UCM üyesi Inchauspe: Uluslararası mahkemenin hukuki zemini var

UCM Adalet Divanı Kayıt Müdürü Prof. Dominique Inchauspe, DAİŞ yargılamaları için uluslararası mahkeme kurulmasının hukuki zemini formüllerini anlattı.

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (Navenda Rojava a Lêkolînên Stratejîk - NRLS) tarafından düzenlenen uluslararası DAİŞ forumuna katılan Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Adalet Divanı Kayıt Müdürü Prof. Dominique Inchauspe, DAİŞ'in yargılamalarının hukuki zeminine ilişkin ANF'ye önemli değerlendirmelerde bulundu.

Fransız Ceza Hukuku Ansiklopedisi'nin bilimsel direktörü de olan Prof. Dominique Inchauspe, ABD öncülüğünde kurulan DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyon kurulurken, yakalanacak DAİŞ üyelerinin yargılanmasını da taahhüt altına aldığını ve bunun için hukuki zeminin olduğunu belirtiyor.

Aynı zamanda Paris Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Prof. Inchauspe, DAİŞ çetelerinin işlediği savaş suçlarının cezasız bırakılmaması için Nürnberg mahkemeleri, Tokyo mahkemeleri, Ruanda'daki savaş suçları için Haruşa'da kurulan mahkemesi, Kosova ve Kamboçya mahkemeleri gibi mahkemeler kurulabileceğini ancak bunun tek şartının "politik istek" olduğunu kaydetti.

SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMELERİNE DÜNYA ÖRNEKLERİ

"Uluslararası hukukta her şey politik istek ile bağlantılı" diyen Inchauspe, daha önce dünyanın farklı yerlerinde kurulan benzer mahkemeler için de şu örnekleri sıralıyor: "İttifak güçlerinin Almanya üzerinde zafer kazanması, Nürnberg mahkemesi, insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili daha önce uygulanmayan yasalar yürürlüğe girdi. ABD, Japonya’ya karşı zafer kazandığında Nürnberg mahkemeleri örneğinden yola çıkarak Tokyo Mahkemesi kurdu. Bu mahkemede Japonya’daki askerleri yargılamak için kurdular ve herhangi bir zorlanma ile de karşılaşmadılar. Ruanda için de bir mahkeme kuruldu. Mahkeme, Cenevre ya da Rwanda topraklarında değil, yan tarafta Haruşa’da kuruldu."

'MAHKEMELERİN KURULMASI İÇİN POLİTİK İSTEK GEREKLİ'

Söz konusu mahkemelerin kurulmasının "politik istek"le bağlantılı olduğunu belirten Inchauspe, "Kosova’daki suçların, suçluların yargılanması için mahkeme de Kosovo’da var olan hukuka göre değil, Hollanda’da da mahkeme kuruldu. Kaboçya ya da Orta Afrika’daki suçlar için de için de var olan yasalara eklenerek mahkemeler yapıldı. Bu örneklerin hepsini şunun için veriyorum, politik istek olduğu zaman istenilenin yapıldığına dikkat çekmek için söylüyorum" diyor.

'BMGK'NİN ÖNERGESİ GEREKİYOR'

Prof. Inchauspe, savaş suçu ve suçlularının yargılanması için kurulacak mahkemeler için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) önergesinin gerekli olduğunu belirtiyor.

Bunun için BMGK'nin beş daimi üyesinden herhangi birinin veto etmemesi gerektiğini kaydeden Inchauspe, veto durumunda da bunun aşılabilir formüllerinin olduğunu kaydediyor.

Inchauspe, "Hukuki olarak ise, uluslararası hukuki bir süreç için de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin önergesi gerekiyor. Bir veto olursa mümkün değil. İsmini vermeyeceğim bir ülkenin de veto edebileceğini söyleyebilirim. Bu zorlu durumu aşmak için yasaların etrafından geçilip, aşılabilir" diye belirtiyor.

VETO ÇIKMASI DURUMUNDA FARKLI FORMÜL VAR

BMGK'de bir veto çıkması durumunda da mahkemenin kurulması için hukuki formül olduğunu dile getiren Lahey hukukçusu Prof. Inchauspe, bu noktada da BM'nin 2014 yılındaki Suriye konulu tek vetosuz önergesinin devreye konulabileceğini belirtiyor.

Inchauspe, 2014 yılında DAİŞ karşıtı koalisyonun kuruluşuna da hukuki zemin hazırlayan bu önergenin koalisyona, "DAİŞ üyelerini sadece bulma değil, aynı zamanda yargılama yetkisi de verdiğini" kaydediyor.

'BM'NİN 2070 SAYILI ÖNERGESİ ESAS ALINABİLİR'

Inchauspe, konuya ilişkin şu önemli değerlendirmede bulunuyor: "Daha önce var olan bir önergeyi esas alabiliriz. 2014’teki önerge esas alınarak yapılabilir. Bu önergede veto yoktu. Koalisyon üyesi ülkelere daiş üyelerini sadece bulma değil, aynı zamanda yargılama yetkisi de veriyor. Kurulacak bir uluslararası mahkemede, ya da var olan ulusal mahkemelerde söylenmemeli. Bence hukuki bir zemin bulunuyor. BM’nin 2070 numaralı önergesi esas alınarak yapılabilir. İttifak güçleri, şu andaki koalisyon güçleri, bu önergenin uygulanırlılığını hazırlayabilir ve terörizmin mahkum edilmesi sağlanabilir."

