‘Devlet’ ve ‘Hilafet’ için sonun başlangıcı Kobanê'de oldu -I

Ortaya çıkmasının ardından hedef aldığı her yeri alan ve devletlere bile diz çöktüren DAİŞ, ilk yenilgisini Kobanê'den aldıktan sonra bu yenilgi cihatçı örgüt için sonun başlangıcı oldu.

ABD'nin Irak'a müdahalesi sonrası ortaya çıkmaya başlayan ve daha çok yeraltında örgütlenen ve "Arap Baharı" ile birlikte 2013 yılında da başta Irak ve Suriye'de yer üstüne çıkarak "hilafet" ve "devlet" ilan eden Irak Şam İslam Devleti'nin (DAİŞ) saltanatı, Kürtlerin verdiği mücadele ile son buldu.

2013'te Irak'ta ortaya çıkan ve 2014'te de Suriye'ye geçerek büyük bir coğrafyayı işgal eden DAİŞ, uluslararsı ve bölgesel bazı güçlerin kendisine verdiği destekle devletleri bile hizaya getirerek, Ortadoğu'da adeta karanlığın hükümranlığını kurdu. Tüm dünya basınının "önlenemez güç" ya da "DAİŞ'in önlemez ilerleyişi" olarak servis ettiği DAİŞ ilk yenilgisini Kobanê'de alarak kendileri için "sonun başlangıcı" olan süreç başladı.

Ortadoğu'nun en önemli kentlerinden biri olan Musul'u işgal ettikten sonra son "hilafet" ve Suriye'nin en kadim kentlerinden biri olan Reqa’yı da işgal ederek, "İslam Devleti"ni ilan eden DAİŞ, Kobanê'de YPG/YPJ karşısında yenildikten sonra tüm dünyada ilk kez "DAİŞ'in yenilebileceği" inancı doğdu ve birçok yerde DAİŞ'e karşı operasyonlar başlatıldı.

Kobanê'den elde kalan bir sokaktan başlayarak sırasıyla; Girê Spî, Eyn Îsa, Tişrîn, Sirîn, Minbic, Tabqa, Reqa, Til Hemis, Til Berak, Hol, Şedadê, Şehba ve Dêrazor'un doğu kırsalında binlerce yerleşim yeri ve milyonlarca sivili DAİŞ'ten kurtaran YPG/YPJ savaşçıları, nihayetinde Suriye'de DAİŞ'in elinde bulunan son bölgeyi de kurtardı.

Ortadoğu'da üzerine büyük planlar yapılan DAİŞ'in dünü, bugünü, ideolojisi, icraatları, yükselişi, ilk yenilgisi ve ondan sonraki yenilgi süreçlerini ANF derledi. Yazı diziminin birinci bölümünde DAİŞ'in "Kobanê'den önce" olarak bölümlendirilebilecek, seyrini ele alacağız.

DAİŞ'İN ORTAYA ÇIKIŞI

2003 yılında ABD'nin Irak'a müdahalesine karşı bir direniş örgütü olarak ortaya çıkan "Tevhid ve Cihad Cemaati" DAİŞ'in temelinin atıldığı yapı oldu. Usame Bin Ladin'e biat eden ve Afganistan'da savaşan Ürdünlü Ebu Musab ez-Zerkavi’nin tarafından kurulan bu yapı daha sonra "Mezopotamya’daki Cihad Kaidesi" ismini aldı.

ABD'nin Afganistan'a müdahalesinin ardından Irak'a dönen ve 2004 yılına kadar "Irak El Kaidesi" adını kullanan örgütün başındaki Zerkawi, 2006 yılında Irak'ta "Ceyş el-Fatihin, Cund es-Sahaba, Ketibeyin Ensar el-Tevhid el Sünne, Ceyş el-Tayife el-Mansure" gibi bazı Sünni grupları da bünyesine alarak, "Mücahitler Şurası Konseyi"ni kurdu.

