Işıklı: İktidar kuraklık riskini büyütüyor

Hevsel Koruma Platformu Eşsözcüsü Vahap Işıklı, iktidarın rantı ve doğanın talanını da içeren yanlış siyasetinin, kuraklık riskini giderek büyüttüğünü söyledi.

Kuraklığın, iklim krizinin de nedeni olan kapitalist modernite sisteminden kaynaklandığını belirten Hevsel Koruma Platformu Eşsözcüsü Vahap Işıklı, ülkede yaşanan kuraklığın bir nedeninin ise HES ve baraj aşkı olduğuna dikkat çekti.

Doğanın talanı ve yanlış politikalar, iklim krizini her geçen gün daha da derinleştiriyor. Buna bağlı gelişen küresel ısınmadan kaynaklı dünyadaki kuraklık ve kıtlık riski de büyüyor. Uzmanlar, kıtlık riskinin Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri için de geçerli olduğunu belirtirken, açıklanan raporlar da bu durumu doğruluyor. Kuraklık riskinin “şiddetli derecede” yaşandığı bölgelerin başında gelen Amed ve Serhat bölgesinde geçtiğimiz yıllara oranla yağış oranında ciddi bir azalma yaşanıyor. Bu durum, Dicle, Fırat ve Murat nehirleri ile Van Gölü ve onlarca dereye de yansıyor.

ANF’ye konuşan Hevsel Koruma Platformu Eşsözcüsü Vahap Işıklı, sanayileşme, doğal varlıkların kontrolsüz tüketimi ve ormansızlaştırmaya dikkat çekerek, barajların yol açtığı meteorolojik kuraklık gerçeğine karşın Kuzey Kürdistan’da bu barajlara yenilerinin eklenmeye çalışıldığını hatırlattı. Işıklı, “Barajların kuraklığı tetiklediği açık. Ülkede yaşanan kuraklık bu nedenle yetkililere de bir cevap mahiyetindedir. Yaşananlar, yetkililerin HES ve baraj aşkının bir sonucudur. Bu durum, su yönetimi değil, su politikasıdır” dedi.

GIDA KRİZİNE YOL AÇACAK

Sorunun çözümsüz bırakılması halinde kuraklığın gıda krizine de yol açabileceği uyasında bulunan Işıklı, şunları söyledi: “Gıdaya ulaşamayacağımız süreçlerin yaşanacağı çok açık. Türkiye’deki ekonomik kriz de ortadayken, yaşanan meteorolojik kuraklığın büyük sorunlara yol açabileceğini ön görmek zor değil.”

KURAKLIK VE HASTALIKLAR

Sürecin ekolojik denge ve canlılar üzerindeki etkilerine de değinen Işıklı, kuraklığın hastalıkların artmasına da yol açabileceğini kaydetti. Işıklı, “Doğada normal bir orman ekosisteminin dahi yok edilmesi orada yaşayan organizmaların kentlere göçüne yol açıyor. Bu göçün de mikrop yaydığı açık. Göllerin, nehirlerin kuruduğu da biliniyor. Su kaynaklarının kuruduğu gerçeği ortada. Bu kapsamda toprakta yaşanan en ufak bir tehlike, tüm insanların sağlığı üzerinde tamamen etkili olabilecektir. Çeşitli virüslerin çıkışı da yaşanabilir. Bugün koronadan bu kadar korkulurken, kuraklıkla birlikte hastalıkların yayılacağı açık. Suyun olmadığı yerde hijyen olmadığı gibi hastalığa bağlı ölümler de artar” şeklinde konuştu.