İnsan hakları örgütü Amnesty International, tüm bu kişilerin Haziran 2016’da Sünni bir kent olan Felluce DAİŞ çetelerinin elindeyken Haşdi Şabi’nin düzenlediği operasyon sırasında kaybolduğunu belirtti.

Görgü tanıklarına göre 3 Haziran’da binlerce kişi kaçarken, Haşdi Şabi üniforması giyen silahlı kişiler “1300 dolayında erkek ve savaşabilecek yaşta oldukları değerlendirilen çocukları” beraberlerinde götürdü.

Af Örgütü açıklamasında, “Aynı akşam aralarından en az 643’ü otobüslere ve bir kamyona konulmuştu. O tarihten beri kayıplar” denildi.

Diğerlerinin ise işkence ve kötü muamele gördüklerinin anlattıkları belirtildi.

5 Haziran’dan itibaren dönemin Başbakanı Haydar El Abadi, DAİŞ vahşeti nedeniyle mezhepsel gerilimin tırmandığı bu dönemde bir soruşturma komitesi kurmuştu.

Af Örgütü, “Bu soruşturmanın sonuçları hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı” tepkisinde bulundu.

Örgüt, “Bu insanların aileleri, beş yıldır hayatta olup olmadıklarını bile bilmiyorlar. Acılarının sona ermesini hak ediyorlar” dedi.

Sivil toplum örgütleri ve aileler DAİŞ’e karşı savaş sırasında, tüm tarafların ihlallerde bulunduğunu sık sık dile getirmişlerdi. Çok sayıda grup, mezhepsel ve etnik amaçlı intikam saldırıları düzenlemekle suçlandı.

Haşdi Şabi resmi olarak keyfi olarak alıkoyma veya gözaltına alma olaylarına karışmadıklarını savunuyor. Ancak komutanları, DAİŞ’le gerçekte bağlantısı olup olmadıklarına dair kanıt sunulmadan “cihatçıları” cezaevlerine koyduklarını söylüyorlar. Sünniler de DAİŞ’ten sonra sürekli ayrımcılık mağduru olduklarını ifade ediyor.