Hezna’nın mücadele dolu yaşam öyküsü

Hüzünlü bir günde doğduğu için Hezna oldu adı. Dedesinin hikayeleriyle büyüdü. Rojava Devrimi’nde halasını, kardeşini ve eşinin şehadet acısını yaşadı. Şehitleri yaşatmak ve devrimin hedeflerine ulaşmak için mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.

Hezna Temo, Girkê Legê’nin Gûndikê Şelal köyünde 1991 yılında dünyaya gözlerini açtı. 5 erkek 3 kız kardeşi olan Hezna evin ikinci çocuğu. Annesi Hediye Mihemed, eşi Behrem Temo’nun Baas rejimi tarafından Kürt Özgürlük Hareketi’nde mücadele ettiği gerekçesiyle 5 yıl boyunca zindanda tutulduğu için 9 çocuğunu hemen hemen tek başına büyüttü. Hezna da annesine yardım etmek için 7. sınıfta okulu terk etmek zorunda kaldı. Çocukluk dönemini şu şekilde anlatıyor Hezna: “Annemin, emeğini ne kadar anlatsam da az kalır. Babam zindandaydı daha çok annem büyüttü bizi. Anneme yardım etmek için okumayı bıraktım. Ablamla, çalışmaya başladık, anneme destek sunduk.”


Yurtsever bir aile geleneğine sahip olan Temo ailesinin bir ferdi olan Hezna, 1991 yılında dünyaya gözlerini açtıktan iki gün sonra dedesi Ebdo Temo şehit düştü. Hüzünlü bir atmosferde doğduğu için babası tarafından adı Hezna konuldu. Hezna’nın mücadele hikayesi dedesinin şehadetiyle başlamış oldu. Kürt Özgürlük Hareketi’nde Cesur olarak bilinen Ebdo Temo, 7 arkadaşıyla şehadete ulaştı. Hezna, dedesine ilişkin şöyle konuşuyor: “Dedem kuryelik yapıyormuş. Bir gün 7 arkadaşıyla Bakurê Kurdistan’a geçerken bir pusu sonucu şehit düşmüş. Emekçi bir insandı. Durmadan çalışırmış. Yeri gelir broşür dağıtırmış, yeri gelir toplantı yaparmış. Onun için büyük küçük iş yokmuş. Her bir adım özgürlüğe hizmetmiş.”

GERİLLAYI YAKINDAN TANIDI

Daha küçük yaşlardayken PKK’nin mücadelesi ve devrimcilerle tanışan Hezna, Kürtçeyi de PKK’li devrimcilerden öğrendi. Yaşamının her anı mücadele ve direniş olan Hezna, Kürt Özgürlük Hareketi’yle tanışmasını şu şekilde anlatıyor: “Yanlış değilsem 5 veya 6 yaşlarındaydım. Hevaller sürekli evimizdeydi. Kürtçe dil eğitimi verirlerdi. Dağdaki gerillalardan bahsediyorlardı. Dağlarda zorlu koşullarda gerillanın direndiğini, savaştığını halkı için bedel verdiğini anlatırlardı. Yetişkinlik sürecinde de evimize sürekli gelirdi hevaller. Önderliğin resimleri evimizde asılıydı, kitapları bulunurdu. Hevallerle büyüdüm, onların elinde yetiştim diyebilirim.”

Toprağına, halkına bağlılığını ve mücadele geleneğini sürekli tazeleyen Temo ailesi, Rojava Devrimi’nde de mücadeleden geri durmadılar. Ailenin tüm fertleri olarak Rojava Devrimi’ne katılan Hezna da ilk dönemlerde komün faaliyetlerinde aktif bir şekilde yerini aldı. Kardeşi Mîtan Temo ise YPG’ye katıldı. YPG’ye katılınca da Kürtlüğü temsil ettiği için adını değiştirmeyen Mîtan Qehreman, 2017 yılında Reqa’da şehadete ulaştı. Hezna kardeşi şehit Mîtan’ı şu şekilde anıyor: “Mîtan, Reqa’daki arkadaşlarının yanına gittiği bir zamanda bulundukları evin yakınında DAİŞ çeteleri tarafından bir arabanın patlatılması sonucunda şehit düştü. Şehit Mîtan evliydi, eğer yaşasaydı şu an çocuğuna sarılabilecekti. Eşi hamileydi ama Mîtan çocuğunu göremeden şehit düştü. Mîtan’ın kızı babasının adını alarak dünyaya gözlerini açtı. Bir abla kardeşten öte iki arkadaş gibiydik. Benden sonra doğmuş olması da aramızdaki bağı güçlendiriyordu.”

EŞİ CÛDÎ SAVAŞ CEPHESİNE GİDER

Nezîr Mihemed (Cûdî Ocelan) ile 2013 yılında evlenen Hezna, evliliğin daha sekizinci gününde eşi şehit Cûdî’den savaşın başlamasıyla ayrı düştü. Hezna, şehit Cûdî’yle olan bağını şu şekilde dillendiriyor: “Şehit Cûdî, bir şehidin adını almıştı. Dedemle şehit düşen 7 arkadaştan olan şehit Nezîr’in vasiyeti üzerine Cûdî’ye Nezîr adı veriliyor. Şehit Cûdî’yle birbirimizi severek evlendik. Cûdî, Rojava Devrimi öncesi Şam’da kalıyordu. Rojava Devrimi sürecinde, Rojava’ya geri geldi. Daha YPG kurulmamıştı YXK’ye katıldı.

