Avesta: Sadece direniş ve mücadele başarı getirecektir

Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Zilan çizgisinde mücadele etmek gerektiğini söyleyen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, "Sadece direniş ve mücadele Kürt halkına başarı getirecektir" dedi.

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Stêrk TV'de yayınlanan Rojeva Welat programına katıldı. Gazeteci Mehtap Orak'ın sorularını yanıtlayan Avesta, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

30 Haziran 1996 yılında Zeynep Kınacı'nın yaptığı fedai eylemin önemine dikkat çeken Avesta, şöyle konuştu: "Zeynep Kınacı'yı şehadetinin 24. yıldönümünde saygı ile anıyorum. Zilan'ın şahsında onun çizgisinde fedaice direnen ve şehit düşen tüm arkadaşları da anıyorum. Heval Zilan, Sema ve Gulan bu ayda şehit düştü. Her 3 kadın arkadaşı saygı ve minnetle anıyorum. Anıları önünde saygı ile eğiliyorum. Heval Zilan bu eylemi gerçekleştirdiğinde farklı bir süreç yaşanıyordu. Özgürlük Hareketi tehlikeli bir dönemden geçiyordu. Rêber Apo'ya yönelik uluslararası komplo ve planlar geliştirilmişti. Böyle bir süreçte 6 Mayıs 1996 yılında Suriye'nin başkenti Şam'da bir suikast düzenlendi. Suikast Rêber Apo'nun tedbir ve siyasi öngörüleri sayesinde boşa çıktı.

Heval Zilan'ın eylemi de bu komplo ve saldırılara karşı yapıldı. Heval Zilan eylemi ile direniş çizgisini ortaya koydu. Heval Zilan'ı neden tanrıça olarak tanımlıyoruz? Ortadoğu'da kadınlar gün geçtikçe köleleşiyordu. Eve hapsedilmişti, iradesiz bırakılmıştı. Heval Zilan kadınları o karanlıktan çıkardı. Kadınların değerini, anlamını ortaya çıkardı. Rêber Apo kadınları mücadele çizgisine koymuştu. Heval Zilan da önderliğin kadınlara yaklaşımını çok iyi anladı. Zaten eylemini yapmadan önce bir mektup yazmıştı. Bu mektup özgürlük manifestosu gibidir. Önderlik de mektubu şu sözlerle değerlendirmişti: "Bir kadın hakikati bu kadar iyi anlayabilir, bu kadar iyi hissedebilir. Mücadelenin anlamını bu kadar net dile getirebilir."

HEVAL ZİLAN'IN EYLEMİNDE BİRÇOK MESAJ VAR

Zilan'ın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik komployu erken hissettiğini söyleyen Avesta, "Zilan bu komplonun önünü almak istedi. Bunun için de fedai eylemi planladı. Eylemi yapacağı yer ve eylem yöntemi de çok önemliydi. Seyid Rıza'nın şu an heykelinin bulunduğu Dersim meydanında askerlerin bayrak töreninde yapıldı eylem. Dersim Şark Islahat planı ile boşaltılmıştı. Dersim Tunceli diye işgal edilmişti, Dersim adına bir şey bırakmamışlardı. Dersim tekrar ne zaman direniş çizgisine girdi? Kürt Özgürlük Hareketi'nin çıkması ile. Bu yüzden heval Zilan'ın eylemi çok anlamlı. Yurtseverlik, kültür ve tarihi bilinci var.

Soykırım zamanında Dersim'in binlerce genç kadını ve gelini saçlarını birbirine bağlayıp kayalardan nasıl atladıysa, 2014 yılında Şengal fermanında çok daha kötüleri yaşandı. Zilan'ın eyleminde birçok mesaj var. Bu yüzden eylemi çok iyi anlamamız lazım. Yıllar geçtikçe bu eylem daha da anlam kazanıyor. Gerillada yeni bir taktikti. Kadınlar için yeni bir sayfa açıldı. Kadın istediği zaman neler yapabileceğini gördü. Bunların hepsi açığa çıktı ve bu da Rêber Apo sayesindedir" diye konuştu.

