Açlık Grevi İzleme Heyeti: Tecrit hemen kalkmalı

Açlık Grevi İzleme Heyeti, açlık grevi direnişinin 197. güne ulaştığına dikkat çekerek, derhal İmralı tecridinin kaldırılmasını istedi. Heyetin toplantısında tecride karşı sokağın hareketlenmesi gerektiği vurgulandı.

Açlık Grevi İzleme Heyeti, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride ve açlık grevlerine ilişkin Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yaptığı ziyaretlerin sonucunda hazırladığı raporu İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde açıkladı. Açıklamanın yapıldığı salona “Açlık grevleri 197’nci gününde, tecrit işkencesine son verin, mahpuslar yaşamda kalsın” pankartı asılırken, toplantıya Açlık Grevi İzleme Heyeti içinde bulunan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD),  İHD İstanbul Şubesi, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER)  İstanbul Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası (İTO) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcilerinin yanı sıra HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu katıldı.
Hazırlanan raporu açıklayan ÇHD üyesi Meral Hanbayat, heyet içinde yer alan kurumların yanı sıra 15 avukat ile Marmara Bölgesi’nde bulunan Edirne F Tipi, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi, Silivri 5 Nolu L Tipi, Silivri 1 Nolu Kapalı, Bakırköy Kadın, Maltepe 1 Nolu L Tipi, Gebze Kadın, Kandıra 1 Nolu F Tipi, Kandıra 2 Nolu F Tipi ve Bolu F Tipi Cezaevlerini ziyaret ettiklerini söyledi.

EYLEMLERİN OLDUĞU CEZAEVLERİNDE HAK İHLALLERİ

Açlık grevine giren tutsakların yaklaşık yüzde 90’ının daha önce en az 89 günlük açlık grevine girdiğini aktaran Hanbayat, bununla birlikte yaklaşık 100 tutsağın daha önce 100-170 gün arası açlık grevine katıldığını ve ayrıca şu an açlık grevinde olan tutsakların daha önce de birçok kez kısa süreli dönüşümlü açlık grevlerine girdiğini belirtti. Edirne F Tipi Cezaevi’nde 50, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 75,  Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 60, Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde 100, Silivri 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nde 5, Bakırköy Kadın Cezaevi’nde 40, Maltepe 1 Nolu L Tipi Cezaevi’nde 23, Gebze Kadın Cezaevi’nde 19,  Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 43, Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 35, Düzce T Tipi Cezaevi’nde 12, Bolu F Tipi Cezaevi’nde 150 tutsağın açlık grevine girdiğini aktaran Hanbayat, açlık grevlerinin devam ettiği cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair ise şu bilgileri paylaştı:
“İdarenin ve infaz koruma memurlarının açlık grevine ile birlikte tutumlarının sertleştiği ve cezaevinde baskıların arttığı, açlık grevine giren tutuklular hakkında her dönüşüm için ayrı ayrı disiplin soruşturması başlatıldığı ve disiplin cezası verildiği, cezalara karşı itiraz edilmişse de infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından itirazların reddedildiği, sağlık kontrollerinin yapılmadığı, açlık grevine giren mahpuslara B1 vitaminin verilmediği, limon, tuz, şeker, su gibi ihtiyaçların ise düzensiz olarak verildiği, dönüşüm nedeniyle grevi bitiren tutuklulara buna uygun diyet yemeği de verilmediği, bu süreçte Adalet Bakanlığı’na, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna, HDP, CHP gibi siyasi partilere, İHD’ye, CPT’ye ve bazı konsolosluklara mektup yazdıkları, mazı mahpusların mektuplarına idare tarafından el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.”
Hanbayat, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:
“* Ziyaret edilen bütün hapishanelerde açlık grevine giren mahpuslar hakkında her dönüşüm için ayrı ayrı disiplin soruşturması başlatıldığı, şu an için en çok ‘bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma’ cezası verildiği, bununla birlikte tekrar eden durumlarda cezaların ‘ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma’, ‘haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama’, ‘ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma’ ve ‘hücreye koyma’ şeklinde kademe kademe ağırlaştırılarak verilebileceği, cezalara karşı mahpusların yaptığı itirazların infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından reddedildiği, birçok hapishanede ilk turlar için verilen disiplin cezalarının kesinleşerek infazına başlandığı, diğer cezaların ise itiraz aşamasındadır.
* Ziyaret edilen hapishanelerden Silivri 5 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde, Silivri 1 Nolu Kapalı Hapishanesi’nde, Gebze Kadın Hapishanesi’nde, Kandıra 1 ve 2 Nolu F Tipi Hapishanelerinde tansiyon, kilo, nabız ölçümü gibi sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, Düzce T Tipi Hapishanesi’nde sağlık kontrollerinin infaz koruma memurları tarafından yapıldığı, Edirne F Tipi Hapishanesi’nde mahpusların talepleri halinde ara ara yapıldığı, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Hapishanelerinde hafta içi sağlık kontrolü yapılmadığı, hafta sonu ise talep halinde 112 Acilden ambulans çağırabileceğinin söylendiği, Bakırköy Kadın Hapishanesi ile Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde ise düzenli olarak sağlık kontrollerinin yapıldığı görüldü.
* Silivri 1 Nolu Kapalı Hapishanesi dışında ziyaret edilen hapishanelerde idare tarafından B vitamini verilmediği, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishaneleri ile Gebze Kadın Hapishanesi’nde mahpusların talebi üzerine B kompleks olarak vitamin verildiği,  bütün hapishanelerde açlık grevine uygun iaşe verildiği, ancak Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi, Silivri 1 Nolu Kapalı Hapishanesi, Bakırköy Kadın Hapishanesi, Gebze Kadın Hapishanesi ile Düzce T Tipi Hapishanesi hariç, diğer hapishanelerde dönüşüm nedeniyle grevi sonlandıran mahpuslara buna uygun diyet yemeği verilmediği, Düzce T Tipi Hapishanesi’nde sadece ilk 3 gün birer öğün, Bakırköy Kadın ve Gebze Kadın Hapishanelerinde ise sadece ilk gün diyet yemeği verildiği görüldü.”