Zerkavi, 2006'da ABD tarafından öldürülünce yerine onun haleflerinden Ebu Eyyüb (Mısırlı) ile Ebu Ömer el Bağdadi bazı Sünni aşiret ve Irak Baas Partisi'nin bazı kalıntılarıyla ittifak kurarak, "Irak İslam Devleti" adını aldı.

EBÛBEKİR EL BAĞDADİ DÖNEMİ

Selahaddîn, Enbar ve Diyala vilayetlerinde Sünni bir devlet kurmayı amaçlayan örgüt, sonrası süreçte El Kaide ile sorunlar yaşadı. Ebû Ömer ve Ebû Eyyüb'ün de 2010 yılında öldürülmesiyle örgütünü yönetimi Ebûbekir El Bağdadi'ye geçti.

2004 ile 2012 yılları arasında Irak'ın farklı kentlerinde birçok saldırı düzenleyen örgüt binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Bakuba'yı başkent olarak gören örgüt, 2006'da Bağdat yakınlarındaki Dora'yı ele geçirerek çok sayıda Hristiyan’ı göçertti ya da cizye ödemeye mecbur bıraktı.

2007 yılında Şengal'de onlarca kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırılarda da bu örgütle bağlantısı olan ve çoğunluğu Kürtlerden oluşan Ensar El İslam (Mele Kırekar tarafından kurulmuştu), Türk MİT'i ve Irak Türkmen Cephesi'nin (ITC) rolü vardı.

SURİYE İÇ SAVAŞININ BAŞLAMASI VE EL KAİDE

Suriye'de iç savaşın başlamasıyla Ebûbekir El Bağdadi, eski yardımcısı Muhammed Colani'yi Suriye'de örgütlenme için görevlendirdi. Suriye'de Cebhet El Nusra adıyla örgütlenen El Kaide, kısa sürede birçok yeri ele geçirdi.

2013 Nisanı'ında Bağdâdî, El Nusra'nın kendileri tarafından kurulduğunu ve artık Irak İslam Devleti ile Cebhet El Nusra'nın birleşerek Irak Şam İslam Devleti (DAİŞ) ismini aldığını duyurdu. Ancak Colani ise kendilerine danışılmadığını ve böyle bir birleşmenin söz konusu olmadığını duyurdu.

BAĞDADİ'NİN İSYANI, COLANİ'NİN BİATI

Her iki yapı arasında sürtüşmeler yaşanmaya başladı ve Haziran 2013'te El Kaide lideri Eymen el Zevahiri yaptığı yazılı açıklama ile Irak İslam Devleti'nin Irak'ta, El Nusra'nın ise Suriye'de hareket etmesi gerektiğini belirtti. Ancak Bağdadi, yayınladığı ses kaydıyla bunu kabul etmedi ve açıktan El Kaide'ye karşı çıktı.

Bağdadi'nin isyanı sonrası, Colani ise El Kaide'ye biat ettiğini açıkladı. El Kaide Lideri Zavahiri, Kasım 2013'te DAİŞ'in El Kaide bağlantısı olmadığını ve Suriye'deki temsilcilerinin El Nusra olduğunu duyurdu.

DAİŞ'İN İDEOLOJİSİ

DAİŞ, ideolojisini El Kaide'nin de başvurduğu "cihat" fikri üzerine inşa etse de gelecek tasavvuru olarak Selefilik ve Vahabiliğin en katı yorumlarına başvurdu. Özellikle İbni Teymiye, Muhammed bin Abdülvahhab ve Seyyid Kutub'un İslamiyet yorumu üzerinden "küresel cihat" anlayışıyla hareket eden DAİŞ, bunun dışındaki tüm İslam yorumlarını ise "mürted" ve "tekfir"cilikle suçladı.

Özellikle "kafa kesme", "yakma" ve "toplu katliamlarla" gibi kıyımlarını Kur'an ve sünnete dayandıran DAİŞ'in önemli isimlerinden Ebu Enes eş-Şâmî, Hz. Muhammed'e ait olduğu belirtilen "Her kim Allah yolunda bir Gayrimüslimi öldürürse Allah ona Cehennem'i yasak eder" sözüyle DAİŞ'in yol haritasını belirliyordu.

