KNK ile zamanda yolculuk...

KNK, 20 yıldır Kürtler arası birlik çalışmaları yürütüyor. Nasıl ve hangi koşullarda kuruldu? Amblemi ne anlama geliyor? Yüzlerce yıllık bir hayali gerçekleştirebilecek mi?

İçerideki hava, ağır adımlarla yürüme hissi veriyor. Büyük ve yüksek duvarları, dev bir tabloyu andırıyor. Sessizlik hakim olduğunda, zamanda yolculuk başlıyor. Son sahiplerine kadar, bu bina nelere tanıklık etti? Kaç savaş atlattı, nasıl ayakta kaldı? Birkaç katlı eski bir malikane. Geniş, ahşap merdivenleri var. Kırmızı halılarla döşenmiş. Katlar arası büyük pencerelere resimler işlenmiş; uzun bir yol, küçük bir köprü ve altından geçen bir nehir. Koyu bir atmosfer hakim. Lambalar bu havayı bozmuyor. Oldukça yüksekteler.

Bu bina 19 yıldır Kürdistan Ulusal Kongresi’ne (KNK) ev sahipliği yapıyor. KNK’nin kurucularından Zübeyir Aydar, “En az 150 yıllık bir bina” diyor. KNK’nin bulunduğu Jean Stass sokağında ilk binalar 1850 yılında kurulmuş. 19’uncu yüzyılın son çeyreğinde, küçük dükkanlar sokağı canlandırmaya başlamış. Bu sokak, Brüksel bölgesinin 19 komününden biri olan Saint-Gilles’de yer alıyor.

MEDLERİN İZLERİNİ TAŞIYAN BİR AMBLEM...

İkinci kattaki toplantı salonunda, duvara asılmış büyük boy KNK amblemi dikkat çekiyor: Kırmızı zemin üzerinde, dört halka ile çevrili, üst kısmın iki yanında aslan başı, hemen altında iki tarafa açılan kanatlar. Bir çizim değil, bir fotoğraf. Neden böyle bir tercih ve ne anlama geliyor? Aydar, “Bu Med imparatorluğunun amblemi” diyor. Amblem fikri, Kürt tarihçi Mehrdad İzady’den gelmiş. New York’taki bir müzede sergilenen bu eserin, İran’ın Hamedan bölgesinde bulunduğu tahmin ediliyor.

En baştaki halka Güneş tanrısı Mitra ve kainatı temsil ediyor. İki taraftaki aslan başları, Arya halklarının düşüncesini, iradesini gösteriyor. Ya kanatlar ? Onlar, herhangi bir kanat değil, şahin kanatları. Bu sembolde kanatlar, gücü temsil ediyor. Sembolün dört bir ucundaki halkalar, Mitra’nın egemen olduğu dünyanın dört bir yanını ifade ediyor. KNK’nin kullandığı sembolün, ilk olarak Mitanniler döneminde görüldüğü sanılıyor.

BÜYÜK İSKENDER VE MEDLERİN SEMBOLÜ

Aydar, “Alexandre (Büyük İskender) filmini hatırlıyor musun?” diyor. İlkin garip bir soru gibi duruyor. Sonra, beklemeden Büyük İskender’in Pers kralı III. Darius ile karşı karşıya geldiği savaş sahnelerinin yer aldığı filmde, dikkat çeken sembollerden birine gönderme yapıyor. Oliver Stone’nun yönetmenliğini yaptığı film, Zerdüştlüğü temsil eden Ahura Mazda sembolü, Pers imparatorluğunu gösteren bir harita ve üstünde Babil, sağında Fırat Nehri ile birlikte iki aslan başının yer aldığı, kanatlı ve en üste bir halka bulunan o sembolün görünmesiyle başlıyor. Aydar, bu sembolün gerçekte Medleri temsil ettiğini söylüyor.

Bina, daha şimdiden Kürt tarihi açısından önemli bir yer edinmiş durumda. Kürt mücadelesinin birçok evresini, önemli bir çok kararını, toplantısını, fikirlerini, düşüncelerini, eylemlerini içeren geniş bir arşiv, giderek zenginleşen bir tarih müzesi niteliği taşıyor.

ZORU BAŞARMAK

KNK kurulduğu Mayıs 1999’dan bu yana “zor”u başarmayı hedef olarak önüne koymuş. Çok uzun bir tarih boyunca sürekli en temel ihtiyaç kendisini dayatan “Kürtler arası birlik” konusunda önemli mesafeler kat edilse de, hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulan bir hedef olarak varlığını sürdürüyor.

KNK, 6 Haziran’da 20’nci kuruluş yıldönümü vesilesiyle, Brüksel’deki binasına bir resepsiyon verdi. İçeri girenleri, KNK’nin kurucularından Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal ile KNK Eşbaşkanı Nilüfer Koç karşılıyordu. O gün sıkı güvenlik önlemleri de alınmıştı. Bina, semtin tarihi dokusuna uygun eski bir bina olsa da, modern teknolojilerle korunuyor.

