İran’da Pazar günü itibariyle resmi verilere göre 107 bin 603 vaka ve 6 bin 640 ölüm var. Resmi bilançoda günlük ölüm oranları giderek düşüyor. İran buna rağmen Ortadoğu’nun en fazla etkilenen ülkesi olarak kalmaya devam ediyor. Uzmanlar, muhalifler ve hatta rejime bağlı yerel yetkililer, bilançonun çok düşük gösterildiğini belirtiyor.
Tahran’ın kuzey doğusundaki Gulistan’daki bir laboratuvar teknisyeni “Hükümet istatistikleri düşürmeye çalışıyor ve durumun normalde dönüştüğünü iddia ediyor. Her İranlı size bunun yalan olduğunu söyleyebilir. Kimse gerçek sayısı bilmiyor, doktorlar bile” diyor.
GERÇEK BİLANÇO ÇOK DAHA KORKUNÇ
Ouest-France gazetesine göre İran parlamentosu araştırmalar merkezi, üç hafta önce yayınladığı bir raporda, istatistiklerin sadece hastanelerdeki ölümleri kapsadığı, gerçek ölüm sayısının açıklananın yüzde 80 daha fazla olduğunu belirtiyor. ABD merkezli iki İranlı araştırmacı da kendi simülasyonlarına göre 20 Mart itibariyle 15 bini aşkın kişi hayatını kaybetti.
Sürgündeki muhaliflerin tuttuğu kayıtlara göre ise 10 Mayıs itibariyle 315 kentte 40 bin 200’ü aşkın kişi hayatını kaybetti. Aynı kaynaklara göre bu ölümlerin 6 bin 750’si Tahran’da, 3 bin 330’u Kum’da, 2 bin 702’i Huzistan’da, 1250’si Gulistan’da, 1050’si Hamedan’da, 1045’i Loristan’da (Doğu Kürdistan) ve 650’si Kürdistan eyaletinde (Doğu Kürdistan) yaşandı.
İran’da virüs resmi olarak Şubat ayında ortaya çıktı. Okullar, üniversiteler, sinemalar, stadyumlar ve diğer toplanma yerleri Mart ayından itibaren kapatıldı. Ancak ekonomik baskı nedeniyle 11 Nisan’dan itibaren önce eyaletlerde, sonra da başkent Tahran’da ticari yerler kademeli olarak açılmaya başladı.
MASKESİZ, TEDBİRSİZ KUYRUKLAR
Korkunç tabloya rağmen tedbirlerin gevşetilmesiyle birlikte, başkent Tahran başta olmak üzere tüm bölgelerde sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığı ve maskesi bir şekilde kuyruklar oluştu. AFP’ye konuşan trafik memuru, Tahran’ın birçok mahallesinde benzer görüntülere tanık olduğunu belirtiyor. Kuyruklar özellikle döviz bürolarının önünde oluşuyor. İran riyalinin çökmesi ve enflasyon nedeniyle İranlılar euro veya dolara yöneliyor. Bir döviz bürosu yakınındaki ticari merkezde çalışan 22 yaşındaki bir görevli “Tüm bu müşteriler yaşamımızı tehlikeye atıyor, biz ise işe gelmeye mecburuz” diyor.
Başkent sakinleri, kısıtlamaların kademeli olarak hafifletilmesi ile yeni bir dalganın gelmesinden endişe ediyor. Ekonomik krizin derinleştiği, alım gücünün düştüğü, yoksulluğun büyüdüğü ülkede maskeler de fahiş fiyatlara satılıyor. Yüzü açık 58 yaşındaki Muhammed isimli bir kişi maskelerin yüksek fiyatla satıldığını belirterek, her saba tıka basa dolu otobüslere binmek zorunda olduğunu ifade ediyor. Muhammed, “Bunu insanlara bedava vermelilerdi” diyor.
30 yaşındaki muhasebeci Zehra’ya göre Tahran nüfusunun sadece yarısı sağlık tedbirlerine uyuyor. Zehra, “Ya insanlar dalga geçiyor ya da maske taşıyacak sabırları yok” diye yakınıyor.
VİRÜS CUMHURBAŞKANI’NIN TALİMATLARINA UYMAZ
Muhalifler virüsün bu kadar yayılması ve ölümcül hale gelmesinden rejimin sorumlu olduğunu belirtiyor. İran rejimi başlangıçta virüsü gizli tutmuş, yayılması nedeniyle açıklamak ve tedbir almak zorunda kalmıştı. Benzer tepkiler rejim içerisinden de geliyor.
Resmi gazete Mustaqel, “Hükümet her gün yeni planlar öneriyor, bir sonraki gün reddediyor” diyor. Gazete 9 Mayıs tarihli bir yazıda şunları ekliyor: “İnsanlar virüse karşı kendi başlarına bırakılmış ve virüsle mücadele merkezi ne yapıyor bilen yok. Sadece her şeyi hızlı bir şekilde normalleştirmek isteyen Cumhurbaşkanı’nın talimatları var, oysa virüs talimatlara uymaz.”