Türk Devletinin İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı, ‘Ulusal Tavır’ belgesi yayınladı

Türk Devletinin İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı yayınladığı “Ulusal Tavır” belgesinde, “Kürdistani güçlerin işgalciliğe karşı en üst düzeyde tavır alarak, yurtsever ve ulusal savunma etrafında büyük ve güçlü bir direniş sergilenmeli" dedi.

15 Mayıs günü düzenlenen İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı “Ulusal Tavır” belgesi yayınladı.

“Türk Devletinin Saldırı ve İşgaline Karşı Ulusal ve Yurtsever Tavır” başlığı ile yayınlanan belgede, şunlar belirtildi:

İşgalciliğine Karşı Ulusal Tavır Çalıştayı’nın “Ulusal Tavır” belgesi şöyle:

"Türkiye devleti 24.04.2021 tarihinde Güney Kürdistan'ın Metina, Zap ve Avaşin bölgelerine yönelik kapsamlı operasyon başlattı. Söz konusu alanlarda şu an yoğun çatışmalar yaşanıyor. Gerilla güçleri kahramanca, fedaice direniyor. Sadece gerilla güçlerine yönelik olmayan bu saldırıların asıl amacı Kürt kazanımlarını yok etme, Güney Kürdistan'ı işgal etmektedir. Saldırının başladığı gün olan 24 Nisan, Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümüdür, dolayısıyla operasyonun bu tarihte başlatılması tesadüfi değildir. Mesaj açıktır, verilen mesaj soykırım mesajıdır.

Bizler açısından saldırının amacı açık seçiktir. Türk devleti Kürt halkı ve tüm Kürdistan bileşenlerinin (Asuri-Suryani-Keldani v.b.) kendi toprağı üzerinde özgür yaşamasını istemiyor, vatanlarını işgal etmek istiyor. Türk devleti Türk uluslaşmasını halkların imhası üzerinde şekillendiriyor.

Türk devleti Kürt halkının varlığına karşıdır, Kürdistan'a karşıdır. Bu niyetini saklamıyor, kültürel, siyasi ve askeri eylemiyle de açıkça ortaya koyuyor. Türk devleti operasyon ve saldırılarıyla planlı ve kötü niyetiyle Kürdistan demografisini, coğrafyasını hedef alıyor, imha ediyor.

Türkiye devleti, Irak'ın Kerkük, Xurmatu, Xaneqin, Şengal ve diğer bölgelere yönelik 2017 saldırısında Bağdat hükümetine destek verdi.

DAİŞ'in Kürdistan'a, özellikle Kobanê'ye yönelik saldırı ve işgal girişiminde de Türk devleti DAİŞ ile iş birliği yaptı.

Rojava Kürdistanı ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetime karşı Türk devleti baştan beri saldırı pozisyonunda bulunuyor. Güney Kürdistan'da oluşturduğu onlarca askeri ile casus üslerini halkın kazanımlarına karşı kullanıyor.

'SESSİZLİK BOZULMALI, BÜYÜK BİR TAVIR SERGİLENMELİ'

Şimdi de Metina, Zap ve Avaşin alanlarında büyük bir saldırı girişiminde bulunuyor. Söz konusu operasyona karşı ulusal ve uluslararası düzeyde istenilen seviyede şu ana kadar karşı tutum sergilenmedi. Sessizliğin bozulması, işgale karşı büyük bir karşı tavrın sergilenmesi gerekiyor. Direniş cephesinde bulunan güçleri desteklemeliyiz, bu desteğimizi göstermeliyiz. Birlik ve dostlarımızın desteği ile bu saldırıları kırabiliriz. Türk devleti iddia ettiği gibi güçlü değildir, Garê başarısı herkes tarafından biliniyor. Sergileyeceğimiz ulusal direniş ile onları yenebiliriz.

Her şeyden önce ulusal tutuma ihtiyaç var. Bunun için de tüm Kürdistani güçlerin işgale karşı tavır takınmaları, vatanı savunan güçlerin etrafına en üst düzeyde koruma zırhı oluşturmaları gerekiyor. Sergilenecek olan birleşik tutum uluslararası siyasi aktörlerin de sessizliğini bozacaktır.