Nilüfer Koç geleneksel bir Kürt kıyafeti içerisindeydi. Koyu yeşil ve beyaz renkler hakimdi. Kıyafetiyle uyumlu, sade, gösterişsiz bir kolye taşıyordu. Aydar, beyaz bir gömlek, Kartal ise mavi renk tercih etmişti.

Her üçü de misafirleri güler yüzle karşılarken, sık sık sohbet ediyorlardı. KNK’nin başarıları ve eksiklerinin birebir tanığıydılar. Zor bir görevi üstlenmişlerdi, yükleri ağırdı. Her Kürdün, mevcut parçalanmışlık ve sömürgeleşme koşullarının temel sorumlularından biri olarak gördüğü “birlik” soruna çözüm getirmek istiyorlardı.

KOÇ: DİYALOG KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURDUK

2001 yılında KNK çalışmalarına dahil olan Eşbaşkan Nilüfer Koç, önemli başarılar elde edildiğine dikkat çekiyor. Koç, “KNK bu son yılda iki noktada başarı sağladı. Birincisi; Kürt siyasetinde diyalog kültürünü oluşturdu. İkincisi; Ulusal birlik sadece siyasi değil, toplumsal bir sorundur. Kürdistan’ın dört parçası ve yurtdışında onlarca ulusal çalıştay ile Kürdistan halkında bir duyarlılık oluşturdu” diyor.

Aydar, Kartal ve Koç, ulusal birlik hedefine ulaşmada yaşanan eksiklikleri kabul ediyorlar, ancak umutlular.

KNK, ÖCALAN’IN FİKRİYDİ

En başa dönelim o halde. KNK nasıl kuruldu, kimin fikriydi, hangi koşullarda bugüne geldi? Aydar, “Doğrusu, KNK’nin kurulması fikri Önder Apo’ya aitti” diyor. Fikrin ortaya konulması ve hayat bulması, siyasi koşullardan dolayı bir kaç yıllık zaman aldı. 1994 yılında Zübeyir Aydar ve bir grup arkadaşı, Türk meclisinden atıldıklarında, Haziran ayında Avrupa’ya çıkmışlardı. Aydar, aynı yılın Ağustos ayında Şam’a gittiklerini hatırlıyor: “Başkan Apo ile görüştük. Üç hafta kadar orada kaldık ve geniş tartışmalar yürüttük. O sırada Önder Apo, ‘Siz Kürt parlamenterler olarak Kürt birliğine öncülük ederseniz iyi olur’ diye önerdi.”

Avrupa’ya dönüşlerinde ilk yapılması gereken iş bir hazırlık komitesi oluşturmaktı. Amaç, tüm Kürt örgüt ve hareketlerinin içerisinde yer aldığı bir kongre örgütlemekti. Aydar, “Biz de bu öneriyi uygun gördük” diyor. Ancak diğer parti ve örgütlerle yapılan görüşmelerde, henüz buna hazır olmadıklarını gördüler.

ÖNCE PKDW KURULDU

Bu nedenle, bir kongre oluşturmaktan önce yurtdışında bir parlamento oluşturma fikri öne çıktı. Böylece Nisan 1995’te Sürgünde Kürdistan Parlamentosu (PKDW) kuruldu. Aydar, “Ancak parlamento ağırlıkta Kuzey’e (Kuzey Kürdistan) yönelikti ve Kürtler arası birliğe yanıt olmuyordu” ifadelerini kullanıyor.

Aynı yıl içerisinde bu kez ulusal kongre için bir hazırlık komitesi oluşturuldu. “PKDW Yürütme Konseyi Başkanı olarak o komiteyi ben yürütüyordum” diye hatırlayan Aydar, daha sonra tüm parçalarda görüşmelerde bulunduklarını anlatıyor.

99 NEWROZ’UNDA İLAN EDİLECEKTİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ulusal kongrenin kurulması için acele edilmesini istediğini söyleyen Aydar, Öcalan’ın İtalya’ya 1998’de geldiğinde, “bunu hızlı bir şekilde gerçekleştirmeniz gerekiyor” dediğini anımsıyor. Bunun üzerine hazırlıklar hızlandırıldı. Ulusal Kongre’nin 1999 Newrozu’nda kurulması planlanıyordu. Ancak 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile esaret altına alınmasıyla, KNK’nin kuruluşu birkaç ay gecikti.

Aynı yıl Nisan ayında avukatların Öcalan ile yaptığı bir görüşmeye dikkat çeken Aydar, “İmralı’dan bize gelen ilk haber, işimizin yarım bırakılmaması ve kongrenin en kısa sürede gerçekleşmesiydi” diyor. Böylece 24 Mayıs 1999’da ilk kuruluş toplantısı Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da gerçekleşti. Toplantı dört gün sürdü ve KNK bu şekilde kuruldu.

Aydar, “20 yıl geçti. KNK, ulusal birlik amacıyla hareket eden ve ısrarla çalışmalarını sürdürerek ayakta kalan ilk kurumdur” diyor. KNK her yıl genel kurulunu topluyor, iki yılda bir seçimlerle kendisini yeniliyor.

