Akademisyenlere destek vermek ve barış mücadelesine ses katmak için imza kampanyası başlatan Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) Eşsözcüsü Hüda Kaya, "Barış ve özgürlüğe dair seslerimizi büyütmeye çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedef göstermesinin ardından siyasi lince maruz kalan Barış İçin Akademisyenler'e bir destek de Demokratik İslam Kongresi'nden (DİK) geldi. Edebiyatçılardan gazetecilere, Alevilerden hukukçulara kadar çok geniş bir toplumsal kesimin destek verdiği akademisyenlerin bu kez Müslümanlar yanında yer aldı.
Demokratik İslam Kongresi, "savaşın durdurulması ve barışın sağlanması için çaba kutsaldır ve desteklenmelidir" diyerek imza kampanyasını başlattı.
'BARIŞA SIRT ÇEVİRMEK ALLAH'IN EMİR'LERİNE İTAATSİZLİKTİR'
"Çocuklar öldürülmesin" diyenlerin lince maruz bırakıldığı bir ortamda barış ve müzakereye yönelik her türlü girişime sahip çıkmanın insani ve İslami bir vazife olduğuna dikkat çeken DİK, çağrı metninde şu ifadelere yer verdi: "Kur'an'ın tamamı dikkate alındığında barıştan kaçmanın hiç bir meşru yolu yoktur. Bilakis, barışa sırt çevirmenin Allah'ın Emir'lerine itaatsizlik, yani isyan olduğu aşikardır. 'Savaşın durdurulması ve barışın sağlanması için sarf edilen her çaba kutsaldır ve desteklenmelidir' şiarıyla hareket etmek insani ve İslami açıdan ana ilkelerimiz iken, haksızlıklara, zulme, katliama, adaletsizliğe ve şiddete karşı sessiz kalmamız beklenemez. Demokratik İslam Kongresi olarak yüce Allah'ın çağrısına uyuyor, halklarımızı ve tüm insanları barışta buluşmaya davet ediyoruz. Savaşa karşı barışı, ölümlere karşı yaşamı savunmak için bütün barış taraftarlarını imza vermeye davet ediyoruz.
Devam eden barış kampanyasına imza verenler Hüda Kaya, Fadıl Bedirhanoğlu, Muhammed Salar, Ayhan Bilgen, Mehmet Ali Aslan bulunuyor.
İmza kampanyasına ilişkin olarak konuşan DİK Eşsözcüsü ve HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, özgürlük, insan hakları ve barışa dair umutları yerle bir edecek gelişmelerin yaşandığını belirtti, "Fakat tarih boyunca hiçbir şekilde ezilenlerin, insanlığın bu umudunu hiçbir yönetici, devir, saltanat yok edememiştir" dedi.
"Çocuklar ölmesin", "Savaşın değil barışın yanındayız" diyenlerin "terörist" ve "vatan haini" gibi kavramlarla itham edildiklerini belirten Kaya, Barış İçin Akademisyenler'e yönelik siyasi linç kampanyasını hatırlattı ve ekledi: "Barış metnine imza atan tüm akademisyenler linç kampanyasına maruz kaldılar. Çok yakın arkadaşımız ve dostumuz olan insanlar üniversitelerden atılmaya, haklarında soruşturmalar açılmaya başlandı. Dolayısıyla barış ve özgürlüğe dair seslerimizi büyütmeye çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz."
Kaya, DİK olarak hem akademisyenlerin barış çağrısını yanıt vermek hem de barışın taraftarı oldukları için siyasi lince maruz kalan herkesin yanlarında olduklarını göstermek için bir imza kampanyası başlattıklarını duyurdu. Her türlü barış çabasının desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Kaya, "Kampanyamızı yaymaya çalışıyoruz, destek ve katılım bekliyoruz. İmza kampanyasını ne kadar görünür kılarsak, desteğinin güçlü olacağını düşünüyorum" dedi.
'TÜM İNANANLAR ŞAPKAYI ÖNLERİNE KOYMALI'
Saray'ın özel kuvvetleri tarafından katledilen insanların cenazelerine yapılan işkencelere dikkat çeken Kaya, "Cenazelere yapılan saldırılar, cenazelerin defnedilmesinin engellenmesi, Taybet Ana'nın cenazesinin günlerce çocuklarının gözü önünde kalması, yerden kaldırılamaması büyük bir ruhsal kırılmayı birlikte getiriyor ve tüm inanan çevrelerin şapkayı önlerine koymalarını, bir kez daha inançlarını sorgulamaları gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"İnandığımız inanç, değer, din, referans her neyse, buna hangisi izin verebilir?" diye soran Kaya, "Vicdanda yeri olmayan bir şeye inançlarının yer verdiğini, meşru gördüğünü düşünüyorlarsa yeniden inançlarını gözden geçirsinler. BİZ DİK olarak cenazelere yapılan saldırıların dinde, inançta, vicdanda, insanlıkta, savaş hukukunda yerinin olmadığını anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.