Uca: Tüm dünya İmralı işkencesine göz yumuyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komploya ilişkin konuşan HDP vekili Feleknas Uca, "İmralı'daki işkence ve izolasyon sistemi Guantanamo'yu geçmiş durumda. Fakat bu işkence sistemine tüm dünya göz yumuyor" dedi.

HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik 15 Şubat uluslararası komployu, AB'nin ve CPT'nin komplodaki rolünü ANF'ye değerlendirdi.

Kürt Halk Önderi Öcalan'ın esir almasının üzerinden 22 yıl geçtiğine değinen Uca, bu 22 yılda İmralı'daki büyük hukuksuzlukların yaşandığını vurguladı. 15 Şubat 1999 yılında gerçekleşen komplonun AB devletlerinin onayı ile yapıldığını hatırlatan Uca, komplonun 23 yıldır devam ettiğini söyledi.

Öcalan'a ve Kürt halkına yönelik tecridin daha da artığına dikkat çeken Uca konulmasını şu sözlerle sürdürdü: "Bugün her cezaevi bir işkencehaneye dönüşmüş durumda. Kürdistan'da yaşanan saldırılar komplonun devamıdır. Avrupa'nın sessizliği de Türkiye siyasetini kabul ettikleri anlamına geliyor. İmralı CPT'nin gözetiminde olan bir cezaevi. Guantanamo cezaevinin kapatılması için her yerde eylemler yapıldı ama bugün İmralı'daki işkence ve izolasyon sistemi Guantanamo'yu geçmiş durumda. Kimse buna karşı ses çıkarmıyor. Tüm dünya yaşananlara gözünü ve kulağını kapatmış durumda. Guantanamo'ya ses çıkarılmasına rağmen İmralı'ya karşı bütün devletler sessiz.

22 yıl içerisinde CPT birçok defa İmralı'ya gitti. Ziyaretlerde bulundu ve raporlar hazırladı. CPT de İmralı'daki işkenceye yıllarca göz yumdu. 15 Haziran 2016 yılında yaşanan darbe girişiminde de İmralı'ya saldırıldı. Bu saldırı girişimi İmralı'nın nasıl hedeflendiğini gösteriyordu. CPT son raporunda İmralı'da işkence olduğunu açıkladı. Fakat buna rağmen ne CPT ne de Avrupa Konseyi pratikte bir şey yapmadı. Avrupa devletleri sayın Öcalan şahsında Kürt halkı üzerinden pazarlık yapıyorlar. Bu devletler de komploda yer alıyordu."

İMRALI KÜRTLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR

Kürt Halk Önderi Öcalan'ın 'Barış süreci' dönemindeki rolüne değinen Uca, "İlk defa tüm dünya devletleri bu sürece destek verdi. Herkes önderliğin Amed'de okunan mesajına kulak verdi. Fakat bugün görüyoruz ki tecrit daha da artmış durumda ve buna karşı herkes sessiz. İmralı Kürtlerin kırmızı çizgisidir. Herkes sayın Öcalan'ın rol ve misyonunun ne kadar önemli olduğunu gördü. Son görüşmesinde 'devlet isterse 1 hafta içerisinde sorunu çözerim' dedi. Fakat görüyoruz ki devlet sorunu çözmek istemiyor. Bu yüzden İmralı tecridini devam ettiriyorlar. Eğer Kürt sorunu çözülürse Avrupa devletleri silah satamaz bu da onların işine gelmiyor.

CPT ve Avrupa devletleri üzerine düşeni yapmadıkları için tutsaklar açlık grevi eylemine başladı. İmralı tecridinin sona ermesi için tutsaklar bedenlerini ölüme yatırdılar. 22 yılda sayın Öcalan'a sadece 1 defa telefonla görüşme hakkı tanındı. Cezaevlerinde tutsakların tüm hakları ellerinden alınmış durumda. Bu yaşananların sorumlusu da CPT ve Avrupa devletleri. Tutsakların arasına DAİŞ çetelerini bile yerleştirmişler. Cezaevlerini dağıtmak istiyorlar. Tutsaklar sadece sayın Öcalan'ın değil tüm ülkenin tecritte olduğunu belirtiyorlar bu yüzden herkesin tecride karşı çıkması gerekir. Hepimiz biliyoruz çözümün anahtarı İmralı'dadır.

Abdullah Öcalan'ın bütün çözüm çağrılarına devlet operasyonlarla cevap veriyor. Neden operasyonlarla cevap veriliyor? Bu ülkede neden on binlerce siyasetçi tutsak? Neden belediyelere kayyum atanıyor? Neden bugün Gare'ye yönelik saldırı başlatıldı? Güney'in işgal edilmesi, Şengal ve Rojava'ya yönelik tehditler. Bunların hepsi Kürt halkını yok etmek için. Tutsak arkadaşlar bu saldırılara karşı durmak için büyük bir yükün altına girdi. Bu yüzden cezaevlerindeki direnişler çok önemli ve bizim de bu direnişleri büyütmemiz lazım. Herkes tutsakların sesine ses vermelidir" diye konuştu.

ADALET ÇIĞLIĞI OLACAĞIZ

Dünyada uluslararası birçok sendikanın Kürt Halk Önderi Öcalan'ın özgürlüğü için kampanyalar düzenlediğinin altını çizen Uca, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Artık sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü sağlama, İmralı ve tüm cezaevlerinin kapılarını açma zamanıdır. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü için kampanya başlatan uluslararası sendikaları selamlıyoruz.

Startını verdiğimiz kampanya da sayın Öcalan'ın özgürlüğüne dönüktür. "Herkes İçin Adalet" sloganıyla başlattığımız kampanya çerçevesinde 4 ay alanlara çıkacağız. Toplumun sorunlarına çözüm arayacağız. Aynı zamanda tecridin sona ermesi için mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Diplomasi çalışmalarımız da var.

Herkese kampanyamıza katılma çağrısında bulunuyorum. Çünkü adalet herkese lazım. Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan sorunların hepsi İmralı ile bağlantılıdır. Bu yüzden sokak, sokak dolaşacağız, artık kimse bizi 4 duvar arasında tutamaz. Bizi sürekli izole etmek istiyorlar. Ama direnişimiz ve mücadelemiz daha da büyüyecektir. Gençlerin ve kadınların öncülüğünde özgürlük ve adalet çığlığı olacağız. "