‘Savaş ortasında dünya halklarının geleceği inşa ediliyor gidip görülmeli’

Yasin Duman, dünyaya model olma yolunda ilerleyen Rojava’yı herkesin gidip yerinde görmesi ve incelemesi gerektiğini söyledi.

Belli kesimlerin kendi çıkarları doğrultusunda sadece savaş ve yıkımlar yaşanıyor diye tanımladığı Rojava’da, söylenenlerin aksine savaş ortasında aynı zamanda dünya halklarına örnek olabilecek “yeni bir yaşam” inşa ediliyor. Uluslararası güçlerin görmezden geldikleri veya anlamadıkları bu sistemi, eninde sonunda kabul etmek zorunda kalacaklarını belirten Yasin Duman, dünyaya model olma yolunda ilerleyen Rojava’yı herkesin gidip yerinde görmesi ve incelemesi gerektiğini söyledi.

Sabancı Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Doktora Öğrencisi Yasin Duman, 2014 yılında  ‘Çatışma analizi ve çözümü’ konulu Yüksek Lisans Bitirme Tezi için Rojava’nın Cezire kantonuna gitti. Duman, burada kanton yöneticileri ve yurttaşlarla bir araya gelerek, savaşın ortasında inşa edilen Demokratik Özerk Yönetim modelinin nasıl yaşam bulduğunu inceledi.

Burada bulunduğu süreç zarfında Rojava’nın ilk üniversitesi olan Mezopotamya Sosyal Bilimler Akademi’sini ziyaret etti. “Gördüklerim bende inanılmaz bir algı yarattı” diyen Duman, İstanbul’a dönüşünde arkadaşları ile beraber bir kitap kampanyası başlatma kararı aldı. ‘Rojava için Kitap’ adıyla başlayan kampanya için öncelikle bir Facebook sayfası kuruldu. Kısa sürede büyüyen kampanya, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan öğrenci, akademisyen, sendikacı vb. birçok çevreden büyük ilgi gördü.

ENTERNASYONEL DAYANIŞMA DEVAM EDİYOR

Bir süre sonra İsviçre ve Fransa merkezli Kamu Emekçileri Sendikası’na (Le Sud-Etudiant-e-s) bağlı öğrenciler internet üzerinden Dumanla iletişime geçerek Rojava’ya gitmek istediklerini ve orayı yakından tanımak istediklerini bildirdi. Görüşmeler bir süre Duman’ın öğrencilerin sorularını Akademi’ye oradan gelen cevapları ise öğrencilere iletmesi ile sürdü. Daha sonra Rojava’ya geçmek için Türkiye’ye gelen öğrenciler, Türk devletinden kaynaklı sınır kapısından geçişlere izin verilmemesi üzerine İstanbul’da Duman ve arkadaşları ile görüştü ve ardından Rojava için Kitap Kampanyası’na dahil oldular.

‘ROJAVA İÇİN KİTAP KAPMANYASI VE KONFERANSLAR YAPILIYOR’

Kampanya kapsamında şuana kadar Fransa, İsviçre, İngiltere ve Amerika başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden 3 bini aşkın kitabın kendilerine ulaştığını ve bunların büyük bir kısmının Akademi’ye ulaştırıldığını belirten Duman, geriye kalan kısmının da önümüzdeki günlerde gönderileceğini söyledi.

Kampanya çerçevesinde Le Süd Sendikası öncülüğünde Fransa ve İsviçre’de yapılan konferanslara katılan Duman, burada hem kampanya ile ilgili bilgiler veriyor hem de Rojava’daki Demokratik Özerk Sistemi konu edinen Yüksek Lisans tezini anlatıyor.  

