PKK’nin kuruluşu Kürdistan dağlarında kutlanıyor

PKK’nin kuruluş yıl dönümü Kürdistan dağlarında törenle kutlandı. Tören konuşan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlığı Üyesi Bahoz Erdal, “PKK’nin mücadelesi ve direnişi, Kürdistan, Türkiye ve diğer tüm halkların özgürlüğünü getirecektir” dedi.

PKK’nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümü Medya Savunma Alanları’nda görkemli  bir törenle kutlandı. Kutlamaya Halk Savunma Merkez Karargah komutanlarından Bahoz Erdal ve Gulistan Gulhat’ın yanı sıra HPG ve YJA Star komutanlarından Jindar Zagros, Rêzan Amed ve Ferzad Wan katıldı. Törende konuşan Bahoz Erdal, “PKK’nin 40 yıllık mücadele tarihine bakarsanız; bu hareketin asla yenilmeyeceğini ve bu davanın mutlaka kazanacağını görürsünüz” dedi.

Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlığı Üyesi Bahoz Erdal’ın konuşmasında şu ifadeler yer aldı:

‘TÜM SALDIRILARA RAĞMEN PKK DİMDİK AYAKTA’

Partimiz PKK’nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümünü öncelikle Önder Apo’ya, Kürdistan halkına, bölge halklarına ve tüm arkadaşlara kutluyoruz. Tüm halkımız ve parti militanları ile taraftarlarımız büyük bir coşku ve kararlılıkla partimizin 41’inci yılını kutluyoruz. Geçen 40 yıllık süreçte, Kürdistan ve bölgenin tarihine PKK mücadelesi damgasını vurmuştur.

Bu 40 yıl normal ve sıradan bir şekilde geçmedi.  Son 200 yıllık süre zarfında Kürdistan’da gerçekleşen tüm isyan ve başkaldırılar çok kısa bir zamanda yenilgiye uğradı. Sömürgeci Türk devleti, PKK’yi de kısa bir süre içerisinde bitireceklerini düşünüyordu. İşte PKK’nin kuruluşundan bu yana 40 yıl geçti ve partimiz 41’inci yılına giriyor. Bu 40 yıllık süre içerisinde partimiz nasıl bir süreçten geçti, ne tür zorlanmalar yaşadı, ne tür saldırılarla yüz yüze kaldı? Bölgede partimize saldırmamış olan hiçbir güç kalmadı. İhanetçi-gerici Kürtler ve sömürgeci devletler askeri ve siyasi ittifaklar kurarak tek tek partimize saldırdılar. Aynı zamanda bölgedeki sömürgeci devletler ile uluslararası güçler çıkarları temelinde ittifak kurdular. Önderliğimiz, halkımız ve partimize yönelik komplo gerçekleştirdiler. Türkiye devleti, Kürdistan’da fail-i meçhul adı altında binlerce insanımızı katletti. Yaklaşık dört bin Kürt köyünü yakıp boşalttı. Yine tüm Kürdistan dağlarını karış karış bombaladılar. Tüm bu saldırılara rağmen partimiz PKK, Cudi ve Munzur Dağları gibi hiç sarsılmadı ve dimdik ayakta kaldı. Saldırılar arttıkça PKK’nin başı daha dik, heybeti de daha büyük oldu. Tüm komplo ve engelleme çabalarına karşı, PKK mücadelesi Dicle ve Fırat gibi sürekli yolunu açtı ve insanlık için mücadele etti.

‘40 YILLIK MÜCADELE SAVAŞ VE DİRENİŞLE GEÇTİ’

Kürdistan’da, hatta bölgede tüm bu saldırı, komplo, oyun ve güce rağmen böylesi ayakta kalabilmiş bir örgüt yoktur. Partimiz 40 yıldır sürekli imha saldırılarına maruz kalıyor. 40 yılın tamamı savaş ve direniş ile geçti. Bazıları, “PKK ne yapmış, bu zamana kadar eline ne geçmiş?” diyorlar. Biz de diyoruz ki; 40 yıllık mücadele içerisinde PKK’nin yapmamış olduğu bir şey kaldı mı? Kürdistan ve Türkiye’de gerçekleşmiş olan hangi başarıda PKK’nin damgası yoktur? Sadece askeri ve siyasi olarak değil, toplumsal ve düşünsel anlamda da bu böyledir. PKK’nin 40 yıldır ne yaptığını anlamak isteyen herkes, PKK’den önceki ve PKK çıktıktan sonraki süreci yan yana getirsin; eğer vicdansız ve inkarcı değilse çok rahat bir şekilde PKK’nin Kürdistan’da ne tür yenilikler, değişiklikler ve gelişmeler yarattığını görecektir. Eğer bugün bölgede Kürtler bir güç haline gelmişse ve tüm dünya halkları Kürtleri ve Kürdistan’ı tanıyıp saygı duyuyorsa, bu PKK’nin mücadelesinden kaynağını alıyor.

