22 yıldır süren adalet arayışı boğulmak isteniyor

22 yıldır süren adalet arayışı boğulmak isteniyor

22 yıl önce JİTEM tarafından “PKK Silvan sorumlusu” olduğu ileri sürülerek katledilen Mehmet Mehdi Kaydu’nun ailesi de bunca yıldır sürdürdükleri adalet arayışları nedeniyle çeşitli baskılara ve tehditlere maruz kaldı. İki kardeşi tutuklu olan ve kendisiyle birlikte bir kardeşinin daha haklarında tutuklama kararı çıktığını belirten Kenan Kaydu, “Adalet arayışımız yüzünden ailemiz maddi manevi çökertilmek isteniyor” dedi. 

Kürtlere yönelik 1990’lı yıllarda yürütülen binlerce katliam, “faili meçhul” biçimde sorumluların adalet önüne çıkarılmasını bekliyor. Özellikle son iki senedir süren Kürt sorununda çözüm sürecinde sıkça dillendirilen geçmişle yüzleşme meselesinin de en can alıcı noktalarından biri. Süreç ilerledikçe her geçen gün daha bir elzem olan hakikatlerle yüzleşme, tartışma düzeyini aşarak artık gerçekleşmesi, hayatta karşılık bulması kaçınılmaz bir hale bürünmüş durumda. Öyle ki, mağduriyetler, acılar, trajediler halen devam ediyor. Kaydu ailesinin de 22 yıl önce yaşadığı trajedi bu anlamıyla adaleti, hesaplaşmayı ve yüzleşmeyi bekliyor. 

Mehmet Mehdi Kaydu, JİTEM tarafından 31 Temmuz 1992’de Silvan’a bağlı Yeniköy’de katledildi. Kaydu’nun öldürülmesinin ardından ailesi ise baskılara dayanamayarak, 1994’te Silvan merkeze göç etti. Fakat Kaydu ailesi adalet arayışını tüm zorluklara rağmen sürdürmekte kararlı davrandı. Kaydu’nun oğlu Kenan Kaydu, 22 yıldır süren bu adalet arayışını ve ailesine dönük baskıları, ANF’ye anlattı. 

‘İNSANLIK DIŞI İŞKENCELER YAPILDI’

Babasının JİTEM’in kilit isimlerinden biri olan Binbaşı Cem Ersever’in ekibi tarafından “PKK Silvan sorumlusu olduğu” iddiasıyla köy yolu üzerinde katledildiğini belirten Kenan Kaydu, “Ölümünden önce defalarca jandarma karakolu tarafından gözaltına alındı ve köyden zorla gitmesi için tehditlerle karşılaştı. Köyü terk etmedi. Ben 16 yaşındaydım. Ölümünden sonra bizi iki kez ‘örgüte yardım ettiğimiz’ iddiasıyla gözaltına alıp her seferinde 15'er gün insanlık dışı işkencelere maruz bırakıldık aile olarak. Daha sonra tehditler sonucu 1994'de 11 nüfusla köyden çıktık” dedi. 

‘CEM ERSEVER ‘BİZ ÖLDÜRDÜK’ DEDİ’

1997 yılında Cem Ersever'in anlatımlarının yer aldığı kitabında babasına ilişkin "Biz Mehmet Mehdi Kaydu'yu öldürdük" şeklinde sözlerini gördükten sonra o yıl Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Kaydu, yaptıkları başvurudan ve sonraki hukuki girişimlerinden bir sonuç alamamaları üzerine dosyayı 2000 yılında AİHM'e taşıdıklarını ifade etti.  

DOSYA AİHM’DE

 “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Tazmini Yasası” kapsamında köye dönüşler başlayınca söz konusu yasa nedeniyle dosyanın 2007 yılında AİHM'den geri döndüğünü belirten Kaydu, “Biz maddi tazminatı kabul etmediğimizi, istemediğimizi, babamızın ölümünde yer alan, iki annemi dul ve kardeşlerimi yetim bırakan katillerin yargılanmasını istedik. Bu nedenle hukuki girişimlerimiz sonucu dosya tekrar 2008’de AİHM'e gitti. Şu an dosya halen AİHM'de” diye kaydetti. 

‘BİZ ADALET ARADIKÇA ÜZERİMİZE GELDİLER’

Kaydu, devamla adalet arayışlarını devam ettirme çabalarını şöyle anlattı: “Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 50'ye yakın ailenin başvurusuyla açılan JİTEM davasına biz de JİTEM elemanlarınca öldürülen babamızın katillerinin yargılanması istemiyle müdahil olduk. Tabi biz hukuk mücadelesi yürütürken bir yandan da aileye yönelik baskılar da vardı. Harran Üniversitesi'nde okuyan kardeşim Diyar Kaydu, oradaki polislerin ‘Biz seni tanıyoruz. Babanı da biliyoruz’ gibi sözlü tehditlerini artık kaldıramadı. Okula gittikten 3 ay sonra bırakmak zorunda kaldı ve Haziran 2009’da gerillaya katıldı.” 