ACİL ÇAĞRI

Türk devlet işgaline karşı ulusal tutum çalıştayı, özenle ve acil bir şekilde tüm Kürdistan halklarına ve demokratik hümaniter dünyaya şu çağrıyı yapıyor:
* Ermeni Soykırımı'nın yıl dönümünde (24.04.2021) başlatılan Güney Kürdistan'a yönelik saldırıyla verilen mesaj soykırımın tekrarlanmasıdır. Kürt halkını da soykırımdan geçirmek istiyor. Çalıştay bileşenleri olarak Türk devletinin bu vahşi tutumuna büyük hassasiyetle yaklaşıyor, tüm imkanımız ile karşı duruyor ve Halk Savunma Güçlerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
* Kürdistanlı güçlerin ittifaktan uzak oluşu hem Kürdistan kazanımlarını zayıflatıyor hem de düşman cephesinin önünü açıyor. Bu durum Kerkük, Xaneqin ile Şengal'in işgali döneminde açıkça görüldü. Ancak Kobanê savunması ve başarısında da görüldüğü üzere Kürtler arası ittifak düşman saldırılarını kırmakla birlikte başarıyı da sağlıyor. Çalıştay Kürt güçleri arasındaki ittifakı varlık yokluk düzeyinde değerlendirerek, ulusal birliğe tekrar çağrıda bulunuyor.
* Kürdistan ve ülke dışında Savunma Güçlerine büyük destek sağlanmalı ve Kobanê savunması sıcaklığıyla işgalci Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik saldırısına karşı durulmalı. Bu temelde ülke ve ülke dışında birlik, yurtsever ve ulusal diplomasi için yoğun çaba sarf edilmelidir.
* Çalıştay işgalci Türk devletinin saldırısına karşı yurtsever ve ulusal seferberliğe çağrıda bulunuyor, tüm Kürdistanlıları gece gündüz her türlü yol yöntem ile çalışmaya, eylemlere katılmaya ve direniş güçlerinin yanında durmaya çağırıyor.
* Çalıştay Kürdistan Bölgesi Başkanlığı, Parlamento ve hükümetini, Türk devletinin saldırı ve işgaline karşı çıkmaya ve Türk ordu güçlerinin Güney Kürdistan'dan çıkarmaya çağırıyor.
* Çalıştay Irak federal devletini de, Saddam Hüseyin döneminde Türkiye ile sınırları geçmeye dair yapılan anlaşmaları iptal etmeye, Türk devletinin Güney Kürdistan'daki işgaline karşı itirazını dillendirmeye, Irak hava sahasını Türk savaş uçaklarına yasaklamayı ve Irak federal devlet sınırları içinde bulunan Türk devleti güçlerinin çıkarılması için pratik tedbir almaya çağırıyor.
* Çalıştay, Arap Birliği devletlerine de Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal ve saldırılarına karşı çıkmaya, tavır takınmaya ve kınamaya çağırıyor.
* Çalıştay, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ile tüm ilgili güçleri, Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırılarına karşı sessiz kalmamaya ve tutum sergilemeye çağırıyor.
* Çalıştay, Kürt halkının dostlarına, demokratik kamuoyuna ve vicdan sahibi herkese şu çağrıda bulunuyor: Kobanê, Efrîn, Gire Spi ile Serêkaniyê savaşında iyi bir tutum sergilediniz. Sizden bu tutumu şimdi de göstermenizi bekliyoruz. Kürt halkının sizlerin dayanışmasına ihtiyacı var.
* Çalıştay, Kürdistanlı ve Kürdistan dostlarından Türkiye ile ekonomik ilişki geliştirmemeleri ve Türkiye turizmini boykot etmeyi bekliyor.
* Türk devleti işgal ve saldırılarına karşı ortak çalışma yürütülmesi ve alınan kararların pratiğe geçirilmesi amacıyla en üst düzeyde 'Kriz Masası' oluşturuluyor. Masa ülke ve bölgelerde alt komite ve gruplarını oluşturacak.
* Çalıştaya katılan tüm şahsiyet ve temsilciler olarak Türk devletinin işgal ve saldırılarına karşı tutum aldığımızı ve Halk Savunma Güçlerine sahip çıktığımızı tekrar belirtiyor ve şunu vurguluyoruz: Metina, Zap ve Avaşin alanlarının korunması tüm Kürdistan'ı savunmaktır. Bizler tüm imkanlarımız ile bu direnişe sahip çıkacağız. Aynı tutumu tüm Kürdistani parti, örgüt, şahsiyet ve Kürdistan halkından da bekliyoruz.

Biz, bu toplantıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri olarak bir kez daha, Türkiye devletinin saldırı ve işgalciliğine karşı, Savunma Güçlerinin yanında olduğumuzu ve onlara sahip çıktığımızı tekrarlıyor ve diyoruz ki: “Metîna, Zap ve Avaşîn bölgelerinin savunması tüm Kürdistan’ın savunmasıdır. Biz bütün imkanlarımızla bu direnişe sahip çıkacağız. Aynı tutumu bütün Kürdistanlı parti, örgüt, kurum ve şahsiyetlerin de göstermesini ve tüm Kürdistan halkından her türlü imkanları ile bu direnişe sahip çıkmalarını bekliyoruz."