PKK halkların zamanının öncü gücüdür

Halkların özgürlük ve demokrasi özlemi durdurulamayacaktır. PKK de bunun öncü gücü olarak Ortadoğu’yu halklarının demokratik ulus ve halkların kardeşliği temelinde, kadın özgürlük çizgisinde demokratik uygarlığa kavuşturacaktır.

PKK’nin kuruluş yıl dönümü kutlanmaya başlandı. PKK son 45 yılda Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’da sadece siyasal gelişmelere damga vurmadı. Zihniyet, kültür ve toplumsal yaşamda büyük değişimler yarattı. Belki dünya halklarının devrimci demokrasi mücadelelerinde yeterince etkin olmadı. Ama Ortadoğu’da Rönesans-Reform, Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimi gibi etkilerde bulundu. Siyasal, toplumsal ve kültürel olarak Ortadoğu’da yeni bir çağ başlattı. Birçok değişime damgasını vurdu. Eğer PKK’nin öncülük ettiği mücadele olmasaydı, Kürtlerde demokratik devrim ve sosyal devrim yaşamasaydı, bugün sadece Kürdistan değil Ortadoğu’da daha karanlık bir dönemden söz ediyor olurduk. Bu açıdan hakkı hala tam verilmiş olmasa da PKK’nin yarattıkları Ortadoğu’nun çehresini çok değiştirmiştir.

Kürtlerin son 45 yıldaki değişimi muazzamdır. Eğer PKK tarih sahnesine çıkmasaydı fiziki katliam ve beyaz soykırımla Kürtler Bakurê Kürdistan’da varlığı yok edilmiş olacak; bunun Kürdistan’ın diğer parçalara yansıması da çok olumsuz olacaktı. Kürtlerin 1970’lerdeki uyanışı ve özgürlük arayışına verilen cevap 12 Eylül’dür. 12 Eylül faşizmi ile özgürlük arayışı içerisine giren Kürt’ün kökünün kazınması hedeflendi. Eğer 12 Eylül karşısında PKK’nin zindanlarda ve dışarıda direnişi olmasaydı 12 Eylül amacına ulaşırdı. Eğer şimdi Kürtlerden ve özgürlük mücadelesinden söz ediyorsak bunu PKK’ye borçluyuz.

PKK denilince de akla Kürt Halk Önderi büyük devrimci Abdullah Öcalan yoldaş gelir. İğneyle kuyu kazar gibi PKK’yi de Kürt özgürlük mücadelesini de özgürlüğü için mücadele eden Kürt halkını da yaratan Önder Apo’dur. Önder Apo Kürt gencini, toplumunu ve kadınını değiştirmeden özgürlük mücadelesini geliştiremeyeceğini çok iyi görmüştür. Bu değişimi de en başta kendinde, arkadaşlarında, kadroda ve militanda yaratarak sağlamıştır. Bu açıdan PKK’nin mücadelesi bir yönüyle de Kürt’ün kendi içindeki mücadeledir. Bunu da Önder Apo ilk önce kendinde ve arkadaşlarında başlatmıştır. PKK’nin gelişim sırrı, yenilmezlik sırrı ne denirse, bu soruların cevabı bunda aranmalıdır. Önder Apo bu gerçekliği hiç kimseye gücüm yetmiyorsa kendime gücüm yeter ve tüm gelişmeleri kendimde yaratır ve bunu mücadeleye yansıtırım, diyerek ortaya koymuştur.

