Türkiye gibi kadın düşmanı devletler ve DAİŞ gibi kadın kırımcı vahşi güçlerin saldırılarının kadın iradesine ve özgürlük mücadelesine geri adım attıramayacağını belirten PYD Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Foza Yusif, tüm kadın katliamlarına verilecek en iyi cevap ve intikamın kadın örgütlülüğünü geliştirmek, devrim ve kadın kazanımlarını korumak olduğunu belirterek, “Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi alanlarındaki kadınlar, bütün dünya kadınları için umut oluyor. Buradaki kazanımlar da bütün kadınların kazanımlarıdır. Bütün kadınların da bu devrime sahip çıkması gerekir” dedi.

Türk devletinin 20 Ocak 2018’de geliştirdiği Efrîn işgal saldırısıyla birlikte Rojava’daki kadınlar hedefte. Türk devleti ile bünyesindeki başta DAİŞ olmak üzere tüm çeteleri, kadınlara özellikle saldırıyor. Efrîn işgali sürecinde Barin Kobanê’nin cansız bedeni Türk devleti teşhir edildi. Serêkaniyê ve Girê Spî işgal saldırılarının sürdüğü 12 Ekim 2019’da Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef vahşice katledildi. Efrîn’de üç yıllık işgal boyunca en az 67 kadın katledildi, 68 kadın tecavüze uğradı.

Kuzey-Doğu Suriyeli Kürt ve Arap kadınlar işgal altındaki Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de, Türk devlet çeteleri eliyle katledilirken Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarındaki kadınlar ise yine Türk ordusu ve DAİŞ saldırılarıyla katlediliyor.

KONGRA STAR yönetiminde yer alan üç öncü kadın, 23 Haziran 2019’da Türk devletinin Kobanê’ye SİHA saldırısıyla katledildi. DAİŞ de 22 Ocak günü Hesekê’nin Dêşişa alanında Özerk Yönetim çalışmalarında yer alan iki Arap kadını kaçırarak katletti.

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Foza Yusif, Türkiye ve DAİŞ’in Kuzey-Doğu Suriyeli kadınları hedef almasıyla ilgili ANF’ye konuştu. Türkiye’nin bugün Ortadoğu’da erkek egemenliğinin öncülüğünü yapan ve kadın kırımı için çalışan bir devlet olduğuna dikkat çeken Yusif, böylesi cinsiyetçi, kadın düşmanı ve militarist bir devletin Rojava Devrimi’ni hedef aldığını söyledi. Foza Yusif, şunları ifade etti: “Buradaki kadın devrimi, ırkçılığın panzehridir. Türk devleti ve güdümündeki güçler, Rojavayê Kurdistan ve Kuzey-Doğu Suriye’de en fazla kadınları hedef alıyor, çünkü kadınlar Rojava Devrimi ve Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi alanlarında devrimin geliştirilmesinde öncü bir rol oynadı. Bugün de devrim ve toplumsal değerlerin savunulmasında yine toplumsal ve sosyal bir devrimin geliştirilmesinde öncü rol oynuyor. Türk devleti, devrimi ayakta tutan temel gücün kadınlar olduğunu biliyor, bu nedenle kadınları bu kadar hedef alıyor.”

TÜRKİYELİ KADINLARI ETKİLEMESİNDEN KORKUYOR

Türk devletinin kadınların gelişiminden korktuğunu kaydeden Foza Yusif, bu nedenle kadın devrimini, buradaki toplumsal gelişimi bir tehdit olarak gördüğünü söyledi. Yusif, “Alanlarımızda yaşanan gelişim ve elde edilen kadın kazanımlarının gelişmesini, Ortadoğu ve Türkiye toplumlarını etkilemesini istemiyorlar. Her şekilde kadınları hedef alarak kadın devrimi darbelemek ve zayıflatmak, bununla kadınlar üzerinde geri ve karanlık yaşam tarzını farz kılmak istiyorlar” dedi.