Diğer yandan örgütün propaganda organlarında en çok kullandığı Enfâl suresinin 12'nci ayeti olan "O anda Rabbin meleklere şu vahyi veriyordu: Ben sizinle beraberim. Haydi imanı sağlamlaştırın! Kâfirlerin yüreklerine dehşet bırakacağım, hemen boyunlarının üstüne vurun, vurun onların parmaklarına!" temel hareket noktası saydı.

IRAK'IN YÜZDE 40'I, SURİYE'NİN YÜZDE 35'İ ELLERİNDEYDİ

Irak'ta birçok vilayet ve kenti ele geçiren DAİŞ, Suriye'ye yönelince de El Nusra'nın birçok üyesi DAİŞ'e biat etti ve örgüt kısa sürede Suriye'de birçok yerleşim yerini bir bir ele geçirmeye başladı.

New York merkezli güvenlik danışmanı Soufan Group'un Aralık 2015'te yayınladığı rapora göre; Irak ve Suriye'nin dışında 86 ülkeden 27 bin kişi DAİŞ saflarına katıldı.

DAİŞ, gücünün zirvesinde olduğu Eylül 2014 tarihinde Irak topraklarının yüzde 40'ı, Suriye topraklarının ise yüzde 35'ini elinde bulunduruyordu. Irak'ın 3, Suriye'nin de iki vilayetinin yanı sıra yüzlerce kent, ilçe ve kasabayı elinde bulunduran DAİŞ'in hakimiyeti altında 10 milyondan fazla insan yaşıyordu.

DAİŞ'İN 'ÖNLENEMEZ İLERLEYİŞİ!'

* Şubat 2013: Kerkük'e bağlı Süleyman Beg kasabası DAİŞ'in eline geçti.

* 30 Aralık 2013: DAİŞ Irak'ın Enbar vilayetini ele geçirdi.

* 2 Ocak 2014: DAİŞ, Irak'ın Ramadi kentini ele geçirdi.

* 8 Mayıs 2014: Irak'ın Felluce kenti tamamıyla DAİŞ'in eline geçti.

* Mayıs 2014: DAİŞ kendi ismi ve bayrağıyla ilk kez Rojava'ya saldırdı. Serêkaniyê'nin Tilêliyê köyünde siviller katledildi.

* Mayıs 2014: DAİŞ Suriye'nin tarihi kenti Palmira'yı ele geçirdi.

* 9 Haziran 2014: DAİŞ Ortadoğu'nun en büyük ve tarihsel kentlerinden Musul'u ele geçirdi.

* 10 Haziran 2014: Musul'un başkenti olduğu Ninova vilayeti tamamıyla DAİŞ'in eline geçti.

* 11 Haziran 2014: DAİŞ, Musul'daki Türk Başkonsolosluğu'na girdi ve 49 konsolosluk çalışanını "rehin" aldı. Söz konusu kişiler, Kobanê saldırılarına kadar DAİŞ'in elinde kaldı ve 20 Eylül'de Türk devletiyle yapılan Kobanê'ye işgal pazarlıklarının bir parçası olarak Girê Spî'den Türkiye'ye teslim edildiler.

* 11 Haziran 2014: DAİŞ, Irak'ın Tikrit kentini ele geçirdi. DAİŞ daha kente varmadan Irak ordusu kenti boşalttı. DAİŞ, Bağdat yakınlarına kadar birçok yerleşim yerini kontrolüne aldı.

* 13 Haziran 2014: Irak'ta Şiilerin dini otoritesi Ayetullah Sistani, DAİŞ tehdidine karşı Şiilere "silahlanın" çağrısı yaptı ve Heşdî Şabî birlikleri kurulmaya başlandı.

* 13 Haziran 2014: Dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "DAİŞ, sadece Irak ve bölgesi değil, Avrupa, ABD ve dünyadaki diğer ülkeler için de tehdit oluşturmaktadır" dedi.