‘ULUS DEVLET MANTIĞIYLA BAKINCA ROJAVA MODELİNİ ANLAMAK ZOR’

Aynı zamanda İstanbul Kürt Enstitüsü’nde gönüllü olarak dersler de veren Duman, Avrupa’daki insanların ulus-devlet sisteminde kullandıkları kavramlarla Rojava’da kullanılan kavram ve tanımlamaların farklı olduğunu bunun da Avrupa’daki insanların kafasını karıştırdığını ifade etti. Duman, “Ulus-devletin burada inşa ettiği sistemden bakınca Rojava’yı anlamak biraz zor olabiliyor. Örneğin anayasa yerine Rojava’daki Toplumsal Sözleşme tanımını kullanınca bazı insanlar ‘Bu kavramı sadece felsefi metinde görmüştük, ama Rojava’da bunu pratik olarak uygulandığını söylüyorsunuz’ diyorlar. Yine Rojava’daki durumun bu kadar hızlı ve olumlu yönde gelişmesini genel olarak anlamakta zorlanıyorlar. Ama tartışmalar ve sorulan sorular ne kadar ilgili olduklarını gösteriyor” diye konuştu.

Tezi kapsamında dünyadaki farklı özerklik modellerini incelediğini belirten Duman, ama Rojava’daki modelin demokratik cinsiyet özgürlükçü ekolojik bir toplum paradigmasına dayanmasından kaynaklı modelin pratikte nasıl işlediğini görmek amacıyla bu çalışmayı yaptığını söyledi.

‘SADECE BİR SAVAŞ DEĞİL AYNI ZAMANDA YENİ BİR YAŞAM İNŞA EDİLİYOR’

İnsanların Rojava denince sadece savaş ve çatışma düşündüğünü ama orada gördüklerinin bunun çok ötesinde olduğunu kaydeden Duman, “Oradan gelen görüntü ve haberler sadece savaş var imajı veriyor. Ama oysa yaşam çok dinamik ve renkli. Farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşama, birbirlerini destekleme ve koruma çabası büyük değişim yaratmış. Örneğin Mezopotamya Akademisi’nin açılışının yapıldığı gün büyük bir çatışma yaşanıyordu ve ölümler vardı. Bu bile hayatın ne kadar dinamik olduğunu, savaşın yanı sıra yaşamın son hızla inşa edildiğinin göstergesiydi” dedi.

Halklar arasında Esad rejimi döneminden kalan olumsuz yaklaşımların, kurulan yeni sistemle ortadan kalkmaya başladığını dile getiren Duman, “Örneğin Arap birine Kürtlerin öncülük ettiği özerk yönetime nasıl dahil olduğunu sorduğumda bana o dönem Serekaniyê’ya saldıran el Nusra çetelerinin köyü nasıl talan ettiğini ve YPG’lilerin Arapları kendi canlarını feda edercesine nasıl savunduklarını gördükten sonra halk meclisinde çalışmaya başladığını ve çevresindekilerini dönüştürmeye çalıştığını ifade ediyordu.  Yani böylesi bir sistemin devam etmesi için herkes elinden geleni yapıyor” şeklinde konuştu.

‘ROJAVA’YA YÖNELİK YAPILAN ANTİ PROPAGANDALARA İNANILMAMALI’

Rojava’da beraber oluşturulan Toplumsal Sözleşme ile insanların kendi dillerinde eğitim görebildiğini, kendi sembollerini kullanabildiğini ve kendi kültürel ve savunma meclislerini oluşturabildiğini söyleyen Duman, Türkiye’deki basın yayın organlarında veya bazı siyasi çevrelerin Rojava ile ilgili yayın ve ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.  Yapılan anti-propagandanın amacının oradaki yaratılan yaşamı önemsiz kılmaya dönük olduğunu belirten Duman, “Orada bulunduğum süreç zarfından ne bir etnik temizlik veya bir baskının uygulandığını görmedim ve duymadım. Urfa valisine baskılara dönük ‘Deliliniz var mı?’ diye soran gazeteci gözaltına alınıyorsa burada bir terslik var demektir. Bir iddia var ama bunun kanıtı yok” şeklinde konuştu.

Buradaki insanların inşa ettikleri sistemin faydalarının ve halklara getirisinin ne olduğunun çok iyi farkında olduğunu söyleyen Duman, çünkü burada insanların uzun yıllardır bunun zeminini hazırladığını, örgütlendiğini belirtti. Rojava üzerindeki ambargo nedeniyle ekonomik olarak bazı zorlukların yaşandığını belirten Duman, savaş nedeniyle bazı kantonlar arasında iletişimin olmaması veya kısıtlı olması da bazı sorunlara neden olduğunu dile getirdi.