‘KARDEŞİM GERİLLAYA KATILDI BİZE CEZA YAĞDI’

HPG’ye katılan kardeşinin yaralı bir halde 1 Ocak 2010 tarihinde evlerine geldiğini belirten Kaydu, o tarihten sonra yaşadıklarını dile getirdi: “Kardeşim daha sonra Batman'daki dayımın evinde tedavi gördüğü sırada yapılan ihbar üzerine yakalandı ve tutuklandı. Kardeşime ‘yardım yataklık ettiğimiz’ gerekçesiyle 17 Ocak 2010'da ben, kardeşim Feleknaz Kaydu, yengem Zümrete Emerce, dayımın oğlu Hamza Emerce ve eniştem Veli Fidan gözaltına alındık. Daha sonra eniştem Veli Fidan da tutuklandı. Ben, kardeşim, yengem ve dayımın oğlu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldık.”

Tutuksuz olarak yargılandıklarını belirten Kaydu, 2 yıl süren yargılama sonrasında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Aralık 2012 tarihli karar duruşmasında kardeşi Diyar Kaydu'ya ağırlaştırılmış müebbet, “örgüt üyesi olduğu” suçlamasıyla da ayrıca 17 yıl hapis ve 40 bin TL para cezası verildiğini söyledi. Kaydu, “O tarihte tutuklanan eniştem Veli Fidan’a ‘yardım yataklık’ suçlamasıyla 4 yıl 3 ay, bize de 25'er ay hapis cezası verildi” dedi. 

Kararın ardından dosyayı temyiz ettiklerini dile getiren Kaydu, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde mahkemenin vermiş olduğu karara ilişkin 24 Eylül 2014 ve 22 Ekim 2014 tarihlerinde görüşülerek, mahkumiyet kararlarının onaylandığını söyledi. 22 Kasım 2014’te kararı öğrendiklerini kaydeden Kaydu, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne karar düzeltme itirazında bulunduklarını belirtti. 

‘AİLE MADDİ MANEVİ OLARAK ÇÖKERTİLMEK İSTENİYOR’

Gelinen aşamada yaşadıkları sürece ilişkin ortaya çıkan sonuç ile aynı aileden birçok kişinin cezaevine girme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eden Kaydu, “Adalet arayışımızdan, babamın katillerinin açığa çıkarılıp yargılanmasını istediğimizden dolayı ailemizin maddi manevi çöküntüye uğratılmak istendiği açıktır. Dosyada yer alan yengem Zümrete Emerce 70 yaşını aşmış durumda. Kendisi aynı zamanda şeker hastası. 27 yaşında doğuştan iki gözü kör, bedensel engelli olmasından kaynaklı yürüyemeyen Ayşe Emerce adında bir kızı var. Kızına annesi dışında bakabilecek kimse olmadığı halde bu karar verildi. Bu durumun mahkemeye yazılı, sözlü olarak sunulmasına rağmen böyle bir karar çıktı” dedi. 

‘BİR KARDEŞİM DE FARKLI BİR DOSYADAN TUTUKLU’

Bir diğer kardeşi Bekir Kaydu’nun da başka bir dava dosyasından “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet yürüttüğü” suçlamasıyla tutuklandığını ve 5 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen Kaydu, “Kardeşim Bekir Kaydu’ya da 17 yıl ceza verildi ve Yargıtay’ın 14 yıla düşürmesi sonrasında bunca yıl cezaevinde kalacak” diye konuştu. 

'MAĞDURİYETİMİZ GÖRÜLMELİ'

Kaydu, kendilerine yönelik keyfi bir yaklaşım olduğunu ifade ederek, “Bu baskılara ve uygulamalara karşı HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile görüştüm. Sayın Baluken de Adalet Bakanı’na soru önergesi sundu. Ayrıca bakanla görüşeceğini iletti. Mağduriyetimizin dikkate alınmasını istiyorum. Bizim istediğimiz tek şey adalet. Yaşadıklarımızın da kaynağı budur. Şu durumda biz iki kardeş daha cezaevine girersek ve yengem de tutuklanırsa ailemiz ciddi biçimde bundan hem maddi hem manevi olarak etkilenecek” ifadelerinde bulundu.