yapıldı: “Nasıl ki 1. ve 2. Dünya Savaş’larında dünya sistemi değiştiyse, şimdi de içinde bulunduğumuz 3. Dünya Savaşı’nda yeni dünya düzeni dizayn ediliyor. Şu anda hali hazırda var olan sistem yıkılmış durumda. Bu yeni sistemin kuruluş sürecinde Kürtlerin statü sahibi olmaması için bütün sömürgeci ve katliamcı güçler seferberlik halindeler. ABD’nin koordinatörlüğünde ve Türk devletinin eliyle gerçekleşen son saldırılara maalesef KDP de destek veriyor.”

Kapitalist modernite ile sömürgeci devletlerin KDP’yi kullanarak saldırı ve katliamlarını gizleme/meşru göstermeye çalıştıklarını vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, bu konuda Kürt kamuoyunu ve KNK Genel Kurulu’nu şu şekilde bilgilendirdi: “KDP’nin bu duruşu Kürt halkının özgürlük mücadelesini zayıflatıyor ve Kürt halkının başka büyük saldırılarla karşı karşıya gelmesine yol açıyor. KDP de bunun karşılığında bir parti olarak düşman güçler tarafından desteklenmeyi ve güçlendirilmeyi bekliyor. Fakat Kürt halkının tarihi böyle bir yaklaşımın büyük gaflet olduğunu gösteren örneklerle doludur.”

‘KÜRT HALKI BÜYÜK BİR TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYA’

Agiri serhildanı, Demokratik Mahabad Cumhuriyeti, 1970’li yıllarda Güney Kürdistan’daki hareket ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleşen uluslararası komplo ve 2017’deki referandum gibi tarihi süreçlerde egemen güçlerin Kürt halkına karşı nasıl birleştiğini detaylı olarak anlatılan mesajda son dönemde Kuzey, Batı, Güney Kürdistan ile Şengal ve Maxmur’a yönelik yapılan saldırılara ilişkin de şu bilgiler verildi: “Türk devletinin yaptığı bütün saldırılar ABD’nin koordinatörlüğünde ve KDP’nin desteğiyle gerçekleşiyor. Kürt halkı büyük bir tehlikeyle karşı karşıya, şayet Kürt halkı güçlü yurtsever bir tavır sergileyemezse, kendisini bu katliamlardan kurtarması çok zor olacak.”

KDP’YE KARŞI ULUSAL TAVIR ÇAĞRISI

Kürt halkının her zamankinden daha çok şimdi birliğe ihtiyaç duyduğu belirtilen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı mesajında ulusal birlik çalışmaları ve KDP’nin içine düştüğü duruma ilişkin de şu çarpıcı çağrı yapıldı:

“Ancak maalesef Kürt halkının birliği önünde engeller mevcut. Sömürgeci güçler, bazı partilerin aracılığıyla Kürt halkının birliğini gerçekleştirmesini istemiyor. Kürt partileri arasında KDP’nin birlik çalışmalarına gelmediği herkesçe biliniyor. Birlik çalışmaları bir yana KDP bütün gücüyle şu anda özgürlük hareketinin yenilmesi için girişimlerde bulunuyor. Bu durumda şöyle bir soru ortaya çıkıyor; şayet KDP ulusal birlik çalışmalarına katılamıyor diye Kürt halkı birliğini sağlayamayacak mı? KDP’yi mi bekleyeceğiz? Kürt halkının acil olan talebini ve tavrını örgütleyerek KDP’ye baskı yapıp onu ulusal çizgiye getirmeliyiz. Şayet KDP bu çizgiye gelmezse, bizler KDP’siz harekete geçip bu kutsal çalışmayı yapmalıyız. Bu konuda KNK’ye önemli bir görev düşüyor.”

‘MAXMUR DA ŞENGAL GİBİ BİR PLANLA KARŞI KARŞIYA’

Bağdat ve Hewlêr yönetimleri arasında Şengal’e ilişkin yapılan anlaşmaya dair de KCK mesajında şu önemli çağrıların yer aldı: “Kürt halkı el ele verip bu anlaşmaya karşı tepkilerini sergilemeli, Şengal yalnız bırakılmamalı. Aldığımız bazı duyumlara göre Şengal’den sonra Maxmur için de benzer bir plan için hazırlık yapılıyormuş. Şayet önüne geçilmezse her yerde Kürt halkının mücadelesini tasfiye etmek için benzer girişimlerde bulunacaklar. Bu toplantınızda Şengal’e sahip çıkılması ve Rojava Kürdistanı’nda işgal edilen bölgelerin özgürleştirilmesi için önemli kararlar almanızı umuyoruz.”

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik İmralı’da ağırlaştırılan tecrit ve işkenceye de dikkat çekilen mesajda “Halkımız tarafından önder olarak kabul edilen Rêber Apo’nun özgürlüğü yurtsever bir görev olarak görülmelidir. Beklentimiz bu toplantınızda Rêber Apo’nun özgürlüğü için yapılacak çalışmalara temel olacak tartışmalar yapmanızı ve kararlar almanızdır” denildi. Kürt halkının saldırılardan korunması ve özgürlüğüne kavuşması için Kürdistan ile dünyanın dört bir tarafında “Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı” sloganıyla hamle başlatıldığını hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı son olarak şu çağrıyı yaptı:

“Biz bu son hamleyle katliamcı rejimi sonlandırarak Kürdistan özgürlük mücadelesini zafere taşırmak istiyoruz. Uluslararası arenada yürüteceğiniz diplomasi çalışmalar ile ulusal birlik girişimlerinizle önemli bir rol oynayacağınızı ve Kürt halkının kazanımlarını korunması için yürüttüğümüz mücadeleye önemli bir katkı sunacağınızı umuyoruz. Şayet bizler tarihi görev ve sorumluluklarımız yerine getirirsek zafer bizim olacak. Bu temelde hepinizi cani gönülden selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.”

Kurultay’ın öğleden sonraki bölümünde ise KNK Eş Başkanı Ehmed Karamus, KNK Yürütme Konseyi’nin bir yıllık çalışma ve faaliyet raporunu okudu. Karamus ayrıca Avrupa ile dünyanın birçok merkezinde yaptıkları diplomatik görüşmelere ve KNK’nin komisyonlarının faaliyetlerine ilişkin de ayrıntı bilgiler verdi. 20. Genel Kurulu, rapora ilişkin delegelerin görüşlerini dile getirmesi ve tartışmalarla devam ediyor.