İMRALI'DA TECRİT DEVAM ETTİĞİ SÜRECE SALDIRILAR DA SÜRECEKTİR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik devam eden tecride değinen Avesta, Öcalan'ın büyük bir tehlike altında olduğunu söyledi. Kimsenin Öcalan'da haber alamadığını kaydeden Avesta, AKP'nin tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgınında dahi çıkarlarına göre hareket ettiğini söyledi. Salgının ardından Öcalan ile sadece bir defa telefon görüşmesi yapıldığını, daha sonra irtibatın tekrar kesildiğine dikkat çeken Avesta devamla şunları belirtti: "Devam eden tecride Zilan tarzı ile karşı durmak gerekiyor. Zilan'ın sevgisi ve yöntemi ile tecride karşı durulmalı. Sema Yüce de aynı şekilde Çanakkale cezaevindeki tasfiyeci, ihanetçi ve satılık güçlere karşı durdu.

Rêber Apo da bu kahraman arkadaşlara cevap verdi. Kadın Özgürlük hareketi Zilan çizgisinde partileşti. Kadın Özgürlük ideolojisini geliştirdi. Aynı zamanda dünyaya örnek olan bir sistem geliştirdi. Kadınlar Zilan, Sema, Gulan hevallerin çizgisinde kendilerini adım adım geliştirdiler. Dönem bu arkadaşların, tarzı ve yöntemi ile mücadele etmemizi gerektiriyor. Bir kez daha önderlik etrafında kenetlenelim, direnişi ve mücadeleyi büyütelim. Biliyoruz ki İmralı'da tecrit olduğu sürece saldırılar da devam edecektir. Süreç farklı olacak diyemeyiz. Kimse kendini kandırmasın. Tam da Zilan yöntemi tecrit ve faşizmin saldırılarına karşı durma zamanıdır."

HEVAL HELMET'İN KATİLLERİ YURTSEVER KÜRT GENÇLERİ TARAFINDAN CEZALANDIRILDI

5 Temmuz 2019 yılında Türk devletinin düzenlediği hava saldırısında 2 arkadaşı ile birlikte şehit düşen KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Diyar Xerib'i (Helmet) anan Avesta, "Hareketimiz şehit arkadaşlarımızın anılarına bağlı kalmak için büyük bir direnişteler. Mücadele arkadaşlarım heval Helmet ve heval Kasım'ı saygı ve hürmetle anıyorum. Bu arkadaşlarla uzun yıllar bir arada kaldık. Heval Helmet KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesiydi, heval Kasım'ı partiye katılmadan önce tanıyordum. 1986 yılından beri. 2 arkadaşında da arkadaşlarla ilişkileri güçlüydü.

Başur başta olmak üzere Kürdistan'ın her tarafında özgürlük hareketi düşen arkadaşlara cevap olabilmek ve onları yaşatmak için büyük bir mücadele içerisindedir. Heval Helmet duruşu ile, bilgisi ile, kişiliği ile, katılımı ile bilge bir filozof gibiydi. Yurtseverliği ile Kürdistan halkı ve özgürlük mücadelesi için örnekti. Heval Helmet'in şehadetinin ardından yurtsever Kürdistan gençliği büyük bir öfke ile harekete katıldı.

Helmet arkadaşın şehadetinde Hewler'e yerleşen ve istihbarat toplayan faşist MİT çalışanlarının payı vardı. Ama Helmet hevalın şehadetinin ardından gençler 1 ay sonra onun intikamını alan bir eylem gerçekleştirdiler. Bu da bir kez daha Apocu hareketin şehitler hareketini olduğunu gösterdi. Hareketimize karşı suç işleyenler ve arkadaşlarımızın şehadetinde payı olanlar er ya da geç hesap vereceklerdir. Bu yüzden heval Helmet'in şehadetinde yer alan MİT elemanlarının cezalandırılması meşru bir eylemdi. O eylemi yapanlar şu an KDP'nin zindanlarında direniyorlar, idam cezası vermişler. Onları selamlarımı iletiyorum, direnişlerini kutluyorum" diye konuştu.

