Saldırılara karşı toplumsal savunma

Toplumsal Savunma Güçleri (HPC) ve Kadın Savunma Güçleri (Parastina Jin), Kobanê’de olası saldırıları karşı büyük bir kararlıkla savunmayı toplumsallaştırmaya çalışıyor.

Türk devletinin tehdit ve saldırılarına karşı her yerde olduğu gibi Kobanê’de de halk toplumsal savunmada yerini alıyor.

Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte komünlerin kurulması ardından öz savunma kapsamında Toplumsal Savunma Güçleri (HPC) kuruldu. DAİŞ’in Haziran 2015’te Kobanê’ye sızma yaparak gerçekleştirdiği saldırı sonrası HPC yeni bir örgütlenmeye giderek içerisinde komün üyesi herkesin yer aldığı bir oluşuma dönüştü. Buna paralel olarak Kadın Savunma Güçleri (Parastina Jin) de Kobanê’de kuruluşunu ilan etti. HPC’den Osman Xelîl ile Parastina Jin’den Şukriye Muslim çalışmalarını anlattı.

Toplumun kaderinin, ortaya koyduğu direnişle belirlendiğini belirten Osman Xelîl, “Biz toplumun daha iyi ve güvenlikli savunulması için HPC ve Kadın Savunma Güçleri’ni kurduk. Ancak toplumun kendisi, kendi sorunlarını bilir ve çözümünü örgütler. Türk devleti, kentlerimizi işgal etti, yaktı yıktı, çocuklarımızı, kadınlarımızı katletti, her şeyi yağmaladı. Toplumun gözüne baka baka gerçekleştirdi” dedi.

SALDIRMIYORUZ, SAVUNUYORUZ

Hiçbir halkın topraklarına ve haklarına saldırmadıklarını; sadece topraklarını ve toplumlarını saldırılardan korumaya çalıştıklarını söyleyen Xelîl, şöyle devam etti: “Bize karşı kirli bir savaş yürütülüyor. Türk devleti, Rojava’da yaşayan bütün halkların kazanımlarını yok etmeyi amaçlıyor. Buna karşı biz de bu toplumun bir parçası olarak kazanımlarımızı korumak için silahlanıyoruz. HPC’nin tamamı silahlı bir hareket değil. Sadece kendimizi savunmak için. Biz toplumumuzu, evlerimizi, topraklarımızı savunmak için örgütlüyoruz. Bunu başka ülkelerin topraklarına saldırmak için yapmıyoruz. Biz kendi topraklarımızdayız. Kendi şehrimizdeyiz. Kendi ülkemizdeyiz. Köylerimizdeyiz. Biz sokaklarımızı, evlerimizi ve ülkemizi, savunuyoruz. Savunmayı sadece silahla yapmıyoruz, aynı zamanda fikri ve psikolojik olarak da savunmayı toplumsallaştırıyoruz. Düşmanlarımız bize saldırıyor. Elbette biz de onlara karşı toplum olarak savunmada yerimizi alacağız. Toplumsal Savunma Güçleri çoğulculuğu esas alıyor. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Asuriler ve Ermeniler HPC’de yerlerini alıyor.”

HALKA VE KADINLARA KARŞI SORUMLULUK

Parastina Jin’den Şukriye Muslim üç çocuk annesi. Eşi 2017’de DAİŞ çetesine karşı verilen mücadelenin Reqa etabında şehit düşüyor. Muslim, 2015’ten beri Parastina Jin içerisinde yer alıyor. Bir oğlu ise 2014’te Kobanê’de DAİŞ’e karşı savaşırken yaralanıp gazi oluyor. Bir kızı halen YPJ içerisinde.

Halka ve kadınlara karşı sorumluluklarından dolayı Parastina Jin içerisinde yer aldığını dile getiren Muslim, “Toplumsal savunma bizim oldukça önemli. Üzerinde yaşadığımız topraklara yönelik tahdit ve saldırılar var. Biz bu saldırılara karşı toplumun her kesiminden kadın, erkek, genç, yaşlı insanlar olarak toplumsal savunmamızı büyütüyoruz” dedi.

DÜŞMANIMIZDAN KORKMUYORUZ

İşgalci Türk devletinin, neden saldırdığını, buradaki iradeden korkusunu çok iyi bildiklerini belirten Muslim, hiçbir zaman savaş istemediklerini fakat Türk devleti ve çetelerine karşı kendilerini savunmak zorunda olduklarını söyledi. Muslim, şunları dile getirdi: “Biz korkmuyoruz. Korkmayacağız. Düşmanlarımız bize geri adım attırmak için kirli bir savaş yürütüyor ve kadınları kendine hedef olarak seçiyor. Kadınları katlederek bizi zayıflatmak istiyor fakat geri adım atmadık ve hep en önde durduk. İşte şehit Hevrîn, şehit Barin, şehit Avesta, şehit Amara ve nice kadınlar korkmadığımızı, onlara karşı baş eğmediğimizi gösterdi. Biz de onların yolundan ilerleyerek sonuna kadar direneceğimizi söylüyoruz. Bizim direnişimizden korkacaklar.”

KAZANIMLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Kadınlar olarak işgal saldırılar karşısında geri adım atmayacaklarını ve kadın savunmasını büyüteceklerini ifade eden Muslim, şunları altını çizdi: “Rojava Devrimi biz kadınlar açısında büyük bir fırsat. Bu topraklarda söz sahibi olmaktan ve bu kazanımlarımızı korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Biz halkı örgütleyebilirsek örgütleyeceğiz. İş yapmak gerekirse yapacağız. Silah kaldırmak, mevzide durmak gibi bizden ne istenirse biz sonuna kadar yapmaya hazırız. Eğer bir kadın cepheye gidemiyorsa evinde çocuklarını savaşçı olarak yetiştirecek. Herkes sorumluluğunu bilip buna göre kendini örgütleyecek. Türk devleti nasıl ve ne biçimde saldırırsa saldırsın biz kadınlar olarak sorumluluklarımızı ve görevlerimizi yerine getireceğiz.”

ANNELER BU TOPRAKLARI BIRAKMAYACAK

İşgalci devlet ve çetelerinin çetelerin ellerini kollarını sallayarak topraklarına giremeyeceğini kaydeden Muslim, şunları ekledi: “Bu topraklar, şehitlerimizin kanları ile sulandı. Bu topraklarda yaşayan bütün annelerin yüreği yanıyor. Bu anneler bu toprakları çetelere bırakmayacak. Bütün annelerin ortak talebi çeteleri ve işgalcileri bu topraklarda kırmak ve çocuklarına layık olmak. Elbette çok zorluk çektik ve çekeceğiz de fakat bizim için bedenlerini siper eden savaşçıları asla ve asla unutmayacağız. Bu topraklarda tarih yazıldı. Biz bu tarihi savunacağız. Halkımızı katledenlerin kirli ayaklarının bu topraklara basmasına izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar topraklarımızı savunacağız.”