DAİŞ DE AYNI SAİKLERLE HEDEF ALIYOR

Arap kadınlarının Kuzey-Doğu Suriye’de ve DAİŞ’e karşı mücadelede ve Arap rönesansında öncü devrimci bir rol oynadığını işaret eden Foza Yusif, DAİŞ’in 22 Ocak’ta Dişîşa alanında Özerk Yönetim çalışmalarında yer alan iki kadını katletmesinin buna darbe vurmak olduğunu dile getirdi. Foza Yusif, şöyle devam etti: “Arap kadınları, DAİŞ’e karşı mücadelede ve alanlarının özgürleştirilmesi ardından Özerk Yönetim kurumlaşmasının geliştirilmesinde tarihi ve öncü bir rol oynadı. Arap toplumunda en devrimci güç, kadın gücüdür. DAİŞ sistemi ve karanlığının, kültürel ve toplumsal alanda da yıkılması için Arap kadınlar büyük bir hareketlilik içine girdi. Bu mücadeleyle bugün Arap toplumunda büyük bir değişim dönüşümün yaşandığını da ifade edebilir. Bunda temel rol kadınların ve gençlerindir. Binlerce kadının meydanlara çıkıp mücadeleyi geliştirebilmesi, Arap kadınları ve toplumunda büyük bir gücün olduğunu gösteriyor. Bu güç, gün gün büyüyor ve güçleniyor. Bu güç ve iradeyle kadınlar öncülüğünde toplumsal değişim yaşandığı için düşmanlarımız iki kadın arkadaşımızı hedef aldı.”

SALDIRILAR KARARLIĞIMIZI DAHA DA ARTIRIYOR

Türkiye gibi kadın düşmanı devletler ve DAİŞ gibi kadın kırımcı vahşi güçlerin saldırılarının kadın iradesine ve özgürlük mücadelesine geri adım attıramayacağını, bu iradenin vahşi saldırılar karşısında daha da güçlendiğini söyleyen Foza Yusif, “Çünkü kadınlar ilk defa alanlarımızda kendi kendilerini yönetme ve özgür yaşam imkanlarına kavuşuyor. Rojava Devrimi ve Özerk Yönetim’le birlikte kadınların kendi örgütlülüklerini kurmaları, kararlarını vermeleri, bütün yaşam alanlarına katılım iradesini göstermeleri bir ilktir. Bölgemizdeki kadınlarda öyle bir zihniyet ve irade oluştu ki; hiçbir saldırı karşısında boyun eğmiyor ve geri adım atmıyor. Tam tersine özgür yaşam arayışında ısrarı artıyor” şeklinde konuştu.

HİÇBİR SALDIRI KADINLARI DURDURAMAYACAK

Foza Yusif, tüm kadın katliamlarına verilecek en iyi cevap ve intikamın kadın örgütlülüğünü geliştirmek, devrim ve kadın kazanımlarını korumak olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Kadın sistemini, Özerk Yönetim sistemini ve kadınların alanlarımızda elde ettiği kazanımları korumak için de mücadelemizi büyüteceğiz. Asla geri adım atmayacağız. Hedeflenenin aksine, bu şehadetlerle özgürlük istemi ve mücadelemiz daha da artmıştır. Kadın örgütlülüğü, eylemi ve özgürlüğünü geliştirmek temel çalışmamızdır. Şehit olan kadın arkadaşlarımızın yeri boş kalmayacak, yerlerini binlerce kadın dolduracak. Düşmanımız, bu kanlı ve kirli yöntemlerle irademizi kıramayacağını ve sonuç alamayacağını bilmelidir. Hiçbir şey köle gibi yaşamaktan daha zor değildir. Bu nedenle hiçbir zulüm ve zorluk bizi durduramaz.”

BURADAKİ KADINLAR, DÜNYANIN UMUDUDUR

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi alanlarındaki kadınların bütün dünya kadınları için umut olduğunu vurgulayan Foza Yusif, buradaki kazanımların da bütün kadınların kazanımları olduğunu vurguladı. Bütün kadınların da bu devrime sahip çıkması gerektiğinin altını çizen PYD Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Foza Yusif, şunları dile getirdi: “Dünya çapında kadınlara dönük büyük bir kırım yaşanıyor. Kadın Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmek ve bölgemizde yaşanan değişim dönüşümü kırmak istiyorlar. Bu nedenle dünya kadınlarına çağrımız; erkek egemen sistemin saldırılarını, üzerimize farz kılınmaya çalışılan milliyetçilik ve cinsiyetçiliği kıralım. Birlikte devrimimizi koruyalım.”