Suruç’taki AFAD kampında kalan Kobanêliler burada ki baskılar ve olumsuz yaşam şartlarından duydukları hoşnutsuzluğu dile getirirken, bir an önce AFAD kamplarından kurtularak Kobanê’ye dönmek istiyor. Küçücük yaşına rağmen Kobanê’ye özlemini büyük cümlelerle dile getiren Mehîbe Osman adlı 8 yaşındaki Kobanêli küçük kız çocuğu “Kendi memleketimizin çamuru, tozu Türkiye’nin en kıymetli hazinelerinden daha güzeldir. Kobanê namusumuzdur. Türklerin toprakları güzel değil. Kobanê bizim gözbebeğimizdir. Hiçbir yer insanın vatanı kadar güzel olamaz” diye konuştu.

DAİŞ çetelerinin saldırıları sonrasında Suruç’a geldikten sonra devlet tarafından açılan AFAD kamplarında kalmak zorunda kalan Kobanêliler, buradaki zor yaşam şartları ve devlerin kendi üzerlerindeki baskılarından duydukları rahatsızlığı her fırsatta dile getirerek, bir an önce Kobanê’ye dönme isteklerini dillendiriyorlar.  DAİŞ saldırıları nedeniyle memleketi Kobanê’den ayrılmak zorunda kalan 70 yaşında ki Elî Osman isimli Kobanê’li mecburiyetten kaldığı AFAD kampında adeta esir gibi tutulduklarını belirtti. “Biz zalim DAİŞ çetelerinin elinden kaçarak buralara geldik, görüyoruz ki zalimlikte daha beter olanların eline düşmüşüz. Burada insanlığın beş para değeri olmadığını gördük. Perişan olmuşuz burada. Yaşlısından, küçük çocuğuna kadar aç, susuz kaldık burada. Her tarafımızda yaralar çıkmaya başladı. Elimde ki yara günden güne büyümeye devam ederken, buradaki doktorlar da bize bakmıyor. Bizi başlarından salıveriyorlar. Memleketime, toprağına kurban olayım. Kobanê’nin yeniden özgürleştiğini gördüm ya artık ölsem bile gam yemem”diye konuşan 70 yaşındaki Kobanêli Kobanê’den gelecek “dönün” haberini dört gözle bekliyor.

‘YPG/YPJ VAR OLDUKÇA KİMSEDEN KORKUMUZ YOK’

AFAD kamplarında kendi üzerlerinden milyonlarca para kazanan Türkiyeli yetkililerin kendilerine düşman gibi muamele ettiğini aktaran Fîdan Evdî isimli 25 yaşındaki Kobanêli kadın, çoluk çocuk sürekli aç kaldıkları AFAD’tan hiç bir şey istemediklerini, sadece Kobanê’ye dönmek istediklerini ifade etti. Genç kadın, “Biz hiçbir zaman Kobanê’yi terk ederek kaçmadık. Sadece orada ki arkadaşlar bize gidin dediği için buraya geldik. İlk geldiğimizde de yer sıkıntısı ve çaresizlikten buraya sığındık. Şimdi üzerimizden oyunlar oymaya çalışıyorlar. Ama unutmasınlar bizleri kandıramazlar çünkü biz ülkesi, toprakları için kanlarını dökmüş binlerce gencimize söz vermişiz. Ve onların yolundan ayrılmayacağız” diyerek, her gün Kobanê’ye yönelik müjdeli haberleri duymanı sağlayan YPG ve YPJ savaşçılarına minnetlerini dile getirdi.      

8 YAŞINDA VE KOBANÊ’NİN NAMUS VE ONUR OLDUĞUNU BİLİYOR !  

Küçücük yaşına rağmen Kobanê’ye özlemini büyük cümlelerle dile getiren Mehîbe Osman adlı 8 yaşındaki Kobanêli küçük kız çocuğu “Kendi memleketimizin çamuru, tozu Türkiye’nin en kıymetli hazinelerinden daha güzeldir. Kobanê namusumuzdur. Türklerin toprakları güzel değil. Kobanê bizim gözbebeğimizdir. Hiçbir yer insanın vatanı kadar güzel olamaz” diye konuştu. AFAD kampında adeta rezalet içinde yaşadıklarını ifade eden Mehîbe, 5 aydan bu yana kaldığı kampta kendisine verilen ayakkabıların bile ikisinin ayrı tek olduğunu, çok üşüdüğü halde bir montunun olmadığını ve esirler gibi yaşamaya mecbur kaldıklarını söyledi. “Ne ayakkabı, ne mont, ne elektrik, ne su var. Her tarafımız askerlerle çevrili. Ben Kobanê’yi çok özledim” diyerek, küçücük yaşına bindirilmiş büyük özlemlerini dile getirdi.

‘VERDİKLERİ YEMEĞİN İÇİNDEN SÜREKLİ KURT ÇIKIYOR’

Şiyar Osman ismindeki 12 yaşındaki küçük çocukta; AFAD kampındaki zor yaşam koşullarını anlatırken, dağıtılan yemeklerin içinden sürekli kurtların çıktığını bu nedenle sürekli aç kaldıklarını ifade etti. “Burada açlıktan öleceğiz. Verdikleri kurtlu yemekleri ancak tavuklara veriyoruz, onlar bile yemiyor.  Sürekli hastayız. Bir an önce buradan kurtulup Kobanê’ye gitmek istiyoruz. Kobanê’de taşta, toprakta yatsak ta Türklerin çadırlarından iyidir” diyen Şiyar Osman, kış başladığından bu yana sürekli üşümeye devam ettiğini ifade etti. 

Hogir Mihemed adlı Kobanê’li de AFAD kamplarındaki depolarda bulunan birçok malzememin kamp yetkileri tarafından çalındığını belirterek “ Depoları sürekli malzeme dolu olduğu halde şimdiye kadar herhangi bir yardımlarını görmedik. Bize gelen yardımları çalarak götürüp satıyorlar.  Birçok kez de bu hırsızlıklarını örtbas etmek için bizim çaldığımıza dair iftiralar attılar” dedi. Hükümetin sürekli “Kobanêlilere bakıyoruz” demesinin de doğru olmadığını ve çok zor şartlarda yaşadıklarını anlatan Hogir Mihemed, “İmkanımız olsa bir dakika burada durmazdık. Kobanê evlerimiz, malımız, mülkümüzün hepsi gitti. Hepsi savaşçılarımıza kurban olsun. Biz sadece Kobanê’yi istiyoruz. Başka da hiçbir şey istemiyor ve beklemiyoruz” şeklinde konuştu.