Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için başlatılan “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyası kapsamında farklı ülkelerden Türkiye’ye gelen 39 kişilik heyetin yaptığı ortak deklarasyonda, “Demokratik sürecin tam potansiyeline ulaşabilmesi için Sayın Öcalan ve siyasi tutsakların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması zorunludur” mesajı verildi.
Parlamenterlerin, hukukçuların, yazarların ve gazetecilerin bulunduğu heyette yer alan İtalyan Avukat Fabio Marcelli, ANF’ye konuştu. 33 yıldır Kürt meselesiyle ilgilenen Marcelli, adil bir barış için önemli olanın sürecin halk tarafından sahiplenilmesi olduğunu vurguladı.
‘KÜRT MESELESİYLE DEP’İN KURULUŞUNDAN İTİBAREN İLGİLENMEYE BAŞLADIM’
Kürt meselesiyle Demokrasi Partisi’nin (DEP) kuruluşundan itibaren ilgilenmeye başladığını belirten Marcelli, Leyla Zana, Orhan Doğan, Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp DGM’lerde yargılanıp hapse atıldıkları zaman Türkiye’ye geldiğini anlattı.
Daha sonra zaten Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo sürecinin yaşandığını anımsatan Marcelli, İtalya’nın komploda oynadığı role ilişkin de, “İtalya’nın o dönemdeki ekonomik durumu, hem NATO hem Türkiye ile olan ilişkileri hem uluslararası baskı İtalya hükümetini buna itti. Bu meseleyle ilgili çok paradoksal bir durum var aslında. Çünkü Roma Mahkemesi zaten Türkiye’nin Abdullah Öcalan’ı adil yargılamayacağını bildiği için onun sığınma başvurusunu kabul etti. Ama sonra bu konudaki tavrını değiştirdi. Bu tabii ki hukuksal anlamda demokratik ilkelere göre kabul edilemez bir durum” dedi.
‘ÖCALAN’IN DEMOKRATİK KONFEDERALİZM FİKRİ ÇOK KIYMETLİ!’
Abdullah Öcalan’ın çok önemli bir fikir geliştirdiğini vurgulayan Marcelli, geliştirdiği fikrin merkezinde halkın otonomisinden, kadın özgürlüğü ve ekolojik toplumdan yana olmasının çok kıymetli olduğunu kaydetti.
Bu fikrin Ortadoğu ve dünya açısından önemli olduğunu ifade eden Marcelli, “Bugün Ortadoğu’da yaşananlar ve özellikle İsrail’in Filistin’de yaptıkları gidişatın hiçbir şekilde iyiye olmadığını açıkça gösteriyor. Bu bağlamda Öcalan’ın geliştirmiş olduğu demokratik toplum fikri bu gidişatın çıkış yolunu gösteriyor. Bu açıdan demokratik konfederalizm sadece Ortadoğu’ya değil, birçok ülkeye de uygulanabilecek bir model. Çünkü kapitalist toplumda halkın katılımcılığını önemsediğinizde güç dengeleri değişebilir” diye konuştu.
‘ÖNEMLİ OLAN MESELENİN TOPLUMSALLAŞMASI’
Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının sürecin pozitif ilerlemesini sağlayan bir çağrı olduğunu kaydeden Marcelli, silahsızlanmanın konuşulduğu bir dönemde sürecin geliştirilip iyileştirileceğini söyledi.
Abdullah Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi için öncelikle üzerindeki tecridin derhal kaldırılıp özgür olması gerektiğini vurgulayan Marcelli, “Kürt halkının anadili başta olmak üzere haklarına sahip olmadığını biliyoruz. Bu yasal haklar anayasal ve yasal zeminde güvence altına alınmalıdır. Aynı şekilde yürüyen süreç de yasal güvence altına alınmalıdır. Türk hükümetinin adım atması gerekiyor” diye konuştu.
Adil bir barış için halkın bu sürece dahil olmasının önemine değinen Marcelli, “Meselenin sosyalleşmesi çok önemli. Barışı halkın sahiplenmesi çok önemli. Savaşı yapanlar yapıyor ama halktan hiç kimse savaş istemiyor. Türkiye’de Kürt meselesinin çözülmesi herkesin demokratikleşmesi anlamına gelecek. Halkın dahil olduğu bir süreç ancak bu demokratikleşmeyi getirebilir. Bu sadece Türkiye için değil, İtalya için de başka ülkeler için de geçerli. Burada önemli olan meselenin toplumsallaşması” vurgusunda bulundu.