HEVAL HELMET VE KASIM, ZİLAN ÇİZGİSİNİN TAKİPÇİLERİYDİ

PKK Merkez Komite üyesi Kasım Engin'in de aynı yöntemlerle katledildiğini hatırlatan Avesta, KCK Yürütme Konseyi'nin ihanete ve ajanlığa karşı yaptığı açıklamaya değindi. Uzun zamandan beri harekete ve gerillaya karşı farklı ajan faaliyetleri yürütüldüğüne dikkat çeken Avesta konuşmasının devamında şunları belirtti: "Şehit Helmet ve Kasım heval kişilikleri, bilgileri, partiye ve önderliğe bağlılıkları ile birbirine çok benziyordu. Bilinçli, moralli ve güçlü bir yaşam sürdürdüler. Hayatlarını topluma mal ettiler. Türk devleti ve ajanların onları hedef almalarının nedeni de kişilikleri, duruşları ve verdikleri emekti. Bu yüzden özgürlük hareketi heval Helmet ve heval Kasım çizgisinde aralıksız bir mücadele yürütüyor. Şehitlere sahip çıkmak için her zaman bir atılım yapılmıştır. Kürdistan halkımız bunu iyi biliyor.

Heval Helmet, Başur'daki işgalin sona ermesi için çok büyük emekler verdi. Özellikle bunun için çalışmalar yürüttü. Ulusal birlik için, Türk devletinin işgalinin önünü kesmek ve Başur halkının özgür bir hayat yaşaması için çalışma yürüten tecrübeli bir arkadaştı. Çok acı çekmişti. Qeredağ çocuğuydu. Enfal ve Halepçe'nin acıları ile büyümüştü. Kürdistan'ın anacak demokratik birlik ile özgürleşeceğini biliyordu. Heval Helmet'in şehadet yıldönümünde verebileceğimiz en önemli cevap Türk devletinin işgaline engel olmaktır.

Heval Helmet'in kabrinde intikamını alacağız diyen Başur halkımız, intikam işgale karşı çıkmakla alınır. Heval Kasım, Diyar Xerib ve Haziran ayı şehitlerine cevap olmalıyız. Rêber Apo, "Eğer büyük acıları büyük atılımlara dönüştürebilirseniz, o zaman sonuç alabilirsiniz" diyor. Şehitler zaten büyük amaçlar için canlarını vermişler. Heval Helmet ve Kasım, Zilan çizgisini takipçileriydi. Büyük bir yaşamın ve duruşun sahibi oldular. Nasıl ki heval Helmet'in şahadetinin hesabı soruldu ise, heval Kasım'ın kanında eli olan satılık ajanlardan da hesap sorulacaktır. Hareketimiz açık bir şekilde bunu açıklamasını yaptı. Herkes içinde yaşayan ajanları tespit etmeli ve hesap sormalıdır."

ORTADOĞU'DA DAİŞ'İ YENEN GÜÇ ÖZGÜRLÜK HAREKETİYDİ

2015 yılından bu yana devam eden soykırım saldırılarına değinen Avesta, herkesin süreci iyi okuması ve buna göre hareket etmesi gerektiğini söyledi. Kürdistan'a yönelik işgal saldırılarının aralıksız devam ettiğini vurgulayan Avesta, "Önderlik Kürdistan'ın kültür soykırımının pençesinde olduğunu söylüyordu. Türk devleti 2015 yılından bu yana Kürdistan işgalinde her gün bir katliam yaşatıyor. Zaten faşist AKP'nin siyaseti artık devlet siyasetidir. Kimse sadece 2 siyasi parti bu kararları veriyor diyemez. Artık devlet perspektifi ve kararları oldu. Kürtlerin yok edilmesi için devletin tüm imkanları seferber edildi. Kimse kendini kandırmasın. Bu yaklaşım hep vardı ama farklı yöntemlerle yürütülüyordu.

