İHD ve kayıp yakınları Ferhat Tepe için buluştu

İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, Ferhat Tepe Davası'nda cezasızlığın sürmesine tepki gösterdi, "Tuğgeneral Korkmaz Tağma yargılanmalı" dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi ve kayıp yakınları, bu hafta Özgür Gündem Bitlis muhabiri Ferhat Tepe'nin davasını gündeme getirdi.

Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde yapılan eylemde konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Avukat Zafer İncin, Tepe'nin katledilmesinin ardından açılan dava sürecini aktarırken, cinayetten birinci derecede sorumlu, dönemin Tatvan 6’ncı Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın yargılanmasını istedi.
İncin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Tepe hakkında 9 Ağustos 2003 tarihli karar metnindeki ifadelerde, Ferhat Tepe'nin babası DEP Bitlis Şube Başkanı İshak Tepe'nin, 1993 yılında Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın daveti üzerine katıldığı bir toplantıda, Kürtlerin kültürel ve demokratik hakları üzerine tuğgeneralle tartıştığı, Tağma'nın tartışma sırasında Tepe'yi ülkenin sadık vatandaşları olarak yaşamlarını sürdürmedikleri takdirde yok edilecekleri şeklinde tehdit ettiği bilgisinin yer aldığını söyledi. İncin, Tepe'nin bu olaydan kısa bir süre sonra gözaltına alınıp serbest bırakıldığını ancak 28 Temmuz 1993 günü saat 19 00'da bölgede polis olarak tanınan, uzun boylu ve sakallı biri tarafından bir arabaya zorla bindirilerek yeniden gözaltına alındığını aktardı.

 
İçinde iki kişinin olduğu aracın, 65 AD 095 plakalı beyaz Renault marka başka bir aracın daha takip ettiğini söyleyen İncin,  ikinci araç, ertesi gün Mahallebaşı Polis Karakolu önünde park edilmiş olarak görüldüğünü belirtti. Olaydan bir gün sonra İshak Tepe’yi kimliği belirsiz bir kişi aradığını ve Ferhat Tepe'yi, Türk İntikam Tugayı (TİT) adına kaçırdıklarını söylediğini belirten İncin,  "İshak Tepe aynı gün Bitlis Emniyet Müdürlüğüne, Cumhuriyet Savcılığına Başbakana, İçişleri Bakanına ve OHAL Valisine başvurarak oğlunun kurtarılması için yardım talebinde bulundu. Tepe, başvurularına bir yanıt alamamasının üzerine tekrar Asayiş Şubeye başvurarak oğlunun polislerce gözaltına alındığını gören şahitler olduğunu ve kaçırmada kullanılan arabanın güvenlik güçlerine ait olduğunu belirtti. Daha sonraki telefon aramalarında Tepe’ye söylenenler, arayan kişinin tüm gelişmelerden, hatta Tepe’nin General Tağma ile tartışmasından haberdar olduğunu gösteriyordu. 4 Ağustos 1993 tarihinde Ferhat Tepe’nin cansız bedeni Hazar Gölü kıyısında bulundu. Aynı gün savcı ve adli tabip, ölümün boğulma sonucu gerçekleştiğini bildirerek başka incelemeye gerek olmadığına karar verdi ve cenaze Elazığ kimsesizler mezarlığına gömüldü" dedi.

 'BABASI TEŞHİS ETTİ'

İshak Tepe'nin üçüncü kez kimliği belirsiz kişilerce aranarak, oğlunun cenazesinin Elazığ morgunda olduğu bildirildiğini bunun üzerine 9 Ağustos 1993 günü kimsesizler mezarlığına mezarın açılmasının ardından oğlunu teşhis ettiğini söyleyen İncin,  "Ferhat Tepe'nin vücudunda derin işkence izleri vardı; izlerden üzerinde sigara söndürüldüğü, el ve ayak bileklerinin bağlandığı anlaşılıyordu. Bu izlerin hiçbiri adli tıp raporuna yansımamıştı. Ferhat Tepe’nin gözaltında tutulduğu 28 Temmuz, 4 Ağustos tarihleri arasında işkence gördüğü yine aynı tarihlerde gözaltında bulunan kişilerce de doğrulanıyordu. İshak Tepe’nin yetkili yerlere yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı ve oğlunun ölümüne ilişkin iddiaları nedeniyle 'güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme' suçundan bir yıl hapse mahkûm oldu. 4 Mayıs 1995'te İshak Tepe, oğlunun devlet yetkilileri veya onların bilgisi dahilinde hareket eden kişilerce kaçırılması ve gözaltında işkence edilerek öldürülmesi ve hükümetin etkin bir soruşturma yürütmemesi iddiasıyla AİHM’ye başvurdu" diye konuştu.