Karayiplerde kölelere ait en büyük mezarlık bulundu

Karayip adalarından Hollanda topraklarına bağlı olan Saint-Eustache adasında, kölelere ait bir mezarlık bulundu. Mezarlığın bulunması, adada yaşayanların geçmişlerini öğrenmelerine imkan sağlayabilir.

Karayip adalarından Hollanda’ya bağlı, Saint-Eustache adasında kölelere ait bir mezarlık bulundu. Kölelerin ardılları açısından bu buluş, kökenleri hakkında bilgilenmek açısından büyük bir önem taşıyor.

Saint-Eustache adası sakinlerinden Cherees Timber, “Ailemin tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sadece büyük anne ve babamı tanıyorum. Nerden geldiklerini ya da nerede büyüdükleri konusunda hiçbir bilgim yok. Daha gerisine ilişkin hiçbir bilgim yok” diye konuştu.

Saint-Eustache adasında yaşayanların büyük bir bölümü, siyahi Afrikalı kölelerin ardılları. Ailelerinin geçmişini öğrenme konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Atalarının Afrika’nın hangi coğrafyasından, ülkesinden geldiklerini bilmiyorlar. Cherees Timber gibi, ada sakinlerinin büyük bir bölümü için kölelere ait mezarlığın bulunması kökenleri hakkında bilgi edinmek için önemli bir gelişme.

Kazı alanından sorumlu Ruud Stelten ise her gün yeni buluşlar yaptıklarını aktardı. “Düşündüğümüzden çok çok daha fazla şeyler buluyoruz. Ölülerle gömülen birçok heykel ile birlikte cenaze hediyeleri bulduk. Bu da çok önemli bir gelişme, geçmişi günümüze getirebiliriz” diye konuştu.

Bulunan mezarlık ise Karayipler'deki en büyük köle mezarlıklarından biri. Şimdiye kadar 53 cesedin bulunduğu mezarlıkta gömülü olanlar arasında çoğunluğu tarlalarda çalışan Afrikalılar erkekler var. Saint-Eustache arkeolojik araştırma merkezinin müdürü Alexandre Hinton bu sitede yüzden fazla cesedin bulunduğunu tahmin ettiklerini söyledi.

Sırasıyla Fransa, Hollanda ve Britanya sömürgesi olan Saint-Eustache adası, 17. dünya ticaretinin en önemli merkezlerinden biriydi. Ada, “Altın kayalık” olarak da isimlendiriliyordu.

Köleler, şeker kamışı, tütün ve pamuk tarlalarında yoğun bir şekilde çalıştırılıyordu. Bulunan mezarlık, gömülü kölelerin yaşam şartları, beslenme, inanç ve gelenekleri hakkında bilgi edinilmesini de sağlayabilecek.

Buluş arkeolog ve tarihçiler için şimdiye kadar köle sahipleri tarafından yazılan tarihin dışında yeni pençelere de açıyor.