Bu süreçte artan saldırılar Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî işgalinin devamıdır. DAİŞ'in devamıdır. Erdoğan DAİŞ'in intikamını alıyor. Tüm dünyanın gözü önünde DAİŞ'e destek verdi. Ortadoğu'da DAİŞ'i yenen kimdi? Özgürlük hareketiydi. Başur'a müdahale eden özgürlük hareketiydi. Herkes bu gerçeği biliyor. Kerkük'e gitmeseydi, Kerkük düşüyordu, Şengal'i herkes gördü. Maxmur, Hewler'e o kadar yakındı. Erdoğan harekete planımı bozdun diyor. O ve Bağdadi İslami bir şey inşa etmek istediler."

ERDOĞAN İNSANLIK İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKE

Erdoğan'ın insanlık için büyük bir tehlike haline geldiği kaydeden Avesta, Erdoğan'ın koronavirüsten daha tehlikeli olduğunu söyledi. Türk devletinin Şêladizê ve Delalok saldırılarını hatırlatan Avesta, "Geçtiğimiz günlerde işgal saldırılarında baba-oğulu katlettiler. 2 yıl içinde Şêladîzê'nin direnişçi halkından 30 kişiden fazla insan katledildi. 1 ay içinde 2 defa Rojhilat'a saldırdılar. Türk devletinin Süleymaniye ile ne alakası var. Kunemasi’de piknik yapan insanların nasıl katledildiğini herkes gördü.

Basından takip ettiğimiz kadarıyla 1 PAJK gerillası şehit düştü. Fakat yaralananların hepsi sivil halk. Aralarında yaralı olan bir çocuğun annesi yaptığı konuşmada, 'Oğlum ile gerilla arasında bir fark yok. Gerillanın annesi yok mu?" dedi. Bu duruşlarından dolayı saldırıyorlar. O annemizi saygı ile selamlıyorum. Kunemasi, Şêladizê ve Kobanê saldırılarında şehit düşenleri saygı ile anıyorum. En son heval Zehra Berkel, Hebun Mele ve Emine Weysi ana katledildi. Ailelerine başsağlığı diliyorum.

PKK'ye saldırıyorum diyor sürekli. Erdoğan ve Bahçeli bu saldırıları tek başına yapmıyor NATO'dan destek alıyorlar. Kobanê'ye yönelik saldırı koalisyon güçlerinin hakimiyeti altında yapıldı. Rusya'nın gözetiminde yapıldı. Şimdiye kadar neden bu güçlerden hiçbiri tepki vermedi. Direnen, mücadele edenlere saldırıyorlar. Örneğin kadınlara. Her tarafta kadınlara saldırıyorlar. Türk içişleri Bakanı bir süre önce 'PKK kadın partisidir ve PKK'yi kadınlar yönetiyor' dedi. Kürdistan halkı PKK ile, kadın partisi ile gurur duyuyor. Dünyadaki kadınlar bugün bu çizgide mücadele ediyorlar.

Kadın çalışmaları ne zamandan beri yasaklandı? Erdoğan'ın faşist bakanı yasak diyor. Kadınları hedef gösterip saldırdılar. Halkımız zaten açıklamalarında bu gerçeği dile getirdi. Heval Zehra direnişçi, özgürlükçü, gönülden bağlı, kahraman bir arkadaştı. Yine heval Hebun ve Emine ana da öyle idi. Hevrin, Aqide ana, Amara'nın katledilmesi de Paris saldırılarının devamıdır. Bu saldırılar Sara, Rojbin ve Ronahi hevallerin şahsında başladı. Amaçları diz çöktürmekti" diye konuştu.