* 16 Haziran: DAİŞ, Türkmenlerin ağırlıkta olduğu Telafer'i ele geçirdi. Şii Türkmenler kentten kaçıp, Şengal'e sığınırken, Sünni Türkmenlerin büyük kısmı da DAİŞ'le birlikte talana girişti.

* 17 Haziran 2014: DAİŞ Bağdat'ın 50 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Diyala eyaletine bağlı Bakuba kentini ele geçirdi. ABD Bağdat Büyükelçiliğini kısmen tahliye kararı aldı; BM de Bağdat'taki personelini boşaltmaya başladı.

* Haziran 2014: DAİŞ Reqa'yı ele geçirdi.

* Temmuz 2014: DAİŞ Irak ve Güney Kürdistan'da Xurmatû'nun bir kısmı, Kerkük'ün Hewîce ilçesi, Riyad kasabası ve Mela Ebdulah nahiyesini ele geçirdi.

* 3 Ağustos 2014: KDP'nin çekilme kararı sonrası DAİŞ, Şengal'e saldırdı ve tarihin en kanlı katliamlarından birine imza attı ve binlerce Êzidî'yi kaçırarak, köle pazarlarına sürdü.

* Ağustos 2014: HPG'nin 12 gerillası bölgede DAİŞ'e müdahale ederek, katliamın daha da boyutlanmasının önüne geçti. Ardından YPG/YPJ güçleri, Kuzey Suriye'nin Til Koçer kasabasından başlayarak, Rabia-Ceza hattından Şengal'e koridor açtı ve on binlerce Êzidî'yi Rojava'ya geçirdi.

* 7 Ağustos 2014: DAİŞ, Musul'un Maxmur ilçesini ele geçirdi. DAİŞ'in Maxmûr Kampı'na saldırması üzerine, HPG ve YJA-Star gerillaları kampı boşaltarak, 3 gün süren çatışmalar sonunda DAİŞ'in saldırısını püskürttü. Bu DAİŞ'in o güne kadar yönelip de alamadığı ilk yer oldu.

* 8 Ağustos 2014: DAİŞ Musul Barajı'nın kontrolünü ele geçirdi.

* 8 Ağustos 2014: ABD uçakları Irak'taki DAİŞ hedeflerine hava operasyonu düzenledi.

* 24 Ağustos 2014: DAİŞ, Suriye'nin Tabqa kenti ve barajını ele geçirdi.

* 4 Eylül 2014: Galler'de toplanan NATO liderler zirvesinde; ABD, IŞİD'e karşı bir koalisyon oluşturulmasını gündeme getirdi. Koalisyona bölgeden ve dünyadan 62 ülke, dahil olurken, Türkiye "bazı çekinceleri olduğunu" belirterek, koalisyonda resmi olarak yer almadı.

* Ocak 2015: Suriye'nin Dêra Zor vilayetinin büyük kısmı DAİŞ'in eline geçti.

* Aralık 2013'ten başlayarak 2014'ün ortalarına kadar Suriye'de Palmira, Şedadê, Hol, Hesekê'nin güneyi, Eyn Îsa, Girê Spî (Til Ebyad) Sirîn, Minbic, Bab, Cerablûs ve Ezaz'ın bir kısmını ele geçiren DAİŞ'in dünyaya açılan en büyük cihatçı akışı ve ticaret-lojistik kapısı ise Türkiye oldu.

* 14 Eylül'ü 15 Eylül'e bağlayan gece, üç koldan Kobanê'ye saldırmaya başlayan DAİŞ, o dönem gücünün zirvesini yaşıyordu ve önüne kattığı vilayetleri birkaç saat veya günde düşürüyordu. Ancak Kobanê'de 134 gün süren direnişin ardından DAİŞ tarihinin ilk büyük yenilgisini aldı ve onun için sonun başlangıcı oldu.

Yarın: DAİŞ'in "Kobanê'den sonra" yaşadığı yenilgiler, Erdoğan'ın tehditleriyle paralel olarak Avrupa kentlerindeki katliamları, Bakûr ve Türkiye'de Kürtlere yönelik katliamları ve "Hilafet" ile "Devlet"in sonuna doğru...