Alman heyet: DAİŞ'e karşı Rojava modeli desteklenmeli
Alman heyet: DAİŞ'e karşı Rojava modeli desteklenmeli
Alman heyet: DAİŞ'e karşı Rojava modeli desteklenmeli
Geçtiğimiz hafta Rojava'dan dönen Alman heyet izlenimlerini Berlin'de düzenledikleri basın toplantısıyla anlattı. İnsan hakları savunucuları ve bilim insanlarından oluşan heyetin üyeleri "DAİŞ'le mücadelenin yolu Rojava'da oluşturulan yönetimi desteklemekten geçer. Bunun için de PKK yasağı derhal kalkmalı" çağrısında bulundu.
14-24 Eylül 2014 tarihlerinde insan hakları savunucuları, siyasetçiler, bilim insanları ve akademisyenlerden oluşan bir heyet Almanya'dan Batı Kürdistan'a gitmişti. Rojava'da oluşturulan yönetimin yetkilileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşen heyet Êzidi mültecilerin yerleştirildiği Newroz kampını da ziyaret etmişti.
Heyetin üyeleri bugün Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan Bernard Lichtenberg'in Evi'nde basın toplantısı düzenleyerek Rojava'daki izlenimlerini anlattı. "Silah yerine insani yardım, sınırlar çeteler yerine mültecilere açılsın" adıyla gerçekleşen basın toplantısına şu isimler katıldı: Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Birliği'nin (IPPNW) üyesi Dr. Gisela Penteker, Prof. Dr. Norman Paech, sosyolog Martin Dolzer ve Uluslararası Katolik Barış Harekatı Genel Sekreteri Christine Hoffmann.
‘ROJAVA BM'NİN UMRUNDA DEĞİL’
Toplantıda ilk söz alan IPPNW üyesi Dr. Gisela Penteker Rojava'da yaptıkları ziyaretleri aktardı. Rojava'ya yönelik ambargo ve ablukadan dolayı bölgede bir insanlık trajedinin yaşandığını söyleyen Dr. Penteker "Rojava halkının ve özellikle de ziyaret ettiğimiz Newroz kampının bazı sağlık teçhizatlarına acilen ihtiyacı var" diye konuştu.
Uluslararası camianın Rojava'ya ilgisiz kaldığını belirten Dr. Gisela Penteker "Özellikle de BM ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Rojava'ya ilgisiz kalıyor, orası sanki onların umurunda değil" eleştirisini dile getirdi. Dr. Penteker Türkiye ve Güney Kürdistan yönetiminin Rojava üzerindeki ambargosunu derhal kaldırılmasını istedi.
‘DAİŞ İLE MÜCADELENİN YOLU PKK'Yİ DESTEKLEMEKTEN GEÇER’
Daha sonra söz alan Prof. Dr. Norman Paech ise DAİŞ çeteleriyle mücadeleye dikkat çekerek "DAİŞ ile mücadelenin yolu Rojava halkını ve yönetimini desteklemekten geçer. Bunun için de Rojava'yı hatta Güney Kürdistan'ı DAİŞ'e karşı koruyan PKK desteklenmeli" çağrısını yaptı. Türkiye'nin DAİŞ'e her türlü desteği verdiğini belirten Prof. Dr. Paech "Türkiye Suriye sınırını DAİŞ dışında herkese kapatmış durumda" diye konuştu.
Uluslararası güçlerin DAİŞ'e karşı oluşturdukları koalisyonu da eleştiren Alman bilim insanı Prof. Dr. Paech "Eğer gerçekten samimilerse Rojava üzerindeki izolasyonu kaldırmalılar. Çünkü DAİŞ'e karşı mücadele eden ve en çok da mağdur olan halk Rojava halkıdır. Ayrıca federal hükümet de PKK yasağını kaldırmalı, AB ise PKK'yi terörist örgütler listesinden çıkartmalı" dedi.
‘DAİŞ VE TÜRKİYE'NİN HEDEFİ ROJAVA MODELİNİ YIKMAK’
Basın toplantısında daha sonra söz alan sosyolog Martin Dolzer ise Rojava'de oluşturulan yönetimleri anlattı. Cezire Kantonu'na gittiklerini ve kanton bakanlarının toplantısını tanıklık ettiklerini aktaran Dolzer "Her kantonun geçici bir yönetimi var, bölgedeki bütün etnik ve dini gruplar bu yönetimlerde yer alıyor" bilgisini verdi.
Rojava'da yaşayan bütün halkların ve dini grupların yönetimlerde uyumlu bir şekilde çalıştıklarına tanıklık ettiklerini söyleyen Dolzer devamla şöyle konuştu: "Halk kendi kendisini idare ediyor ve hiç bir sorun çıkmıyor. Sadece siyasi ve idari değil toplumsal olarak da eşitlik sağlanmış durumda."
DAİŞ çetelerinin saldırılarının arkasında Rojava'da oluşturulan modeli yıkma niyetinin olduğunu belirten Alman bilim insanı ve insan hakları savunucusu Martin Dolzer "Türkiye'nin tampon bölge niyetinin altında da Rojava'daki yönetimleri yıkmak yatıyor. Biz de Türkiye üzerinden Kobanê'ye geçmek istedik, fakat Türk yetkilileri tarafından engellendik" dedi.
Uluslararası Katolik Barış Harekatı Genel Sekreteri Christine Hoffmann ise "Silah ticareti durdurulsun" adıyla başlattıkları kampanyayı anlattı. Ortadoğu'nun en son ihtiyaç duyduğu şeyin silah olduğunu belirten Hoffmann "Silah yerine Almanya elinden gelen bütün imkanlarıyla insani yardım göndermeli, mültecileri ülkesine kabul etmeli" diye konuştu.
‘SİLAH YERİNE PKK'YE DESTEK VERİLSİN’
Toplantıda son olarak gazeteciler ve izleyiciler sorularını yönelttiler. "Bölgeye silah desteği verilmesin talebinizin içine PKK de giriyor mu?" ve "Federal Almanya hükümeti bir yandan DAİŞ ile mücadeleden söz ediyor bir yandan da neden hala PKK yasağında ısrar ediyor?" soruları dikkat çekti.
IPPNW üyesi Dr. Gisela Penteker "PKK'nin silahı ihtiyacı yok, PKK'nin siyasi ve uluslararası desteğe ihtiyacı var" yanıtını verirken, Martin Dolzer "PKK de bölgede barışın koruyucusudur. Barışın ve istikrarı savunan herkes desteklenmeli, bunun başında da PKK geliyor" yanıtını verdi.
Almanya'nın PKK yasağında neden ısrar etmesinin arkasında Türkiye ile ilişkilerin bulunduğu söyleyen Prof. Dr. Norman Paech son olarak şöyle konuştu: "Rojava'da gözümüze çarpan en çarpıcı ayrıntı halkın Öcalan'a sahip çıkmasıydı. Bütün idare binalarında Öcalan'ın posteri asılıydı, yine Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da da halkın Öcalan ve PKK'ye ne kadar sahip çıktığı biliniyor. Almanya artık bu gerçekleri görmeli."
Heyet üyeleri ve toplantının diğer katılımcıları daha sonra Brandenburg Tor meydanında Kobanê direnişine destek vermek için başlamak üzere olan açlık grevi eylemini ziyaret etti.