TÜRK DEVLETİ BAŞUR HÜKÜMETİNİN SESSİZLİĞİNDEN CESARET ALARAK SALDIRIYOR

Türk devletinin Başur'a yönelik saldırılarına ilişkin konuşan Avesta, devamında şu ifadeleri kullandı: "Şêladizê direnişçi bir yerdir. Yıllardır onurlu bir duruş sergiliyorlar. 2019 yılında da Türk devletinin katliamlarına karşı ayaklanarak işgalcilerin üslerine saldırdılar. Faşist Türk devleti bu saldırı cüretini Başur hükümetinin sessizliğinden cesaret alarak yapıyor. Güney Kürdistan Bölgesi Başkanı sayın Neçirvan Barzani bu saldırılara şimdiye kadar herhangi bir tepki vermezken, konu açıldığında ise PKK Güney topraklarında olmamalı diyor. Kendi çıkarları var ama halkın çıkarları yok bu açıklamada. Başur'a yönelik işgal ve saldırılarda kimin çıkarı var? Sadece KDP'nin. Bu tutumlarından vazgeçmeleri gerekiyor.

Başur halkı işgal saldırılarına karşı çıkıyor ama engelleniyorlar. Kimse sizden destek istemiyor ama en azından halka engel olmayın. Şêladizê halkını katlediyorlar buna karşı çıkanları ise zindana atıyorlar. Halkın ayaklanmaması için Behdinan hattını da özel güçlerle doldurmuşlar. Süleymaniye halkını saygı ile selamlıyorum, duruşlarından dolayı kendilerini kutluyorum. Behdinan'dan Süleymaniye'ye, Şêladizê'den Germiyan'a kadar halk büyük bir direniş içerisinde. Halkın öfkesi de çok büyük.

Erdoğan faşizmi Kürtleri birbirine düşürmek istiyor. Yine özgürlük hareketi ile Başur'daki siyasi partileri karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Hareketimiz büyük bir sabır ve bilinçle bu oyunlara karşı duruyor. Amacımız ulusal birliği kurmak. Bunun için mücadele ediyoruz. Heval Kasım ve Helmet heval neden katledildiler? Bu toplum için çalışma yürüttüler. Özgür bir gelecek için çalıştılar. Bu 2 arkadaş çocukların geleceği için mücadele ettiler. Düşman çocukları katlederek halkın öfkesini başka yöne çekmek istiyor. Ama bu halk düşmanını tanıyor. Güney hükümeti bu tutumundan bir an önce vazgeçmeli."

TEK BİR ŞENGALLİ O KAMPLARDA KALMAMALI

Maxmur'un 1 yıldır ambargo altında olduğunu hatırlatan Avesta, Maxmur halkının her gün saldırılara maruz kaldığını belirtti. Şengal'e yönelik özel bir politika yürütüldüğünü kaydeden Avesta, "Şengal halkı yıllardır bu kamplarda kalıyor. Halkı kart olarak kullanıyorlar. Hem oylarını almak hem de uluslararası yardım almak için bunu yapıyorlar. Şengal halkı ne zaman yönünü Şengal'e çevirse, bir plan yaparak saldırıya geçiyorlar. Şengal halkının yurtlarına dönmesini istemiyorlar. Şengal'de de ajanları var.

Şengal ve Maxmur halkının bu saldırılara karşı onurlu duruşlarını selamlıyorum. Tek bir Şengalli bile bu kamplarda kalmamalı ve yurtlarına dönmeli. En büyük cevapları bu olacaktır. Şengal'deki yerleşim alanlarını yeniden inşa etmeliler. O kamplarda açlıktan, zayıflıktan, yokluktan, yoksulluktan ve boyun eğmekten öleceğine topraklarına dönerek onurları ile direnerek yaşamalılar.