PKK 5 yıllık grup aşamasıyla birlikte 45 yıllık bir devrimci harekettir. PKK bir tür arı kovanına çomak sokmuş gibi birçok saldırıyla karşılaşmıştır. En başta Kürtler üzerinde soykırım uygulayan güçleri rahatsız etmiştir. 20. yüzyılda Kürtlerin parçalanmışlığı ve soykırımı üzerine kurulmuş Ortadoğu’yu yaratan emperyalist kapitalist güçleri ve onun askeri gücü NATO’yu karşısında bulmuştur. İradesi kırılmış işbirlikçilik dışında bir yaşam ve mücadele felsefesi olmayan teslimiyetçi Kürt egemen sınıflarını ve onların siyasi türevlerini karşısında bulmuştur. Kapitalist emperyalist ve soykırımcı sömürgeciliğin çizdiği ideolojik ve siyasi sınırları aşamayan sosyal şoven Türk sol gruplarını ve reformist, teslimiyetçi, işbirlikçi çeşitli Kürt gruplarını karşısında bulmuştur. PKK tüm bu verili ideolojik ve siyasi zihniyet kalıplarını ve onun örgütlü güçlerini karşısında bulmuştur. Çok köklü düşünce ve yaşam projeleriyle ortaya çıkan dinsel çıkışların ve toplumsal hareketlerin başına gelen PKK’nin de başına gelmiştir; hatta daha fazlası.

PKK tüm bunları aşarak kendini var ettiği ve gelişme sağladığı için kendini yenilmez kılmıştır. PKK mücadelesiyle karşısına çıkan tüm ideolojik ve siyasi kalıpları yenilgiye uğratmıştır. İdeolojik ve siyasi olarak bu güçler karşısında zaferini ilan etmiştir. Kuşkusuz soykırımcı sömürgeciler, Ortadoğu’da kendi düzenlerini ve hakimiyetlerini sürdürmek isteyen kapitalist emperyalistler ve onların işbirlikçileri bu durumu kabul etmeyip saldırılarını sürdürseler de PKK ideolojik ve siyasi hakimiyeti ve buna dayalı çemberi kırıp bu saldırıları püskürtecektir. Bu saldırıları püskürtürken de esas dayanağı ideolojik-siyasi çizgisi ve bu temelde geniş dost çevrelerle yarattığı toplumsal mücadele olacaktır.

ABD’nin PKK’nin 3 öncü kadrosuna yönelik aldığı karar Ortadoğu’da süren 3. Dünya Savaşıyla ilgilidir. Ortadoğu halkları artık 5 bin yıllık devletçi sistemi de, kapitalist modernitenin Ortadoğu’daki 200 yıllık müdahalesini de, 20. yüzyılda soğuk savaş dengeleri üzerinde kurulan otoriter siyasi sistemleri de kabul etmemektedir. Halkların iradesinin var olduğu demokratik özgür yaşam istemekte ve bunun mücadelesini vermektedirler. Artık halkların zamanı gelmiştir. Bunu da ideolojik, teorik ve siyasi çizgisiyle PKK temsil etmektedir. ABD ideolojik ve siyasi çizgisinin karakteri nedeniyle halkların iradesi ve özlemi karşısında işbirlikçi despot olan güçlerle Ortadoğu’da yeni bir düzen kurmak istemektedir. Halklar ve insanlık ideolojik ve siyasi olarak yeni bir faz’a, yol girdiği halde ABD 20. yüzyıldaki zihniyetle hareket etmektedir. Devrimci demokratik güçlerin ve halkların mücadelesi karşısında Türkiye gibi despot güçlerin yanında yer almaktadır. Türkiye gibi Ortadoğu’nun demokratikleşmesini istememektedir. Böylece de her türlü gericiliğin ve sapkınlığın türediği Ortadoğu zemininin koruyucusu olmaktadır. Önder Apo DAİŞ’i kapitalist modernitenin gübreliğinde yetişen sapkın örgütlenmeler olarak tanımlamıştı. ABD 3 PKK yöneticisi için aldığı kararla bu tespiti doğrulamış olmaktadır.

ABD ne yaparsa yapsın amiyane deyimle Cin şişeden çıkmıştır. Halkların özgürlük ve demokrasi özlemi durdurulamayacaktır. PKK de bunun öncü gücü olarak Ortadoğu’yu halklarının demokratik ulus ve halkların kardeşliği temelinde, kadın özgürlük çizgisinde demokratik uygarlığa kavuşturacaktır.

Önder Apo’nun „Kürt Teşisi’ dönecek ve Ortadoğu’yu demokratik uygarlık çağına ulaştıracaktır“ belirlemesi her gün daha fazla doğrulanmaktadır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika