'Akademi susturulamaz; geri döneceğiz!'
İhraç edilen akademisyenler, Marmara İletişim Fakültesi önünden alkışlarla uğurlandı. Akademisyenler, "Akademi susturulamaz, geri döneceğiz” mesajını verdi.
İhraç edilen akademisyenler, Marmara İletişim Fakültesi önünden alkışlarla uğurlandı. Akademisyenler, "Akademi susturulamaz, geri döneceğiz” mesajını verdi.
AKP/Saray'ın son Kanun Hükümdeki Kararnameleri (KHK) ile ihraç edilen Marmara İletişim Fakültesi akademisyenleri, öğrencileri tarafından alkışlarla uğurladı. Nişantaşı’nda bulunan fakültenin önünde gerçekleşen uğurlamada, "Akademiler susturulamaz, geri döneceğiz” yazılı pankartı taşındı. 'Biz yıkanmayan çocuklardık' kitabının yazarı, eski Marmara İletişim Fakültesi Dekanı Ünsal Ozkay'ın fotoğrafını taşıyan öğrenciler, hep bir ağızdan, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek”, “Rektör istifa” sloganlarını attı.
'MUHALİF DÜŞÜNCENİN KIYIMI'
Uğurlamada ilk konuşmayı Marmara İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Utku Uraz Aydın yaptı. 300’e yakın akademisyen, Eğitim-Sen üyesi ve barış imzacısının ihraç edildiğini hatırlatan Aydın, “Bunlar haksız, hukuksuz kıyımlardır. Resmen akademide bir muhalif düşüncenin kıyımı ve kırımı gerçekleştiriliyor ve biz ihraç edilen arkadaşlarımız için kampüs oluyoruz” dedi. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsünde yaşanan provokasyona da tepki gösteren Aydın, ihraç edilen akademisyenlerin eşyalarını alırken polis gözetimi altında saldırıya uğradıklarına dikkat çekti. Bu saldırıların sorumlusunun Marmara Üniversitesi Dekanı Mehmet Emin Arat olduğunu vurgulayan Aydın, Arat'ı kınadı ve istifa etmeye çağırdı. Aydın, “Mehmet Emin Arat Marmara Üniversitesi’nin dekanıysa önce bizim güvenliğimizi sağlasın. Üniversitede hâlâ Eğitim-Sen üyesi öğretim üyeleri var, peki sormak lazım; Mehmet Emin Bey onların güvenliğini sağlayabilecek mi" diye konuştu.
'TEKÇİLİĞE KARŞI BASIN SES ÇIKARMALI'
Utku Uraz Aydın’ın ardından söz alan Marmara İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Emre Tansu Keten, medya sektörüne yönelik operasyonlar ve baskıları, medyayı gerçeklerden soyutlama hamlesi olarak gördüğünü vurguladı. “Biz bu fakültelerde haberin tam da duyulmak istenmeyenlerin yazılması olduğunu öğrendik” diyen Keten, "Gördüklerimizin aslında gerçeğin değil; sistem tarafından kurgulanmış olduğunu gördük. Gazeteciliğin eleştirel bir şekilde yapılması gerektiğini zaten biliyorduk. Ancak mezun olduktan sonra bambaşka bir tablo ile karşılaştık” diye konuştu. Bu ülkede okulda öğrenilen gazeteciliği yapmanın karşılığının işsiz kalmak olduğuna işaret eden Keten, “Ben de sanırım korktum, o yüzden akademiye girdim; fakat orada da işsiz kaldım. Akademide bile hakikatlerden kaçınılacak bir noktaya gelmişiz” diyerek özeleştiri yaptı. Tekçiliğe karşı basının ses çıkarması gerektiğinin altını çizen Keten, "Basın bastırılıyorsa, sesi çıkmıyorsa o sesi iletişim fakülteleri yükseltecek” dedi.
‘SORGULANDIĞIMIZ İÇİN İHRAÇ EDİLDİK'
Marmara İletişim Fakültesi Radyo ve Televizyon Bölüm Başkanı Şükran Esen, genel tabloyu "Güzel bir günde değiliz” diyerek özetledi. Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini hatırlatan Esen, "Her zaman zor dönemler gördü bu ülke. Bu günleri de atlatacak. Daha kötülerini görmeye başladık ama geçecek biliyoruz. İhraç edilenler olarak birbirimize destek olmak için buradayız. Onların bilimsel çalışma dışında bir şey yapmadığını biliyoruz. Onların bilimin gerektirdiği eleştirel bakışı yansıtarak her şeyi sorguladığını biliyoruz. Bilimin gerektirdiği şey üniversitelerin gerektirdiği şeylerdir. Bizler sorguladığımız için ihraç edildik. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini umuyoruz" şeklinde konuştu.
Doçent Ayda Uzunçarşılı Soydaş ise, “Çok üzgünüm çünkü 20 yıllık arkadaşlarımın gidişine şahitlik ediyorum” diyerek duygularını ifade etti. Sadece akademisyenler için değil öğrenciler için de çok üzgün olduğunu vurgulayan Soydaş, "Akademi için çok üzgünüm; sahip olduğumuz tüm değerleri kaybettiğimiz için. Akademi olmanın temel kurallarını kaybediyoruz. Meslektaşlarıma sesleniyorum; biz sorgulamadığımız sürece burada olmamızın bir anlamı yok zaten" dedi.
‘MARMARA'DA DİRENİŞ DEVAM EDECEK!'
Son olarak söz alan Radyo Televizyon Bölümü Öğrencisi Aziz Barkın Kadıoğlu, hocalarıyla sonuna kadar dayanışacaklarını söyledi. “Marmara iletişim bir direniş tarihidir bizim için” diyen Kadıoğlu, "Hocalarımızdan öğrendiğimiz direniş tarihi bizlerle ve bizden sonraki arkadaşlar ile devam edecek. Biz bunun karşısında daha sıkı duracağız. Buradan hocalarımıza sözümüz olsun. Biz bu istibdat rejimini yıkacağız” dedi.
Konuşmaların ardından öğrencilere sarılıp fotoğraf çektiren eğitimciler, geri dönmek üzere gittiklerini vurguladılar.