Dr. Kamûran Berwarî: İlk düşen KDP ile YNK olur

Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal saldırılarına ilişkin konuşan Duhok Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kamûran Berwarî, KDP ve YNK'ye “İlk düşen ve düştüğü yerden de bir daha kalkamayan siz olursunuz” uyarısında bulundu.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (Navenda Rojava a Lêkolînên Stratejîk - NRLS) tarafından düzenlenen uluslararası DAİŞ forumuna katılan Duhok Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kamûran Berwarî, Türk devletinin Efrîn işgali ve Güney Kürdistan işgal saldırılarına değinerek, DAİŞ'in yerini Türk devletinin aldığını söyledi.

ANF'ye konuşan Berwarî, DAİŞ'in henüz bitmediğinin ve onun yerini Türk devletinin aldığını belirterek, "DAİŞ'in Türkiye'nin çatısı altında doğup büyüdüğünü ve geliştiğini herkes görüyor. Bugün bunun en açık örneği Efrîn'in işgalidir. Yine Türk devletinin Güney Kürdistan'daki işgal saldırılarıdır. Bunun anlamı Kürtlerin nerede olursa olsun Türk devletinin hedefi olduğudur" dedi.

TEHLİKE 2014'TEN DAHA BÜYÜK

Türk devletini bütün Kürtler için en büyük tehlike olduğunu belirten Berwarî, bu tehlikenin 2014 yılındaki DAİŞ tehlikesinden daha büyük olduğunu belirtiyor. Bunun nedenini de ise "işbirlikçiliğin varlığı" olarak açıklayan Berwarî, "Güney Kürdistan ve Irak 2014 yılında DAİŞ saldırdığında bugünkü kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya değildi. Çünkü bugün Türk devletinin işgal saldırılarının içerisinde Güney Kürdistan'daki bir gücün olduğunu söylemeliyiz. Güney Kürdistan'daki işgal saldırıları tüm Kürtler için çok büyük bir tehlikedir. Güney Kürdistan Efrînleştirilmek ve Kürtsüzleştirilmek isteniyor" ifadelerinde bulundu.

'GÜNEY KÜRDİSTAN ONLARI KUVEYT'İ OLABİLİR'

KDP'nin Türk devletinin işgaline verdiği açık desteğe de değinen Berwarî, "Güney Kürdistan'ın işgalinden en büyük zararı görecek olan da KDP'dir. İşgalin bir parçası ve hizmetkarı da olsa en büyük zarar görecek olan odur, öyle bir planlaması varsa da yine en büyük zararı onlar görecektir. Onun için bu işgal karşısında ortak bir tutuma ihtiyaç var" diye konuştu.

Berwarî, işgal saldırıları öncesinde Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçîrvan Barzani'nin gerçekleştirdiği Ankara ziyaretleri ve İran'ın sessizliğine ilişkin ise şunları dile getirdi: "Kürtlerin bu işgalin bir parçası olması kabul edilemez. Diğer yandan bu işgal denemesi Türkiye ve İran için de Saddam'ın Kuveyt işgali gibi olabilir. Bütün dünyanın müdahil olacağı büyük bir savaşın yaşandığı coğrafya olabilir."

'KÜRT HALKI KABUL ETMEZ'

Güney Kürdistan halkının verdiği özgürlük mücadelesi sonucu elde ettiği kazanımlarını kimsenin kendi çıkarları için işgalcilere peşkeş çekme hakkının olmadığını vurgulayan Berwarî, pêşmerge güçlerine bu oyuna gelmeme uyarısında bulundu. Berwarî, "Bizler de pêşmergeydik ve Kürdistan'ın özgürlüğü için uzun yıllar mücadele ettik ve hala da ediyoruz. Hiçbirimiz birkaç ailenin şahsi çıkarları için bu mücadeleyi vermedik, bugün yapılanların da Kürt halkı tarafından kabul edileceğini sanmıyorum" diye ekledi.

'PÊŞMERGE HALKIN MEVZİSİNDE YER ALMALI'

KDP'nin yayın organlarının "Pêşmerge güçlerinin de Türk askeri ile birlikte hareket edeceği" yönündeki haberlerine dikkat çeken Berwarî, şöyle konuştu: "KDP tarihinde diğer parçalara karşı da, Güney'de de diğer parti ve güçlere karşı da büyük yanlışlar yaptı. Bugün de hala Kuzey Kürdistan ve Rojava halkına karşı bu yanlışları devam ettiriyor. Bu çok büyük bir tehlikedir, pêşmergeyi bu yanlışların bir parçası haline getirmek ise çok daha büyük bir tehlikedir. O yüzden Pêşmerge'ye çağrımız, mevzileri halkın mevziisi olmalı, gerillanın mevziisi olmalı, Kürdistan mevziisi olmalı. İşgalci kim olursa olsun onun mevziisine karşı halkın mevziisinde yer alınmalı."

'İLK ÖNCE KDP VE YNK DÜŞECEK'

"Güney Kürdistan'daki otonomi bir zaafiyete uğrarsa başta KDP ve YNK bundan zarar edecektir. İlk önce onlar düşecekler" diyen Duhok Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kamûran Berwarî, şunları dile getirdi: "Düştükleri yerden kalkmaları da çok çok zor olacak. Bugün Türk devletinin hedef aldığı Behdinan bölgesine baktığımızda Kürtlerin özgürlük mücadelesine beşiklik yapmış mekanlar olduğunu görüyoruz. Buraların kaybedilmesi demek Güney halkının da Kuzey'deki halkımız gibi, Efrîn'deki halkımız gibi her gün katledilme, işkence ve tutuklamalarla yüz yüze gelmesi anlamına gelecektir."