Kuzey-Doğu Suriye'de heval Zehra ve arkadaşlarının şehadetinden sonra Kürt halkı her tarafta ayağa kalktı. Avrupa'da da halk tepkisini dile getirdi. Bakur'da siyasi soykırım operasyonları devam ediyor. DTK Kürt kimliğinin kabul edilmesi için çalışmalar yürüten bir kurum. Gidip bu kurumun kapısına mühür vuruyorlar. Ne yaparsanız yapın Kürtlüğü halkın beyninden ve gönlünden çıkaramazsın. Bu saldırılar birliğimizi, eylemlerimizi ve tutumumuzu daha da güçlendiriyor. Bu eylemler ve tutum yeterli mi? Elbette değil. Daha da güçlü eylemler yapmalıyız, hiçbir engel tanımamalıyız. Sadece direniş ve mücadele Kürt halkına başarı getirecektir" şeklinde konuştu.

GERİLLA İNSANLIK ADINA DİRENİYOR

Türk devletinin işgal saldırılarına karşı gerillanın önemli bir direniş içerisinde olduğunun altını çizen Avesta, "Kürt halkı ve gerillanın direnişi olmasaydı Erdoğan, Ortadoğu halkı için çok daha büyük bir bela olabilirdi. Zilan'ın çizgisinde direnen, heval Helmet ve Kasım'ın izinde mücadele eden özgürlük gerillalarını selamlıyorum, konsey adına kutluyorum onları. Bütün özgürlük savaşçıları ve komutanları tarih yazıyor. Basını takip ettiğimizde ve Haftanin savaşındaki fotoğrafları gördüğümüzde canlı sinema izliyor gibi oluyor insan. Özel savaş basını sadece Türkiye'de değil Başur'da ve Avrupa'da da sözcüleri var.

Savaş uçakları Kürdistan'ı bombaladığında canlı yayın yapıyorlar. Fakat YJA Star ve özgürlük gerillaları da düşmana burası Heftanin'dir, burası savaş meydanıdır mesajı veriyor. Bu kutlu ve anlamlı bir direniştir. Özgürlük gerillaları başta Haftanin, geçtiğimiz sene bu dönemde Xakurkê'de, Zagroslarda, Boran'da, Cudi'de, Çatak'ta her yerde direniyor. Faşist düşmanın geçişine izin vermiyor. Bu bütün insanlık adına büyük bir onurdur. Kürdistan gerillaları Heftanin savaşında direnişleri ile bir kez daha ezilen halkların umudu oldu.

Faşist Türk devleti bölgenin başına bela olmuş durumda. Libya, İdlib'deki saldırılarla Arap halkına karşı büyük planlar içerisinde. Bu kadar direnişin ardından Başur'un eski içişleri bakanı yaptığı açıklamada 'Artık Ortadoğu ve Kürdistan'da büyük bir tehlike var. Türk devleti işgal ettiği topraklarda kalıcı oluyor' demişti. Hareketimiz de Türk devletinin yeni Osmanlı planlarını geliştirdiğini belirtmişti. Amaçları Kerkük, Musul, Telafer, Şam, Halep ve diğer alanları da işgal etmek. Kürt Özgürlük hareketi ve gerilla şu an bu amaçlarına engel oluyor. Gerilla insanlık adına, bütün ezilen halklar adına direniyor.

HPG ve YJA Star savaşçıları her biri ayrı bir kahraman. Çelikten iradeye sahipler. Tüm dünyanın gözünün onlar üzerinde olduğunu bilmeleri gerekir. Onların başarıları insanlığın başarısıdır. O zaman insanlığın da bu büyük direnişe karşı sessiz kalmamalı. Nasıl ki Kobanê'de DAİŞ'in yenilmesi nasıl ki insanlığa nefes aldırdıysa, Erdoğan faşizminin sona ermesi de Ortadoğu'nun demokratik bir yaşamın inşasına vesile olacaktır. Kürt, Arap, Fars halkı birlikte direniyor. Türkiye'de Kürt sorunu çözülmediği takdirde hiçbir yerde çözülmez. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bu anlayış devam ediyor. Bu yüzden herkes gerillanın direnişine sahip çıkmalıdır" diye konuştu.

