Salgına rağmen Kürt diplomasinin yoğun yılı

Salgın yılı olarak tarihe geçen 2020’de Kürt diplomasisi ve diasporası önemli çalışmalar yürüttü.

Mart ayının ortalarında Avrupa’da baş gösteren koronavirüsü salgına karşı birçok ülke kapanmaya gitti. Kürt halkının mücadelesinin bundan etkilenmemesi için konferanslar, toplantılar ve diğer etkinlikler online (çevirim içi) gerçekleşti. Dünyayı sarsan salgına rağmen Kürtlerin diplomasi çalışmaları ise aralıksız şekilde sürdü.

Özellikle de Kürtler arası diyaloğun güçlendirilmesi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen kampanyalar yıl boyunca devam etti. İşte 2020 yılı içinde öne çıkan Kürtlerin diplomasisinin çalışmaları ile uluslararası arenada Kürt halkının özgürlük mücadelesini etkileyen olaylar:

AP’DE 16. KÜRT KONFERANSI

Her yıl düzenlenen ‘Uluslararası Avrupa Birliği, Türkiye, Ortadoğu ve Kürtler’ konulu konferansın 16’ncısı 2020 yılında 5-6 Şubat tarihleri arasında Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleşti. Avrupa Birliği-Türkiye Yurttaş Komisyonu’nun (EUTCC) öncülük ettiği konferansı, AP’de grubu bulunan Sol ve Yeşiller Kuzey Solu (GUE/NGL), Yeşiller / Avrupa Özgür İttifakı (Greens/EFA) ile en büyük ikinci grup olan Sosyalist ve Demokratlar (S&D) destek verdi.

Konferansın sonuç bildirgesinde Türkiye ile ilişkiler ve Ortadoğu’nun geneline ilişkin yeni bir söyleme ihtiyaç olduğunun altı çizilerek, “Kürtler burada istikrar, barışın pekiştirilmesi, demokrasi, ekoloji ve cinsiyet eşitliği konusunda etkili bir faktördür” tespiti yapıldı. Kürtlerin bölgedeki ittifakları ve küresel perspektifleri ile birlikte, savaş ve krizlerin vurduğu bir bölgeye yeni yaklaşımlar sağladığını kaydeden konferans sonuç bildirgesi, “Bu demokratik güçlerle işbirliğinin güçlendirilmesi mutlak bir öncelik olmalı” vurgusunu yaptı. Konferans bunun için de AB üyesi devletlere, Avrupa kurumlarına ve Birleşmiş Milletler’e önemli çağrılar yaptı.

Konferansta ayrıca PKK’nin “terörist bir örgüt değil, silahlı bir çatışmanın parçası olduğu” yönünde Avrupa Adalet Divanı ve Belçika Yargıtayı’nın kararları çerçevesinde dile getirilen talep de öne çıktı. Avrupa’da Kürt bireyler ve partilere dayatılan tüm kısıtlamaların kaldırılarak siyasi bir çözüme katkı sunulmasını isteyen konferans, İmralı’daki tecridin kaldırılması için de şu çağrıyı yaptı: “Türkiye’nin Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin uluslararası hukuka uymaya zorlanması için diplomatik, siyasi ve hukuki tedbirler alınmalı, Türk hükümeti Kürt sorununa siyasi bir çözüm için onu derhal serbest bırakmaya ve diyaloga yeniden başlamaya zorlanmalı.”

BELÇİKA’NIN PKK KARARI KESİNLEŞTİ

28 Ocak 2020 tarihli kararında Belçika'da Yargıtay ise Kürt halkının özgürlük mücadelesini yakından ilgilendiren tarihi bir karar verdi. Belçika yargısı o gün 2006’da başlayan ve 36 Kürt siyasetçi ile aktivistin yargılandığı davada, 2016'da verilen kararın doğrulunu hükmetti. İtiraz üzerine temyize gidilen davada karar 2019'da verilmişti, ancak Türk devletinin itirazı üzerine dava yeniden açılmıştı.

Türk devletinin avukatları ve bir savcının temyize götürdüğü davada Belçika Yargıtayı’nın 2020’de nihai şeklini alan kararında PKK’nin savaşan taraf statüsünde bir hareket olduğunu, dolayısıyla “terörist örgüt” kapsamında ele alınarak cezalandırılamayacağı ifade edildi. Şüphesiz Belçika’ya AKP-MHP iktidarının tepkisi sert oldu, ancak Brüksel hükümeti yargının ülkelerinde bağımsız olduğunu belirterek, karara müdahale edemeyeceklerini belirttiler.