‘ULUSLARARASI GÜÇLER ROJAVAYI KABUL ETMEK ZORUNDA KALACAK’

Uluslararası sistemin Rojava’daki uygulamayı tam olarak anlamadıklarını veya bunu istemediğini ama zaman içerisinde bunu kabullenmek zorunda kalacaklarına dikkat çeken Duman, Moskova,  Berlin ve Paris’te temsilciliklerin açılmasının buna yönelik atılan adımların bir parçası olduğunu söyledi.

‘ROJAVA SİSTEMİ BUGÜNE KADAR GÖRÜLEN ÖRNEKLERİNDEN ÇOK FARKLI’

Rojava’daki özerk sistemin dünyanın diğer bölgelerinde bulunun özerk sistemlerden farklı olduğuna dikkat çeken Duman devamla şunları söyledi: “Dünyanın diğer yerlerinde yerel aktörlerle merkezi hükümet arasında bir müzakere sonucu oluşan ya da uluslararası baskılar sonucu kabul ettirilen veya zaten özerk olarak süregelen özerk yönetim modelleri mevcut.  Ama Rojava’da savaş sürerken bir özerklik modeli oluşturuluyor. Merkezi hükümetle, muhalefetle veya uluslararası devletlerin tamamen görmezden geldiği tarihsel süreç içerisinde kimliksiz olan bir halkın, hiç bir şekilde tanınmayan halkın kendini bu kadar hızlı bir şekilde örgütleyip kendi özerk sistemini kurduğuna tanık oluyoruz. Bu yönüyle farklıdır buradaki sistem.”

Rojava’nın Kürdistan’ın diğer parçalarına da öncülük eden bir model oluşturduğuna vurgu yapan Duman, bunun diğer parçalardaki Kürtlerin yaşadıkları ülkelerde merkezi hükümet olan ilişkilerini de etkileyeceğini söyledi.

‘DÜNYA AÇISINDAN BÜYÜK BİR DENEYİM YAŞANIYOR GİDİP GÖRÜLMELİ’

Birçok insanın Rojava’da savaşın dışında gerçek anlamda neler olup bittiğinin farkında olmadığını belirten Duman, Avrupa’daki akademisyen, öğrenci ve sendika çevrelerinin Rojava’ya giderek bu sistemin inşasında aktif rol oynaması gerektiğini veya akademik anlamda incelemesi gerektiğini söyledi. Duman şöyle konuştu: “Dünya açısında çok önemli bir deneyim yaşanıyor orada. Kaldı ki oradaki insanlar bu sistemin başarılı olabilmesi için varını yoğunu ortaya koyuyorlar. Bu bile araştırılmaya görülmeye değer bir çabadır. Dünyanın birçok farklı yerlerinde yaşanan örneklerden bahsediliyor. Fakat Rojava üzerinde fazla çalışılmıyor. Bunun aşılması gerekiyor. Oradaki insanlar ne yaptığının farkında. Bence biz yeterince farkında değiliz. Bizim akademik alanda çalışanların, öğrencilerin yani herkesin gidip orada bunu araştırması, anlamaya çalışması gerekiyor.”

Rojava’ya destek sunmak isteyenlerin oradaki yönetimle direkt iletişime geçmesinin daha yararlı olabileceğini ifade eden Duman, “Çünkü oranın ihtiyaçlarını en iyi onlar bilir. Böylesi bir iletişim kurulması onları da memnun kılacaktır” dedi.

‘KADINLAR ROJAVA’DA YENİ BİR YAŞAMI ÖRÜYOR’

Kadınları yaşamın her aşamasında her kademesinde aktif bir şekilde görmenin mümkün olduğuna dikkat çeken Duman, “Kadınların erkeklere göre daha büyük bir istekle çalışıyor olmasında tabi yaşadıkları tarihsel sürecin etkisi var. Kadınlar sadece savaşmıyor,  yaşamın kendisini inşa ediyor. Bu artık önü alınabilecek bir durum değil. Belki birçok insan savaş bittiğinde eskiye dönülecek gibi algılayabilir. Ama cin şişeden çıktı. Hem Kürtler açısından hem de kadınlar açısından” diye konuştu.