PKK: NATO’nun genişleme adımları Kürt halkına düşmanlığının ilanıdır

PKK Dış İlişkiler Komitesi, NATO’nun genişleme adımlarına Kürt halkının kazanımlarını ve özgürlüğünü malzeme konusu etmesinin, tek kelimeyle Kürt halkına düşmanlığının ilanı olduğunu söyledi; “Dünyanın hiçbir gücü bu halkı yenemeyecektir” diye vurguladı.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya kabulüne muhalefetinden vazgeçti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan görüşme sonrasında bir mutabakat anlaşması imzalandı. Pazartesi günü Brüksel'de NATO başkanı Stoltenberg ile görüşmesinin ardından İsveç başbakanı, "Terör yasamız son 30 yılın en büyük revizyonundan geçiyor" dedi. Ayrıca "Ayrıca terör örgütlerine katılımın suç sayılmasının önünü açacak anayasa değişiklikleri hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.

PKK Dış İlişkiler Komitesi, NATO’nun genişleme adımlarına Kürt kazanımlarını, değerlerini, özgürlüğünü ve mücadelesini pazarlık konusu etmesine tepki gösterdi.

Komite’nin “Basına, halklara, kadınlara ve ilerici insanlığa” başlıklı yazılı açıklaması şöyle:

“NATO’nun genişleme adımlarına Kürt halkının kazanımlarını, değerlerini, özgürlüğünü ve mücadelesini malzeme konusu etmesi, tek kelimeyle Kürt halkına düşmanlığının ilanıdır.

28 Haziran’da İspanya’nın başkenti Madrid’de ‘’demokrasi’nin temsilcileri olarak gösterilen Finlandiya ve İsveç’in Türk devletinin en faşist, katliamcı ve demokrasi düşmanı iktidarı ile faşist politikada anlaşmaya varması, iki yüzlü ve kirli durumlarının ifadesidir. Batı “demokrasisi” olarak tarif edilen sistemin gerçek yüzünün tüm çıplaklığı ile bir kez daha açığa çıkması ve deşifre olmasıdır. İsveç’in Sosyal Demokrat Partisi kongresinde aldığı Kürtleri destekleme kararını boşa çıkardığı gibi çıkarları için her şeyin müzakere edilebileceğini gösterdi. Bu, ona inanan üyelerine ve İsveç’teki topluma da büyük bir haksızlıktır.

NATO’nun Madrid toplantısında varılan anlaşma, Türk devletinin yüz yıldır Kürt halkına karşı yürüttüğü katliamı ve soykırım politikasını alenen sahiplenmesi ve üstlenmesidir. Bugün Kürt halkı, Lozan Antlaşması ile Kürdistan’ı sömürge yapan, Kürt halkına kendi topraklarında inkar, imha ve soykırımı dayatan faşist Türk devletine yükselmiş siyasal bilinç ve örgütlüğüyle demokrasiyi dayatmaktadır. Dünyanın hiçbir gücü bu halkı yenemeyecektir. Faşist Türk devleti Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında çöküşünü durduramamakta ve bu nedenle de uluslararası desteği arkasına alarak soykırımı uygulayabileceğini düşünmektedir. NATO, 1985’ten bu yana TC’ye her türden destek sağlamıştır. Buna rağmen Kürt özgürlük mücadelesi bugün tarihin zirvesine ulaşmıştır. Kürt halkının başta İsveç ve Finlandiya olmak üzere dünyanın dört bir yanında yüz milyonlarca dostu vardır. Faşist Türk devletiyle Kürt soykırımına yeşil ışık yakanlara karşı Kürtler, dostlarıyla birlikte barış, demokrasi mücadelesini daha da yükseltecektir.”