Tan: Kürtlüğümüz için karar vermeliyiz

Kürtlerin, Kürt olarak yaşamaya devam etme ya da dayatılan kimliği kabul etme konusunda karar vermesi gerektiğini kaydeden Kürt PEN Eşbaşkanı Sami Tan, “Dilimiz ve kültürümüz için sorumluluk üstlenmeliyiz” dedi.

Kürt PEN Eşbaşkanı Sami Tan, Kürt Dil Bayramı vesilesiyle bir kez daha tüm Kürtlere seslendi: “Çocuklarımızı Kürtçe olarak ve Kürtlük bilinciyle yetiştirelim.”

Hawar dergisi kuşkusuz Kürt edebiyatı için önemli bir aşamadır. Türk devletinin baskılarından ötürü Suriye'ye gitmek zorunda kalan Kürt aydınlarının çıkardığı Hawar, 89 yaşında girdi. Suriye'nin başkenti Şam'da 15 Mayıs 1932'de Celadet Ali Bedirxan öncülüğünde, Kamûran Bedirxan, Qedrîcan, Osman Sebrî, Cegerxwîn ve Nuredîn Zaza Kürt dil alanında yeni bir sayfa açtılar. Derginin ilk çalışmaları Arap alfabesiyle başlatılmasına rağmen radikal bir kararla Latin alfabesine geçildi. Hawar dergisi 1943'e kadar devam etti ve toplamda 57 sayı çıkarıldı. Derginin ilk 23 sayısı Latin-Arap alfabesiyle, geriye kalan sayılar da sadece Latin alfabesiyle çıkarıldı. Dergide araştırma yazıları, öykü, Kürtçe şiirler, Kürt edebiyat tarihine ilişkin yazılar yer aldı.

KÜRT DİL BAYRAMI

Hawar dergisinin ilk sayısını çıktığı 15 Mayıs günü, 2006’dan bu yana Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Kürt PEN Eşbaşkanı ve dilbilimci Sami Tan, Hawar dergisinin Kürtçe için önemli bir başlangıç olduğunu belirterek, derginin yayına başlama tarihinin Kürt Dil Bayramı olarak kabul görmeye değer olduğunu söyledi.

TEKÇİ ULUS ANLAYIŞININ TAHRİBATI

Asimilasyonun, gerici milliyetçiliğin bir sonucu olduğunu belirten Tan, “Egemen ulus, tekçiliğe dayanan inşa sürecinde diğer dile ve kültürlerin yok edilmesini öngörür. Türkiye’de de böyle oldu. Ezilen ulusların dil ve kültürlerinin ortadan kaldırılması için her türlü yol ve yöntem uygulandı. Gerici ve soykırımcı bu zihniyetin artık değişmesi, yerini çok kültürlü ve çok dilli bir yaşama terk etmesi gerekiyor. Egemen güçler bugün de aynı politikada diretiyor. Bu da diğer dil ve kültürlere büyük zarar veriyor. Bu topraklar dil ve kültürlerin mezarlığına dönüştürülmüş durumda” dedi.

KİTLESEL GÖÇÜN KÜRTÇEYE ZARARI

Büyük bir Kürt nüfusunun işgal politikaları, siyasi, ekonomik, toplumsal nedenlerinden ötürü yurdundan göç etmek zorunda kaldığını hatırlatan Tan, bunun Kürtçeye de büyük zarar verdiğini söyledi. Kürt yerleşim alanlarının boşaltılmasıyla birlikte milyonlarca Kürt insanının doğal yaşam alanlarından koparıldığını, buna paralel olarak Kürtçenin de zorunlu olarak şehir sokaklarına sıkıştırıldığını dile getirdi. Tan, şöyle devam etti: “Şehirlerde artık eski yaşam alanlarında olduğu gibi Kürtçe konuşan insanların işini görmüyordu, şehir yaşamı egemen ulus diliyle şekillenmişti. Kürtçe statüsü olmayan, eğitim dili olma imkanlarından yoksundu. Bunun yanında Kürtler üzerinde uygulanan baskı ve şiddet politikaları Kürtçe üzerine de uygulanıyordu ve bu sebeple Kürtler kendilerini koruma kaygısıyla Kürtçeden uzaklaştı. Sonuç olarak şehirli yeni kuşak genellikle Kürtçeyi öğrenmeden yetişti, öğrenmiş olanlar da yetersiz, çift-köklü (Tirkmanci) biçiminde bir dil öğrendiler. Bu kötü durum gittikçe daha da kötüleşiyor. Bunun değişimi için özel bir planlamaya ihtiyaç vardır, bu planlamanın yürütülebilmesi için de Kürtçenin eğitim dili olmalı. Bu biçimde yeni kuşağa öğretilmesine ihtiyaç var.”

KÜRTÇE VE KÜRTLÜK BİLİNCİYLE YETİŞTİRİN

Tan, Kürtçe üzerinde özel politikalar uygulandığını, çözüm için bir dil politikasına; düzenli ve sürekliliği olan bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kürtçenin yazı alanında yetkinleştirilmesi, şehir yaşamına göre bir dilin inşa edilmesi gerektiğini belirten Tan, bu biçimde iletişim ve eğitim kurumlarıyla yeni kuşağa aktarılabileceğini kaydetti. Kürtlerin alternatif bir eğitim sistemini de inşa etmesinin önemine işaret eden Tan, kurumlarında ve evlerinde çocuklarına eğitim verilmesini istedi. Tan, şunun altını çizdi: “Çocuklarımızı Kürtçe olarak ve Kürtlük bilinciyle yetiştirelim.”

KAMPANYA STATÜ İSTEMİNİ GÖRÜNÜR KILACAK

Kürtçe Dil ve Kültür Platformu tarafından Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olması amacıyla yürütülen kampanyanın, Kürtlerin Kürtçeye yönelik statü ve eğitim dili olma istemini görünür kılacağına dikkat çeken Tan, imza sayısının artırılması için her kesin elinden geleni yapmasını istedi. Tan şunları ifade etti: “Dili seven tüm Kürtlerin bu çalışmalara sahip çıkıp destek sunması gerekiyor. İlk kez Kürtler net bir biçimde Kürtçeye statü talep ediyor. Siyasi farklılıklara takılmadan sivil ve demokratik bir biçimde örgütleniyorlar. Bu da Kürtçe yıldızının parıldadığını ve gittikçe daha da parıldayacağını gösteriyor.”

KARAR VERMEMİZ GEREKİYOR

Kürtlerin, Kürt olarak yaşamaya devam etme ya da dayatılan kimliği kabul etme konusunda karar vermesi gerektiğini kaydeden Sami Tan, şunları ekledi: “Buna göre hareket etmeleri; varlıklarını, kimliklerini yitirmek istemiyorlarsa dil ve kültürlerine sahip çıkmaları gerekiyor. Bu, hepimizin sorumluluğu ve bu sorumluluğu üstlenmeliyiz. Kendimizden, etrafımızdan başlamalıyız.”