'TECRİDE HEMEN SON VERİLMELİ'

Tutsakların talebinin Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Ceza İnfaz Kanunu’nda güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler doğrultusunda Abdullah Öcalan üzerindeki hukuka aykırı tecride son verilmesi olduğunu vurgulayan Hanbayat, “Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüşmesinin sağlanması ve hapishanelerde pandemi bahane edilerek daha da ağırlaştırılan tecride son verilmesidir” çağrısında bulundu.
Hanbayat, açlık grevinde olanların yaşam hakkının korunması ve açlık grevinin sonlandırılması ve taleplerin karşılanması için Adalet Bakanlığı başta olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası kamuoyunu harekete çağırdı.

 'AİLELERİ YAŞAM VE SAĞLIKLARINDAN KAYGILI'

MATUHAYDER Eşbaşkanı Esin Çelik, son süreçte ailelerden kendilerine çok fazla başvuru geldiğini belirtti. “Tutsaklar cezaevinde ceza içinde ceza yaşarken de aileler de aynı şekilde cezalandırılıyor” diyen Çelik, birçok ailenin görüşe gitmekte zorlandığını ve pandemi ile birlikte cezaevinde yakınlarıyla hiç görüşemeyen ailelerin olduğunu aktardı. Çelik, “Aileler, hem hak ihlalleri hem baskılar hem de açlık grevinden kaynaklı kaygı içindedir. Yaşamlarından ve sağlılarından kaygılılar. Özellikle tecrit konusunda adımlar atılması noktasında çağrı yapıyoruz” dedi.

'ÖNCE SOKAĞI HAREKETLENDİRMEMİZ LAZIM'

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise cezaevlerinde giderek ağırlaşan tecridin yanı sıra hasta tutsakların durumlarının kötüye gittiğini ve her gün cezaevlerinden ölüm haberi geldiğini kaydetti. Hem tecridi hem de cezaevlerinde yaşanan ihlalleri soru önergeleri ile Meclis’e taşıdıklarını aktaran Piroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuda Adalet Bakanlığı’ndan cevap ve çözüm bekliyoruz, ama hala adım atılmış değil. Sadece TBMM değil genel olarak toplumsal kamuoyu da cezaevleri konusunda gerekli duyarlılığı ortaya koyabilmiş değil. Gündem dediğimizde karşımızda devletin çürümüşlüğü ve kokuşmuşluğu ortaya çıkıyor. Ama ortada çıplak bir gerçek var; Çözüm ile İmralı politikaları arasında doğrusal bir ilişki vardır. Devletin çözüme dair her adımı Türkiye de barışın daha fazla hâkim olması olarak yansıdı. Hapishanelerde uygulamalar sokaktaki uygulamaların başlangıcıdır. Ne zaman ki hapishanelerde baskı ve zulüm arttı da sokakta da artacaktır. Tecrit bu ülkedeki demokratik kesimlerin ortak sorundur. Meclisi hareketlendirmek istiyorsak sokağı hareketlendirmek zorundayız. Biz hareketlenirsek istediğimiz düzenlemeler yapılır.”

İÇ ANADOLU KOMİSYONU DA RAPOR HAZIRLADI

Öte yandan İç Anadolu Bölgesi Cezaevi İzleme Komisyonu da tecrit ve açlık grevlerine dair hazırladığı raporu basın toplantısıyla açıkladı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara şube üyeleri katıldı.
Komisyon adına konuşan avukat Ömer Faruk Yazmacı, açlık grevlerinin 107 cezaevinde devam ettiğini ifade etti. Yazmacı, tecride tepki göstererek, "Bir an önce yasal olmayan bu uygulamaya son verilmeli, gerek avukat gerekse aile görüşleri yaptırılmalıdır” dedi.
Salgını bahane eden iktidarın tecridi derinleştirdiğini de vurgulayan Yazmacı, tutsakların en temel hijyen ve temizlik malzemelerine erişimlerinin cezaevi idareleri tarafından sağlanmadığını belirtti.
İşkence ve kötü muamelenin hem Anayasa’da hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yasaklandığını vurgulayan Yazmacı, ulusal ve uluslararası mevzuatta suç olarak nitelendirilen bu uygulamalara derhal son verilmesi ve bu suçu işleyenler hakkında etkin bir soruşturma yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.