'BAAS ve Türk devleti, Kuzey-Doğu Suriye'deki demokratik sistemi çökertmek istiyor'

BAAS’ın Kuzey-Doğu Suriye’yi hedef almasına tepki gösteren Şeyh Mihemed Tırki Suan, “Rejim, 7 şehrini Türk devletine sattı. Suriye halkının çıkarını düşünüyorsa gidip işgal edilen bölgeleri özgürleştirsin” dedi.

Silma aşiretinden Şeyh Mihemed Tırki Suan, Minbic’de yaşanan provokasyonun, BAAS, Türk devleti ve DAİŞ’ten bağımsız ele alınamayacağını, amacın da Kuzey-Doğu Suriye’deki demokratik sistemi çökertmek olduğunu söyledi.

ANF’ye konuşan Şeyh Mihemed Tırki Suan, BAAS rejiminin tutumunun da etkisiyle Suriye Devrimi’nin çalındığını belirterek, “Suriye’deki tüm güçler kendi hesaplarına göre davranıyor. Rusya, İran, Türkiye ve elbette BAAS rejimi de öyle. Kaos yarattılar. Suriye halkları katledildi, kaçırıldı, göç ettirildi ve varlıkları talan edildi” dedi.

BAAS rejimin aslında elinde hiçbir şey olmadığını; Rusya ve İran’ın emri altında olduğunu savunan Şeyh Mihemed Tırki Suan, şöyle devam etti: “Rejim bile bize karşı Türk devletinin yanında yer alıyor. Kuzey-Doğu Suriye halklarına karşı Türk devleti ile anlaşmalar yapıyor. Bu anlaşmalardan biri de Fırat suyunun kesilmesidir. Amaç, demokratik ulus projesinin tasfiye edilmesidir. Demokratik ulus projesi, Suriye krizini derinleştiren güçlerin çıkarlarına göre değil. Bu projeye karşı savaşıyorlar.”

YARALARIMIZI BIRLİKTE SARALIM

Tek isteklerinin birlik içinde yaşamak olduğunu dile getiren belirten Şeyh Suan, “Maalesef BAAS rejimi, Türk devleti ile anlaşmalar yapıyor. Bizler bu devrimden çok büyük dersler aldık. Bizim Suriye halkı olarak tek vücut olarak direnmemiz gerekiyor. Kendi yönetimimiz ve güçlerimizin yanında yer almalıyız. Kuzey-Doğu Suriye’de bulunan tüm aşiretler, yaşlılar ve şeyhler hep birlikte bu yapılan planlara karşı direnmeliyiz. QSD ve Özerk Yönetim ile birlik olursak Suriye’nin çözümü için güç oluruz. Birlik olmazsak kaybederiz. Kendini yurtsever olarak gören herkese kapımız açıktır. Diyoruz ki; gelin birlik olalım ve birlikte bu krizi çözelim. Yaralarımızı birlikte saralım” şeklinde konuştu.

ŞAM YÖNETİMİ, TÜRKİYE VE ÇETELER

Kuzey-Doğu Suriye’deki istikrarı bozmak isteyen hücrelerin, BAAS rejimi, Türk devleti ve çetelerin uzantıları olduğunu kaydeden Şeyh Suan, şunları ifade etti: “Suriye’yi bir kaos ortamına dönüştürmek isteyen güçler, bunu Suriyelilerin eliyle de yapıyor. Bu gizli hücrelerin hepsi Suriyeli ve kendi elleriyle ülkelerini yok etmeye çalışıyor.

İŞGAL BÖLGELERİ İÇİN NE YAPIYOR?

Madem rejim egemenlik haklarına sahip çıkıyordu neden Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’yi sattı. Başka şehirler de var tabi. Şam yönetimi, 7 şehrini Türk devletine sattı. Öyle bir düşmana sattı ki; demografik yapıyı değiştiriyor, sınırları kapatıyor, Türk kimliğini mecbur kılıyor. Eğer rejim Suriye halkının çıkarını düşünüyorsa gidip işgal edilen bölgeleri özgürleştirsin. Bizim kendi kanımızla ve emeğimizle özgürleştirdiğimiz ve kendi örgütlülüğümüzü kurduğumuz, barış içinde yaşadığımız alanlarımızı bizden mi özgürleştirecek? Bizler Suriye vatandaşıyız. Kuzey-Doğu Suriye de yaşayanların hepsi Suriye kimliğini taşıyor. Türk kimliğini taşıyanlardan özgürleştirsin.”

MİNBİC’DE KİRLİ OYUNLAR PEŞİNDELER

Minbic’de yaşananlarının söz konusu gizli hücrelerin kirli oyunları olduğunu kaydeden Şeyh Suan, şunları ekledi: “Halk ile Özerk Yönetim arasına fitne yaratmaya çalıştılar. Suriye halkı olarak Özerk Yönetim ve QSD’yi kendimize esas alıyoruz. Türk devletinin satın aldıklarını kabul etmiyoruz. Benim tüm aşiretlerden isteğim; artık bu yarayı birlikte kapatalım ve bu acıya son verelim.”