Uluslararası Mezopotamya Din ve İnanç Kongresi: Zulme karşı birlik olalım

Uluslararası Mezopotamya Din ve İnanç Kongresi başladı. Kongrede, zulme ve işgale karşı birlik mesajları verildi.

Uluslararası Mezopotamya Din ve İnanç Kongresi, “Birlikte barışı dağıtalım” şiarıyla Rojava Üniversitesi’nde başladı.

Kongreye şu isim ve çevreler katıldı: "Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki din alimleri ve siyasetçilerin yanı sıra Uluslararası İnanç Özgürlüğü Komitesi Komiseri Nadine Menza, TEV-DEM Eş Başkanı Xerîb Hiso, Suriye Kadın Meclisi sözcüsü Lîna Berakat, Özerk Yönetim Dış İlişkiler Bürosu Eş Başkanı Ebdulkerîm Omer, Cizre Bölgesi Özerk Yönetim Yürütme Meclisi eş başkanları Nezîra Gewriye ve Telat Yunus, Süryani Birlik Partisi Eş Başkanı Senharîb Bersûm ve Cizre Bölgesi Êzidî Evi temsilcisi."

Kongrede KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, patrik Mor Ignatius Joseph, Süryani Katolik Kilisesi patriği, El-Ezher El-Şerîf Vakfi Müdürü, Laleş Ruhani Meclisi Başkanı ve Êzidî Şeyhi Baba Şêx Elî’nin mesajları okunacak.

Kongrede bugün, “Dinin barışçıl yaşam biçimi olarak kullanılmasının önündeki engeller” ve “Dinin halklara karşı kullanması ve hak ihlallerine yol açan faktörler neler?” başlıkları tartışılacak.

Kongrenin ikinci gününde ise Rojava’da elde edilen kazanımları anlatan film gösterimi olacak. Öte yandan Küresel Diyalog Forumu Başkanı ve Uluslararası Adalet ve Barış için Liderlik Konferansı Başkanı Prof. Hamid bin Ahmad Al Rifaie ve Süryani Ortodoks Kilisesi Piskoposu Mar Eustatios Matta Rohm da konuşma yapacak.

'HALKLARIN DEĞERLERİ KORUNDU'

Özerk Yönetim Dış İlişkiler Bürosu Eşbaşkanı Ebdulkerîm Omer, şehitler ve büyük fedakarlıklar sayesinde binlerce Êzidînin ve Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların değerlerinin korunduğunu belirtti.
İşgalci Türk devletinin Suriye ve bölgedeki bütün krizleri çıkarları için kullandığını, bunun için Suriye, Irak, Libya ve Mısır’a müdahale ettiğini belirten Ebdulkerîm Omer, şöyle devam etti: “Türk devleti, Rojava Devrimi'nin başlamasından bu yana bölgeye ve halklara saldırıyor. Cebhet El-Nusra ve DAİŞ saldırılarına destek verdi. Aşırılık yanlısı ve terörist gruplarla Girê Spî, Serêkaniyê ve Efrîn’i işgal etti, birçok suç işledi. Aynı zamanda bu bölgelerin demografik yapısını değiştirerek, binlerce kişiyi göçertti.”
“Türk devleti bölgedeki bütün halklara karşı düşmanlık politikası yürütüyor. Kürtleri, Hıristiyanları ve Arapları hedef alıyor” diyen Omer, işgalci devlet ve çetelerinin son olarak Kobanê’ye saldırdığına işaret etti.
Ebdulkerîm Ome, konuşmasının sonunda demokratik, çok renkli ve merkezi olmayan bir Suriye’yi inşa etmeye çalıştıklarını kaydetti.

'ORTAK DEĞERLER İÇİN BİRLİK OLUNMALI'

Demokratik İslam Kongresi Eşbaşkanı Şêx Mihemed El-Xerzanî, ortak değerlere ulaşılması için bütün halkların, dinlerin ve inanışların bir olması gerektiğini belirtti.
Mihemed El-Xerzanî, bütün kurumlarla ortak çalışma yürüttüklerini ve kongrenin amacının bütün dinlere ve halklara karşı yapan her türlü zulmü reddetmek olduğunu söyledi.
Kongra Star Koordinasyonu Üyesi Muna Yusif ise Kuzey ve Doğu Suriye’nin siyasi, ekonomik ve toplumsal krizlerin olduğu hassas bir süreçten geçtiğini belirterek, şunları ekledi: “Bu tarihi krizlerle başa çıkmak, bugünü ve geleceğimizi belirlemek için krizin çıkış nedenlerini analiz etmemiz gerekir.”
Muna Yusif, kriz süreçlerinin atlatılması için dinlerin toplumda öncü rol oynaması, dinler tarihinin iyi analiz edilmesi ve bu döneme göre yorumlanması gerektiğini kaydetti.

KCK'NİN MESAJI

Son olarak söz alan Demokratik İslam Kongresi Yönetim ve Örgütlenme Bürosu Başkanı Ebdulkerîm Saroxan ise KCK Halklar ve İnançlar Komitesi’nin mesajını okudu.
KCK'nin mesajı şöyle:
“Öncelikle kongreye katılan herkesi selamlıyoruz. Kongrenin din ve inançlar arasındaki diyalogun güçlenmesinin zemini olmasını umut ediyoruz. Aynı zamanda egemen güçler tarafından kullanılan halkların kutsal değerlerini ve inançlarını özgürleştirmenizi diliyoruz.
Bütün dinler ve peygamberler iktidarlara karşı çıktılar. Yoksulların, ezilenlerin ve kölelerin yanında yer alarak zulme karşı durdular. Ortadoğu’nun kadim tarihi boyunca kâhinlik manevi bir güç olarak ortaya çıktı ve gücünü toplumdan aldı. Bundan dolayı kâhinlik Ortadoğu halklarının zihninde yer aldı. Şüphesiz bütün din ve inançlar arasındaki ortak özellik ahlaktır. Bütün din ve inançlarda yalan, insan öldürme, hırsızlık ve zulüm iyi değil. Adalet, eşitlik, hasta, ihtiyaç sahiplerine ve ezilenlere yardım etmek bütün inançlarda imanın şartıdır. Bu bağlamda din ve inançların çok renkliliğini çatışmaların konusu haline getirmemeliyiz.
Bu sorunun çok büyük mesafeleri ve tehlikeleri olduğu için buna karşı durmak dünyadaki tüm dinlerin ve inançların ortak görevidir. Ahlaki ve vicdani bir toplum yaratılmalıdır. Bu bizim topluma karşı öncelikli görevimizdir. Bu görev tüm inanç ve dinlerin yegane görevidir. Çok renkliliklerimizi ve farklılıklarımızı kabul etmeliyiz. İnançların ve dinlerin savaş sebebi olmasına neden olmamalıyız. Hep birlikte dinlerin ve inançların rollerinin aktifleştirip sevme, barış ve kardeşliği yerel halklar arasında geliştirmesine vesile olmalıyız. Unutmamamız gerekir ki yeryüzünde tüm inançların ve dinlerin hepsinin temel amacı budur. Bu çerçevede ortak bir platform oluşturulmalı."