Önder Apo’nun PKK’nin 12. Kongresine sunduğu perspektif metni kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Reel sosyalizme yönelik getirdiği eleştiriler, Demokratik Ulus Sosyalizmi tanımı ve bunun nasıl işleyeceği konularına getirdiği açıklık, özellikle sosyalist çevreler tarafından ilgiyle karşılandı.
Önder Apo’nun 27 Şubat tarihinde yaptığı tarihi çağrı sonrası başlayan tartışmalar, PKK’nin 12. Kongresini toplaması ve sonrasında kongreye sunulan perspektif metninin kamuoyuyla paylaşılması sonrası yoğunlaşarak devam etti. Türkiye’de sosyalist çevreler tarafından ilgiyle karşılanan perspektif metninde, özellikle reel sosyalizme yönelik eleştiriler ve Demokratik Ulus Sosyalizmi tanımı ile Türkiye ve Kürdistan’da sosyalizmin nasıl gelişeceği konuları üzerine tartışmalar devam ediyor.
Gazeteci Yazar Ömer Laçiner, Önder Apo’nun yeni perspektifini, Kürt Özgürlük Hareketinin yeni paradigmasını ANF’ye değerlendirdi.
‘DEMOKRATİK ULUS SOSYALİZMİ TANIMI AÇIKLANMALI’
Demokratik ulus sosyalizmi tanımının tartışılmasının normal olduğunu belirten Laçiner, “Öcalan'ın "demokratik ulus sosyalizmi" tanımı demokrasi, ulus ve sosyalizm gibi ortak ya da uyuşabilir özelliklerinin yanı sıra karşıtlaşabilir özellikleri de olan üç kavramı içeren ve karşıtlıkların nasıl uzlaştırılabileceği sorusuna cevap vermeyen, dolayısıyla muğlak bir tanım. İçeriği de yeterince açıklanmadığı için tartışılması normal” dedi.
‘YEPYENİ BİR SOSYALİZM TANIMINA VARILMASI ZORUNLU’
Tartışmaların olmasının normal olmasını belirten Laçiner, yeni bir sosyalizm tanımının ise zorunlu olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü, “Şahsi kanaatim, sorunun "bazı sosyalist önderlerin hataları veya onlara yönelik bir takım eleştiriler"den çok daha kapsamlı ve derin olduğu yönündedir. İki yüzyıllık sosyalizm mücadelesinin vardığı nokta dikkate alındığında; tartışmanın sosyalist "mantığın" kurucu öğelerinden, işleyiş biçiminden başlatılmasını ve yepyeni bir sosyalizm tanımına varılmasını zorunlu görüyorum.”
‘ANAERKİL DÖNEMDE DE ÇATIŞMALAR YAŞANIYORDU’
Marx’ın, "Tarih, sınıf savaşlarının tarihidir" tezinin halen doğruluğunu koruduğunu belirten Laçiner, ancak bunun anaerkil dönemde de olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “İlkel komünizm veya daha spesifik olarak anaerkillik diye tanımlanan dönemlerde sınıf diyebileceğimiz oluşumlar ve bunların çatışmalarından bahsedemiyor olsak da; o dönemde hakim olan küçük topluluklar halinde yaşama tarzı içinde o toplulukların birbirleriyle çatışmadıklarını söyleyemeyiz. Antropolojik araştırmaların gösterdiği budur. Dolayısıyla tarihimizi -tek belirleyici olmamakla birlikte- "çatışmalar" üzerinden "okumak", anlamlandırmak hiç de yanlış bir yaklaşım değil bence. Marx'ın bu çatışmalar/tarih sürecini hem çelişkilerin her etapta daha da keskinleştiği hem de çatışma halini aşmayı mümkün kılacak faktör ve koşulların geliştiği bir süreç olarak ele alan yaklaşımının hala değerini koruduğunu düşünüyorum.”
‘ENTERNASYONALİZM ÇAĞRISI VAZGEÇİLMEZDİR, SOLUN BİR SİLKİNİŞE İHTİYACI VAR’
Önder Apo’nun perspektif metninde yer alan enternasyonalizm çağrısının için önemli olduğunu belirten Laçiner, sosyalist hareketin bir silkinişe ihtiyacı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Enternasyonalizm sol/eşitlikçi düşünüş ve hareketin vazgeçilemez niteliklerinden ve ölçütlerinden biridir. Geçen yüzyıl boyunca genel sol /sosyalist alandaki bunalım ve zayıflamanın özellikle bu konuda kendini gösterdiğini de söyleyebiliriz. Dolayısıyla bir silkiniş ve yeniden kuruluş ihtiyacını duyan her sol hareketin bu konuya önem vermesi, enternasyonalist ruh ve tutumu canlandırmak için çaba sarf etmesi, girişimlerde bulunması birincil derecede ödevidir.”