KDP eliyle yitirilen fedailer – VI

İşbirlikçilerce şehit düşürülen Telcî Hamo’nun annesi ve abisi, “Binlerce Kürt anasına evlat acısı yaşattılar. Cenazeleri bile yok” dedi.

Telcî Hamo. Gerilladaki adıyla Necbîr. Efrîn’de 1975’te doğdu. Küçük yaşlarda Apocularla tanışan Necbîr, 1994’te gerillaya katıldı. 6 yıl sonra ihanetçilerin saldırısı sonucu şehadete ulaştı.

Gerilla Necbîr’in 97 yaşındaki annesi Fatma Xelîl, kızını şöyle anlattı: “Azimli ve kararlıydı. Çok değerliydi. Sürekli koşuşturuyordu ve bir şey yapmak için çabalıyordu. Mücadeleyi tanıdıktan sonra ısrarla katılacağını söylüyordu. Ben de ‘küçüksün olmaz’ dediğimde kızarak, ‘Mücadelede büyürüm’ cevabını veriyordu.”

CENAZELERİ BİLE VERİLMEDİ

Fatma Ana, kızının şehadet haberini duyuşunu, “Kızımın şehadet haberini duyduğumdan beri yüreğimdeki acı sürüyor. Daha da sürecek. Kolay değildi. Güzel kızım Başûrê Kurdistan’da KDP güçlerinin saldırısı sonucu şehit düşmüştü. Sadece Necbîr de değil, onun gibi yüzlercesi… Her eve, her Kürt ananın yüreğine ateş düştü. Çocuklarımızın cenazeleri bile nerede bilmiyoruz. Kemikleri bile yok. Bu öyle kolay unutulacak bir acı değil. Kürt halkı ve Kürt anaları bunlardan hesap soracaktır. İhanetçiler ve işbirlikçiler hiç sevinmesin.”

CESARETLİ, KORKUSUZ VE ATİKTİ

Şehit Necbîr’in abisi Murad Hamo ise kardeşiyle ilgili şunları paylaştı: “Aramızda iki yaş vardı. O evin küçüğüydü. Dolayısıyla en değerlisiydi de. Herkes onu seviyordu. Çok cesaretli ve atikti. Hiçbir şeyden korkmazdı. Kardeş olarak güzel bir yaşam sürüyorduk, ancak Kürt düşmanları, ihanetçiler buna izin vermedi. 1990’lı yıllarda ben de çalışmaların içindeydim. Bir gün arkadaşlar geldi ve ‘Sizin köyden iki şehit var, ilan edeceğiz. Aileleri nerede, bulmalıyız ki oraya gidelim’ dedi. İsimleri okuyunca kendimden geçtim. Başta yanlış duyduğumu sandım. Ancak isim zihnimde tekrarlanıyordu. Her iki şehit bizimdi. Annem yeni ameliyat olmuştu. Taburcu olmuştu ama halen iyileşmemişti. Bu haber böylesi bir dönemde nasıl verilecekti. Çok zordu çok…”

ZULÜM ÜSTÜNE ZULÜM

Kardeşinin şehadetinden sonra BAAS rejiminin de baskılarını artırdığına işaret eden Murad Hamo, “Rejim bize nefes aldırmıyordu. Kaç kere köye gelip evimize saldırdılar. İki kez beni gözaltına aldılar. İhanet zulmüyle birlikte rejimin de saldırılarına maruz kalıyorduk” dedi. 

Murad, annesinin durumuna da dikkat çekerek, “Annem 97 yaşına geldi. Hafızası kalmamış. Ancak halen mücadelesinde ısrarcı. İki kızı şehit düşmüş. 30 yıldır tanıdığı mücadelenin izinde olacağım, diyor. Birçok şeyi hatırlamıyor ama halen her yerde eylemlerde ve şehit merasimlerine katılıyor. 4 bin Kürt genci gerillası bu ihanette yitirildi. Bu ihanetçi tutumu şiddetle kınıyoruz. Herkes de kınamalı ve bu uğurda mücadele etmelidir.”

Yarın: Lütfiye Elo, 1993’te katledilen kardeşi Mihemed’i anlattı.