‘TÜRK SÖMÜRGECİLİĞİNİN PKK’DEN NE KADAR KORKTUĞU ORTADA’

Bugün, AKP ve Erdoğan’ın yönetiminde olan Türk sömürgeciliği, Kürt halkı ve bölge halklarının demokrasisine yönelik olan düşmanlığını çok açık ve vahşi bir şekilde devam ettiriyor. Erdoğan Moldovya, Washington, Paris, Soçi’ye gidiyor; PKK’den bahsediyor. Muhtarlarla toplantı yapıyor; PKK’den bahsediyor. Tüccarlarla konuşuyor; PKK’den bahsediyor. Muhtemelen rüyasında da PKK’yi görüyordur. Bu, PKK’den ne kadar korktuğunun göstergesidir. Bu, PKK’nin ne kadar büyük bir güç olduğunun göstergesidir. Bu, aynı zamanda PKK’nin ne kadar büyük başarılar elde ettiğinin göstergesidir. Türk devletinin Kürt halkına yönelik yürüttüğü imha-inkar politikası ve saldırılarının ne kadar vahşice olduğunun göstergesidir. Düşmanlığını saklamayıp çok açık bir şekilde yapmaktadır. Erdoğan’ın Kürtlere dönük yaklaşımı ile Hitler’in Yahudilere yönelik olan yaklaşımı aynıdır. Erdoğan, Kürtlerin başındaki Hitler’dir. Bu siyasetini gerçekleştirmek için de DAİŞ’in yöntemlerini kullanmaktadır. Bugün, Erdoğan ve AKP’nin Kürdistan’da yaptıkları, Hitler ve DAİŞ’in düşüncesi ve uyguladıklarıyla aynıdır. Öyle bir düşmanımız var ki; ne insanlıktan anlıyor; ne de konuşmadan, diyalogdan ve siyasetten anlıyor. Tek anladığı şey, Kürtlerin yok olmasıdır. Onun için yalnızca yanında yer alan bazı ihanetçi Kürtler olabilir; başka da hiçbir Kürt kalmamalıdır.

’PKK’NİN MÜCADELESİ ÖZGÜRLÜĞÜ GETİRECEKTİR’

Bu düşmana karşı halkımız ve partimiz PKK ne yapmalıdır? Çok açık bir şekilde bilinmelidir ki; insanlık düşmanı olan bu zihniyet, Kürt halkına, Türkiye ve bölge demokrasisine yönelik ne kadar saldırılarını arttırırsa, bizim de direnişimiz kararlılığımız o kadar artacak ve savaşımız daha büyük olacaktır. Onlar ne kadar saldırırsa, ne kadar sivil insanımızı işkenceye maruz bırakıp zindanlara atarsa, ne kadar halkımız üzerinde terör yürütürse ve ne kadar gerillaya saldırırsa saldırsın, onlar bu savaşta asla kazanmayacaklardır. PKK’nin mücadelesi ve direnişi, Kürdistan, Türkiye ve diğer tüm halkların özgürlüğünü getirecektir. Bunun kanıtı, PKK’nin 40 yıllık destansı mücadele tarihidir. PKK’nin 40 yıllık mücadele tarihine bakarsanız; bu hareketin asla yenilmeyeceğini ve bu davanın mutlaka kazanacağını görürsünüz.