Evlendikten sonra gelenek ve göreneklere göre 8’inci günde evlenen çift ailesinin yanına giderdi. Bizimde evliliğimizin üzerinden 8 gün geçmiş, ailelerimizi ziyarete gitmiştik. Bir telefon geldi ve Cûdî gitti. Yaklaşık 10 güne kadar Cûdî’den haber alamadım. Savaş başlamıştı ve arkadaşlarıyla gitmişti. Bir gün televizyonda konuştuğunu gördüm. Sadece çığlık attığımı hatırlıyorum, Cûdî’nin yaşadığını görmek huzur vermişti. Bir süre sonra eve geldi. Yeni evlenmiştik ama Cûdî gitmişti. Gitmemesini söyledim ama ‘yoldaşlarım cephedeyken, savaşırken ve o kadar yoldaşım şehit düşmüşken nasıl senin yanında oturabilirim’ demişti. Bu konuşması ardından sessiz kalmıştım. Vedalaştık ve cepheye tekrardan döndü.

Bir gün evdeyken yengem eve geldi, bir panik içerisindeydi. Ağlamaya başladım sonra anladım ki Cûdî yaralanmış. Kafasından ağır yaralandığını söylememişlerdi. Sadece ayağından yaralı durumu iyi demişlerdi. İçime kurt düşse de bir teselli olmuştu, eve dönebilecek demiştim. Cûdî’yi görebilmem için kaldığı odaya götürdüler. Gördüğümde neye uğradığımı şaşırmıştım, başından ağır yaralanmıştı, kendinde değildi. Nadir kendine geliyordu. Hiç unutmam ‘savaşa gideceğim, biz Önder Apo için canımızı bile feda ederiz’ demişti o yarı baygın haliyle. Bir ay hastanede yatılı kaldı. Ardından taburcu oldu. Yarası çok ağırdı, toparlanmıştı ama riskleri atlatamamıştı. Bir gün evdeyiz, birden fenalaştı. Hastaneye kaldırdık. Kendinde değildi, konuşamıyordu. Baş ucunda oturmuştum. Yaptığı işaretlerden ne dediğini anlıyordum. Gidip uyumamı istemişti. İstirahat odasına çekildim. 5 dakika aradan geçmemişti. Sanki biri kulağıma Cûdî gidiyor dercesine fısıldıyordu. Apar topar odasına koştum. Elinden tuttum. Öylece gözlerime bakarak Dêrîk Hastanesi’nde şehit düştü.”

ŞEHİTLERİNİN YOLUNDA İLERLEMEYE KARARLI

Hezna, bir ömrü paylaştığı çocukluk arkadaşı, yol arkadaşı şehit Cûdî’nin merasim töreninde “Cudî bir güldü, Cûdî’ye Önder Apo’ya hediye ediyorum’ sözlerini sarf ederek eşi Şehit Cûdî’ye veda etti. Hezna hala dedesi Ebdo Temo, halası Xanim Temo-Zîlan Botan (2015 yılında Çilaxa’da şehit düştü), kardeşi Mîtan Qehreman ve eşi Cûdî Ocelan’ın mücadele bayrağını dalgalandırıyor.

Hezna yükünün çok ağır olduğunu dile getirerek, mücadelesinin neden bu denli güçlü olduğuna şu cümlelerle dikkat çekiyor: “Dünyaya gözlerimi dedemin şehadetiyle açtım. Bir arkadaş gibi olduğum kardeşim şehit düştü. Halam Rojava Devrimi’nde şehadete ulaştı. Hem çocukken oyun arkadaşım, hem eşim olan Cûdî şehit düştü. Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde büyümüştüm. En yakınlarım bu uğurda canını verdi. Bir mücadele geleneğine sahiptim. Cûdî’nin merasim töreninde söz vermiştim. Cûdî’nin yolu yolum, mücadelesi mücadelem olacaktı. Hayatımda en önemlisini kaybettim demiyorum, mücadeleye hediye olarak verdim diyorum. Biri Mîtan’dı biri de Cûdî’ydi. Yaşamım boyunca Mîtan ve Cûdî yanı başımdaydı, elimden tuttular. Cûdî’yle çocukluğum geçti, birbirimizi sevdik ve evlendik. Mîtan ise kardeşimdi, yoldaşımdı. Rojava Devrimi’ne en değerlim olan iki canımı verdim. Dolayısıyla devrimi büyütmesi, sahiplenmesi gereken biri varsa o da benim.”

Kuzey ve Doğu Suriye’de Hezna gibi yüzlerce şehit eşi benzer acılar yaşarken, Hezna'nın kararlılığı ve güçlü duruşu diğer kadınlara da ilham kaynağı oluyor. Şehitlerinin yolunda ilerleyen Hezna, şehitlerin mirasını yaşatmak ve devrimin hedeflerine ulaşmak için devrim kurumlarında mücadelesini aktif  bir şekilde sürdürmeye devam ediyor.