NÜRBERG VE TOKYO MAHKEMELERİ EMSALİ

Nürnberg ve Tokyo mahkemelerinin kuruluş amacının benzer ve daha büyük suçların bir daha yaşanmasının engellenmesi olduğunu hatırlatan Inchauspe, "Nürnberg ve Tokyo mahkemelerinin neden kurulduğundan da kısaca bahsedeyim. Çünkü ittifak güçleri, Alman ve Japonların işlediği suçların büyüklüğünü fark etti ve aynı ebatta hukuki bir süreç ile cevap verme ihtiyacı duydu. DAIŞ ile de aynı şekilde büyük suçların işlenip işlenmediğini tespit etmek gerekiyor. Suçların işlenip işlenmediği sorusu sorulduğunda ise daha büyük suçların işlendiğini belirtebiliriz" diyor.

'KOALİSYON'UN YARGILAMA YETKİSİ VAR'

"Bence hukuki olayın ebatına eş değer bir şekilde yanıt verilmesi gerekiyor, size belirttiğim şekilde hukuki bir sürecin başlatılması gerekiyor. Kağıt üzerinde hukuki mekanizma, geçmiş örnekleri var, sıradışı bir dosya ile karşı karşıyayız" diyen Inchauspe, koalisyona bu yetkinin 2015 yılındaki başka bir kararla da aldığını belirterek şunları belirtiyor: "Bilmiyorum, ama ben uluslararası bir mahkemenin kurulması taraftarıyım. Ama 2015’teki 2269 sayılı kararda DAİŞ insanlarını yargılamadan, ama koalisyon güçlerinin uluslararası hukuk çerçevesinde, kullanarak yapılması gerektiği belirtiliyor, burada da kapı açık. Bu politik istek meselesi, mahkemenin burada kurulması noktasında ise bence hukuki bir engel yok."

KAMBOÇYA EMSALİNDEKİ YEREL MAHKEMELER ÖRNEĞİ

Konuya ilişkin başka bir formülün de Kamboçya ve Orta Afrika örnekleri olduğunu dile getiren Prof. Inchauspe, bu formülde de yerel mahkemelere görev verilebileceğini kaydediyor. Inchauspe, "Bu da diğer ihtimal. Kamboçya’da olan biteni gördük, müzakereler 8 ay sürdü. En sonunda Kamboçya parlamentosu Fransa’da da bizim oylayacağımız gibi, özel mahkemeler kuruldu. Bu mahkemede yerel bir hakim ile uluslararası bir hakim görev aldı. Hukuki boyutta çok da karmaşık değildi. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de süreç aynıydı. Burada da aynısı olabilir. Burada çok da karmaşık olmaması gerekiyor. Yerel bir mahkeme uluslararası bir prosedür yürütebilir. Ama özel mahkemeler daha iyi sonuç alır diye düşünmekteyim" diye belirtiyor.

DAİŞ SUÇ İŞLEMEYE DEVAM EDİYOR

DAİŞ'in sadece Rojava'da değil, dünyanın birçok yerinde savaş suçları işlediğini ve hala da işlemeye devam ettiğini belirten Inchauspe, yakalanan DAİŞ üyelerinin yargılanması için Nürnberg gibi bir mahkemenin kurulmasının "DAİŞ'in yeniden doğması ve insanların örgüte katılma arzusunu azaltacağını" belirtiyor.

EISHMANN YARGILAMASI ÖRNEĞİ

UCM Adalet Divanı Kayıt Müdürü Inchauspe, konuya ilişkin değerlendirmelerini Nazilerin yargılanması emsal örneği üzerinden sürdürerek, Adolf Eichmann örneğini hatırlatarak, şunları belirtti: "Eichmann yargılanması 1961’de ilk mahkeme idi, savaştan 20 yıl sonraydı ve Nazi’lerin uygulamaları konusunda çok çok farklı bilgiler öğrenildi. Bu eğitim, bilgi edinilmesini sağladı. Özellikle de Alman yeni kuşakları için. Çünkü önceki kuşak bir sonraki kuşağa tam olarak nelerin yaşandığını, neyin olup bittiğini anlatmamıştı. 45-65 yaşındaki Almanların çoğu neyin olup bittiğinin detaylarını bilmiyordu. Bu da yeni kuşakların öğrenmesi ve aynı şeyi tekrar etmesinin önüne geçerdi."

'HUKUKİ BİR YANITIMIZ OLMALI'

UCM Adalet Divanı Kayıt Müdürü Prof. Dominique Inchauspe ve aynı zamanda Paris Üniversitesi Hukuk Profesörü Dominique Inchauspe, ajansımıza yaptığını değerlendirmelerinin sonunda da yine bunun kurulmasının "politik istek" ile olabileceğini vurgulayarak, "Bir mahkemede, bu derece büyük bir mahkemede sadece hukuki değil, sembolik ve tarihi boyutlar da mevcuttur. DAİŞ sadece Suriye ile sınırlı olsaydı ben uluslararası bir mahkeme taraftarı olmazdım. Ama DAİŞ kötülük ve korkunçluğun reenkarnasyonu olduğu için uluslararası bir mahkemede yargılanmalı. Saldırdı ve birçok yere hala saldırmaya çağırıyor, bizim hukuki yanıtımız da o derecede olmalıdır" diyor.