34 YIL SONRA GELEN İTİRAF

Belçika Yargıtay’ının Ocak ayının son günlerinde kesinleştirdiği kararı destekleyecek açıklama ise 9 Haziran 2020 günü İsveç’ten geldi. Bu aynı zamanda Kürt halkının özgürlük hareketine dönük iftiraların “en büyüğü” olarak tarihe geçen bir iddianın boş olduğu ispatlayacak nitelikteydi. 1986 yılında cinayete kurban giden İsveç Başbakanı Olof Palme dosyasının kapandığını duyuran savcı Krister Peterson, videokonferans yoluyla düzenlediği basın toplantısında temel şüpheli Stig Engström’ün öldüğünü belirterek, ne soruşturma yürütebileceğini ne de sorgulama yapabileceğini ifade etti.

Kürtlerin Palme cinayetiyle uzaktan-yakından hiçbir bağlantısının bulunmadığının resmi olarak kanıtlayan savcının bu açıklaması sonrası, başta İsveç’te yaşayan Kürtler olmak üzere Avrupa çapında Kürtlerden özür dilenmesi için çağrılar, açıklamalar ve girişimler gerçekleşti. Zira cinayet sonrası İsveç polisi Kürt yurtseverlerinin evi basmış, birçok kişiyi gözaltına almış, PKK’ye karşı İsveç ve Almanya’da cadı avı başlatılmıştı.

KNK’DEN YOĞUN GİRİŞİMLER

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK)’nin ulusal birlik çalışmaları ve Kürtler arası diyaloğu geliştirme kapsamında yürüttüğü çalışmalar ise Kürt diplomasisinin 2020 yılı panoramasına damgasını vurdu. Türkiye’nin Güney Kürdistan işgali ve KDP’nin gerilla alanlarına yönelik güç yığma faaliyetine karşı harekete geçen KNK yıl boyunca önemli bir kampanya yürüttü. Bu amaçla KNK’nin oluşturduğu bir heyet Güney Kürdistan’da birçok girişimde bulundu. KDP dışındaki tüm partilerle görüşmeler yapan KNK heyeti, Kürtler arası ortak bir konsensüsün sağlanmasında ve olası bir çatışmanın çıkmamasında önemli bir katkı sundu.

20. Genel Kurulu’nu ise KNK dünyanın birçok merkezinde yaşayan Kürt siyasetçi, aydın, akademisyen ve sanatçıların katılımıyla 31 Ekim 2020 günü gerçekleştirdi. Koronavirüsü salgını nedeniyle online (çevirim içi) yapılan kurula KNK üyelerinin yanı sıra Kürdistan’ın dört parçasından çok sayıda parti, örgüt ve organizasyonun temsilcisi katıldı. KNK Eş Başkanı Ehmed Karamus, KNK Yürütme Konseyi’nin bir yıllık çalışma ve faaliyet raporunu delegelere okudu. Karamus ayrıca Avrupa ile dünyanın birçok merkezinde yaptıkları diplomatik görüşmelere ve KNK’nin komisyonlarının faaliyetlerine ilişkin de ayrıntı bilgiler verdi.

Güney ve Batı Kürdistan’da delegelerin toplu olarak tele-konferans yöntemiyle hazır olduğu kurultayda KNK’nin birleşenleri olan partilerin mesajlarının okundu. Ayrıca Rusya, İç Anadolu’da yaşayan Kürtler ile birçok dini grupların temsilcileri de canlı olarak mesajlarını sundular. KCK Eş Başkanlık Konseyi de kurultaya bir mesaj göndererek önemli çağrılarda bulundu. Kürt halkının her zamankinden daha çok şimdi birliğe ihtiyaç duyduğu ifade eden KCK Eş Başkanlık Konseyi, gerilla alanlarına yönelik provokasyon girişimlerini sürdüren KDP’ye karşı ulusal bir tavrın sergilenmesini istedi.

‘İÇ DİYALOG’ KONFERANSI

21 Kasım 2020 günü ise KNK ve Hewlêr’deki Güney Kürdistan Parlamentosu üyesi parlamenterlerin oluşturduğu Kürdistan Parlamenterler Birliği “Şêwira Pêşxistina Diyaloga Navxweyî” (İç Diyalogu Geliştirme Çalıştayı) adıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Çalıştaya başta Kuzey, Güney ve Batı Kürdistan olmak üzere, Kafkasya ile iç Anadolu’da yaşayan Kürtlerin temsilcileri, dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Kürt siyasetçi, aydın, akademisyen ve sanatçılar katıldı.