KARTAL: KNK’NİN ROLÜ ÇOK BÜYÜK

KNK’nin kurucularından Kongra Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, “KNK yirmi yıl boyunca Kürtler açısından stratejik önemdeki bir çalışma yürüttü” diyerek, KNK’nin önemine vurgu yapıyor. Kürt siyasetinin en önemli sorunları ve eksikliklerinden birinin “ulusal birlik” olduğunun altını çizen Kartal, “Bu nedenle KNK’nin rolü gerçekten çok büyük” diyor.

‘ULUSAL BİRLİK İÇİN KOŞULLAR UYGUN’

Nilüfer Koç, “Belki halkımızın hayalindeki gibi olmadı” diyerek, ulusal birlik hedefinin henüz gerçekleşmediğini üzüntüyle ifade ediyor. Koç, Kürtler ve Kürdistanlı diğer halkların desteği ile yeni bir aşamaya geçme umudunu ifade ediyor. Koç’a göre bunun için “koşullar uygun”.

“Son yirmi yılda halkımızda bir duyarlılık oluştu” diyen Koç, Kürtlerin Kobanê, Efrîn, Şengal ve Kerkük meselelerinde “birlik” olduğunun altını çiziyor. Koç, “KNK’nin bu duygular üzerinde cesaretle bir hamle yapması gerekiyor. Biz bu aşamadayız şimdi” şeklinde konuşuyor.

‘KNK ÇOĞUNLUĞU TEMSİL EDİYOR’

Aydar da “biraz eksiklikler var” diyerek, ulusal birliğin gerçekleşmesindeki yetersizlikleri kabul ediyor. Aydar, “Ama KNK mevcut durumda bile, çoğunluk olarak Kürtlerin iradesi olarak hesap edilebilir. Kürtleri temsil eden parti ve hareketlerin çoğu KNK içerisinde yer alıyor. Henüz bazıları yer almıyor, ama bunu gerçekleştirmek istiyoruz” diye ekliyor.

KNK, sadece Kürtler arası birliği değil, tüm Kürdistan bileşenleri için bir çatı oluşturmak istiyor. Aydar, “Asuri, Süryani, Ermeni, Türkmen, Arap ve diğer halkların da bu çatı altında olmasını istiyoruz” diye belirtiyor.

ORTAK STRATEJİ, ORTAK KARAR, ORTAK ORDU

Ulusal birlik çalışmaları hangi hedefler etrafında yürütülüyor? Aydar, şöyle özetliyor: “Kürtler ortak bir stratejiye sahip olsunlar, yani bir araya gelip, ortak kararlar alsınlar. Daimi bir yürütmesi olsun. Ayrıca, Kürt halkının temsilinin merkezi haline gelsin. Yani diplomasinin merkezi olsun. Diğer bir ifadeyle, Kürdistan’ın Dışişleri Bakanlığı gibi çalışsın.”

Hedefler kuşkusuz bunlarla da sınırlı değil. Aydar, “Kürdistan’ın güvenlik güçleri de bir çatı altında toplanmalı” derken, artık bu noktadaki çalışmalarını bir sonuca ulaştırmak istediklerini vurguluyor.

EXMEDÊ XANÎ’NİN HAYALİ...

Nilüfer Koç da, Kürt şair Exmedê Xanî’nin 1639’da ifade ettiği hayalini gerçekleştirmek istediklerini belirtiyor. Xanî, yüzlerce yıl önce Kürtlerin “birlik” sorununa parmak basıyordu. Kürtler arası çelişkilere dikkat çekiyor, birlik ve ittifak parolalarını kullanarak sesini yükseltiyordu. O zaman aşiretler arası bölünmüşlük hakimdi. Onun için en temel sorun buydu. Bu nedenle “Eğer birlik ve beraberlik içinde olsaydık, birbirimize uyup ittifakımızı kursaydık...” diye başlayan sözleri halen Kürtlerin kulaklarında çınlıyor. Yüzlerce yıl sonra, Kürtler halen aynı hayalin gerçekleşmesini bekliyor.

Koç, “Geçen 20 yılda büyük bir tecrübe oluştu. İç diyalog konusunda hiç bir kurumun KNK kadar tecrübesi yoktur. Sadece Kürtler arası değil, Kürtler ve diğer halklar arasında da güçlü bir diyalog oluşturuldu. Şimdi bunu, Ortadoğu’da Kürt sorununun çözümüne dönüştürmemiz gerekiyor” şeklinde noktalıyor.

‘KNK’NİN ALTERNATİFİ YOK’

Kartal’a göre KNK’nin ulusal birlik konusunda alternatifi yok. “Şunu söylüyoruz; 2019 yılı ulusal birlik açısından stratejik bir yıldır. Şimdiye kadar KNK dışında kalan tüm parti ve çevreler de katılmalı. Kürt sorununun çözümü için, KNK’nin çalışmaları stratejiktir.”