ÖZGÜRLÜK HAREKETİ ETRAFINDA KENETLENELİM

AKP-MHP faşizmine karşı herkese direniş alanlarına katılma çağrısında bulunan Avesta, "Özellikle gençlere çağrıda bulunuyorum yönünüzü gerilla alanlarına çevirin. Bütün Kürt, Arap, Fars gençleri nerede olursa olsun Erdoğan illetinden kurtulmak istiyorlarsa mücadeleye katılmalılar. Yine kadınlar bu saldırılara karşı mücadele alanlarına yönelmeli. Sadece çağrı yapmak ile olmuyor. Kimin elinden ne geliyorsa yapmalıdır, ertesi güne bırakmamalı. Gün geçtikçe faşizm daha da artıyor. Daha da tehlikeli oluyor. Bu yüzden gerilla, Rêber Apo ve özgürlük hareketi etrafında kenetlenelim.

Herkes halkımızın, gerillamızın ve hareketimizin duruşunu gördü. Bu hareket büyük bedellerle bu noktaya geldi. Yoktan var etti. O kadar kahraman şehitler bu çizgide, bu felsefede ortaya çıktı. Kimse kendini kandırmasın. Ben ondan, ya da bundan değilim demesin. Ya halkınla ya özgürlük çizgisindesin ya gerillanın yanındasın ya da düşmanla birliktesin. Düşman benimle birlikte olacaksınız diyor. Herkesin çizgisini, rengini belli etmesi gerekiyor. Mücadelesini bu şekilde daha demokratik, daha güçlü ve daha sonuç alıcı bir şekilde vermelidir. Böyle yaparsak şehitlerin anılarını gerçekleştiririz" dedi.

AJANLARI İÇİNİZDE BARINDIRMAYIN

Başur halkının onurlu bir halk olduğunu sözlerine ekleyen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, son olarak şunları belirtti: "1990'lı yıllarda Türk devletinin faşist siyasetçisi Tansu Çiller, 'Denizi kurutup, balığı yakalayacağız' diyordu. Yani halk deniz, gerilla da balık oluyor. 30 yıldır gerilla ile halkı karşı karşıya getirmek için bu siyaseti yürütüyorlar. Şimdi de halka saldırıyor ve aranızda gerilla var diyor. Özgürlük gerillası kendi yerinde ve yurdundadır. Savaş alanlarındadır.

Nereye saldırsalar PKK ve gerillaya saldırdım diyor. Bu şekilde gerilla ve halkı birbirinden ayırmak istiyor. Sanki gerillaya saldırma hakkı varmış gibi. Gerilla 40 yıldır bu halkın özgürlüğü için mücadele diyor. Heval Kasım ve heval Helmet bu mücadelede en büyük emeği verenler arkadaşlardan. Özgürlükçü Kürtlerin demokratik bir anlayışa sahip olmalarını istiyordular. Bu emeklere başta Başur halkı ile tüm Kürdistan halkı ve özgürlük gerillası sahip çıkacaktır. Onurlarına ve varlıklarına sahip çıkacaklardır.

Düşmanla işbirliği yapan ajanları aranızda barındırmayın. Birlik olun ve onlara karşı gelin. Helmet hevalın çizgisine sahip çıkmak, mücadeleyi daha çok yükseltmek, düşmanını daha iyi tanımakla olur. Bu vesile ile bir kez daha heval Helmet ve heval Kasım şahsında tüm özgürlük mücadelesi şehitlerini saygı ile anıyorum. Onlara verdiğimizi sözü yerine getireceğiz. Mücadelemiz bu esas üzerinden devam edecek ve amacına ulaşacaktır."