KNK’nin bileşenlerinin temsilcileriyle ile çok sayıda Güney Kürdistanlı parlamenterini buluşturan çalıştaya KDP dışında dört parçadan hemen hemen bütün Kürt örgüt, parti ve organizasyonun temsilcisi hazır bulundu. Güney ve Batı Kürdistan’dan bazı katılımcıların toplu olarak katıldığı çalıştay 250’ye yakın ismi biriraya getirdi. Yine dört parçadan çok sayıda kadın siyasetçinin katılması dikkat çekerken, koronavirüsü salgını nedeniyle online (çevirim içi) yapılan çalıştayda söz alan katılımcılar Kürtler arası diyalog için önerilerde bulunurken, Kürt güçleri arasındaki gerginliklerin derhal son bulmasını talep ettiler.

'ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK' ÇALIŞMALARI

Kürt diplomasisi ve diasporasının 2020’deki önemli çalışmalarından birisi de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen kampanyalar, girişimler ve Öcalan’ın fikirlerinin dünya kamuoyuna tanıtılmasıydı. İtalya’da 18 kişiden oluşan bir komite, “Öcalan için Özgürlük” adıyla bir kampanya başlatırken, Filipin Dayanışma komitesi, Flipinler’de, Kasım ayını “Öcalan’la dayanışma ayı” ilan ederek çeşitli eylem, etkinlik ve toplantılar gerçekleştirdi.

Bir süredir “Öcalan’a Özgürlük” adıyla bir kampanya yürüten Britanya’nın 1.5 milyon üyeli en büyük sendikası Unite the Union ile 700 bin üyeli GMB sendikalar, geçtiğimiz Temmuz ayında da bir miting organize etti. Online miting; sendika liderleri, milletvekilleri, aydınlar, insan hakları savunucuları, sanatçılar, Kürt ve İngiliz siyasetçiler, sivil toplum kurum temsilcileri HDP’li vekiller ve dünyanın birçok kentinden farklı kesimlerin katılımıyla gerçekleşti. Mitingde konuşan sendika temsilcileri “vakit geldi” diyerek “Öcalan’a Özgürlük” kampanyasının çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını belirttiler.

ENTERNASYONELLERDEN UZUN YÜRÜYÜŞ

Uluslararası Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komplonun 21. yıl dönümünde komploya karşı uzun bir yürüyüş organize etti. Lüksemburg’dan Fransa’nın Strasbourg kentinde kadar süren yürüyüşte birçok halktan devrimciler katıldı. “Öcalan’a Özgürlük-Faşizme karşı omuz omuza” sloganıyla yapılan yürüyüş, 10 Şubat’ta Lüksemburg’dan start aldı.

Yürüyüş Latin Amerika, İspanya, İtalya, Fransa, İskandinav ülkeleri, İran, Güney Afrika, Kanada, Ekvador, Kanarya Adaları ve Avustralya'dan 120 enternasyonalisti buluşturdu. 5 gün süren ve renkli o kadar da coşkulu geçen yürüyüşün ardından enternasyonalist 15 Şubat günü ise Strasbourg’ta komplonun yıldönümünde gerçekleşen kitlesel yürüyüş ile mitinge katıldı. Ekim ayında ise yine 30 kişiden oluşan Enternasyonal grubun öncülüğünde Strasbourg’da nöbet eylemi gerçekleşti.

ÖCALAN’IN FİKİRLERİ ALMANCA VE FRANSIZCA’DA…

Kürt Halk Önderi’nin fikirlerinin dünya kamuoyuna tanıtılması için de 2020 yılı içinde önemli çalışmalar yapıldı. Öcalan’ın kaleme aldığı Demokratik Uygarlık Manifestosu serisinin birinci cildi "Maskeli Tanrılar ve Örtük Krallar Çağı" Fransızcaya çevrildi ve Croquant yayınevinden çıktı. Kitabın çıkış tarihi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim 1998 komplosunun 22'nci yıldönümüne denk getirildi.

Komploculara en büyük cevabın Kürt Halk Önderi Öcalan'ın düşüncelerini yaymak odluğunu belirten tercüme ekibi, Demokratik Toplum Manifestosu'nun ikinci cildi olan "Maskesiz Tanrılar ve Çıplak Krallar Çağı"nın tercümesine de başladıklarını ve çok kısa sürede bu çalışmayı bitireceklerini ifade etti.

Benzer bir çalışma Almanca için de yapıldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Uygarlık Manifestosu”nun üçüncü cildi “Özgürlüğün Sosyolojisi” (Manifests der demokratischen Zivilisation 3- Soziologie der Freiheit) adıyla Almanca konuşulan Almanya, Avusturya ve İsviçre’de Unrast Yayınevi tarafından Nisan ayında yayınlandı. Kürt Halk Önderi’nin bu eserinin hem Almanca okurlarla tanıtılması hem de kitapta yazılı hale getirilen fikirler, kullanılan terimler ve kavramlar üzerine tartışılması amacıyla yıl boyunca Almanya’nın birçok kentinde de okuma etkinlikleri gerçekleşti.