‘KÜRT HALKININ İRADESİNE SAYGI DUYULMALI’

Son süreçte ABD yönetimi, Parti yönetimimizden olan üç arkadaşımızı hedef olarak gösterdi. Amerika, Önderliğimizden ve yönetimimizden ne istiyor? Biz Amerikan halkının da, ABD’nin de düşmanı değiliz. Ne Önderliğimiz, ne de Partimizin yönetimi, bazıları gibi mal ve mülk peşine düşmemiş, saraylar yaptırmamış, bankalarda milyar dolarlar biriktirerek ailesel bir saltanat oluşturmamışlardır. Bütün yaşamları, yoğunlaşmaları ve pratikleri bu halkın özgürlüğü içindir. Kürtler öyle bir halktır ki, adı bile kabul edilmemekte; varlığı inkar edilmekte; iradesi, dili ve kültürü yok sayılmaktadır. Eğer uluslararası güçler bir tavır sahibi olacaklarsa, öncelikle bu mücadeleye ve yönetimine saygı göstermelidirler. Bu ikiyüzlü siyaseti bırakmalıdırlar. Eğer Kürt halkını tekrardan masalarda gizli anlaşmalarla pazarlık konusu yapmayı düşünüyorlarsa, PKK elbet bunu açığa çıkaracak ve kabul etmeyecektir. Kürt halkının büyük çoğunluğu her şeyi ile PKK, PKK Önderliği ve PKK yönetimi ile birliktedir. Uluslararası güçler Kürt iradesine saygı göstermelidir. Kürt halkı PKK’yi, PKK’nin Önderliğini ve yönetimini temsilcisi olarak görüyor ve sahip çıkıyor. Bu topraklarda özgürce yaşamak Kürdün de hakkıdır. Bugün bölgemizde hangi bölgesel veya uluslararası güç politika yürütmek isterse istesin; Kürt halkının iradesine ve direnişine saygı göstermeyenin, siyasette de başarılı olamayacağı açıktır. Eğer Ortadoğu’da barış ve istikrar için doğru bir siyaset yürütmek istiyorlarsa, tüm güçler Kürt halkını tanımalı, onun yönetimine saygı duymalı, klasik düşmanlık siyasetinden vazgeçmeli ve Türk devletinin katliam ve inkar siyasetine ortak olmamalıdır.

‘ÖNDER APO’NUN MİLİTANLARI VE YOLDAŞLARI OLMAK BÜYÜK ONUR’

Partimizin 40 yıllık tarihi şan ve şeref doludur. 40 yıl, sömürgeciliğe ve bütün kötülüklere karşı yürütülen savaş ve mücadele ile geçti. Geçen 40 yıllık PKK tarihi, yurtseverliğin, doğru devrimciliğin, dürüstlüğün ve iradenin tarihidir. Bu tarihle ancak onur duyulur. Biliyoruz ki bu destan daha tamamlanmamıştır ve önümüzde daha birçok tehlike vardır. Halkımız ve Partimizin iradesine tahammül edemeyen güçlerin saldırıları gündemdedir. Bu bilinç ile daha güçlü bir mücadeleyi yürütmeliyiz. Biliyoruz ki bizlerin de zayıf ve eksik olduğumuz yanlarımız vardır. Tüm eksikliklerimizin üzerine cesaretle gitmeliyiz. Bunun için gerekli olan yenilik ve değişiklikleri yapmamız gerekiyor. Bu şekilde ancak 40 yıllık destansı mücadelemizi halkımızın, Önderliğimizin ve bölge halklarının özgürlüğüyle taçlandırabiliriz. Bizler PKK kadrosu olan Kürdistan ve Ortadoğu gerillaları olarak, 40 yıllık destansı bir mücadele tarihine sahip olan böylesi bir partiye mensup olduğumuz için çok mutlu ve onurluyuz. Bizim için ne büyük bir şanstır ki bizler Kürdistan gerillasıyız. Biz Mazlum Doğan, Kemal Pir, Agit ve Zilan’ın takipçileriyiz. Bizim için ne büyük bir onurdur ki Önder Apo’nun militanı ve yoldaşıyız. Bu coşku ve duygularla Partimizin 40’ıncı yıl dönümünü kutluyoruz. Yükümüzün ağır ve önümüzde düşmanın sert saldırılarının olduğunu biliyoruz. Fakat 40 yıllık tarihimize baktığımızda, tüm bunların üstesinden geleceğimizi de görüyoruz. Bu umut ve inançla tekrardan tüm yoldaşlarımızın adına Önderliğimizi selamlıyor, kanlarıyla bu 40 yıllık tarihi yazan şehitlerimizi binlerce kez selamlıyor ve anıyoruz. Şehitlerimize söz veriyoruz: Her zaman onların yoldaşı, takipçileri olacağız ve hayallerini yerine getireceğiz. Bu temelde tekrardan partimizin 40’ıncı kuruluş yıl dönümünü tüm yoldaşlara kutluyor ve “Bijî Serok Apo!” diyoruz.”