Amed'de arazi toplulaştırmasında fiyasko

Amed'de arazi toplulaştırmasında fiyasko

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen 'Toplulaştırma' uygulamasında, parçalı arazilerin birleştirilmesi planlanırken, Amed bölgesinde yapılan toplulaştırma uygulamalarında muhtarlar ve toprak sahipleri diledikleri toprak parçalarını diledikleri şekilde değerlendiriyorlar. Müşterek arazilerde aslan payı ve verimli araziler sözü geçene verilirken, hissedar kadınlara tarıma elverişsiz araziler veriliyor.

Toplulaştırma ölçümleri için ihaleyi alan yabancı şirketlere her ilçe için milyonlarca para ödeniyor. Şirketler, arazilerde ölçüm yapmadan kağıt üzerinde toplulaştırma uygulamasını hayata geçiriyor. Resmiyette toplulaştırmanın yüzde 80 tamamlandığı belirtilerken, gerçekte ise bu oran yüzde 20'lerde kalmış durumda.

Türkiye'de tarımsal alan büyüklüğü bakımından 8. sırada bulunan Amed'de 538 bin hektar arazi sulamaya elverişli iken, tarım yapılan arazilerin yüzde 89'unda tahıl, kalanında ise sebze ve meyve yetiştirilmekte.

AKP hükümeti tarafından hayata geçirilen ve "Aynı şahsa veya aileye çeşitli nedenlerle ekonomik üretime imkan vermeyecek biçimde veya toprak muhafaza ve zirai sulama tedbirlerinin alınmasını güçleştirecek derecede parçalanmış, dağılmış, şekilleri bozulmuş dağınık, küçük arazi parçalarının ve hisselerinin bir araya getirilerek, muntazam şekiller halinde birleştirilmesi, bütünleştirilmesi ve işletmelerin yeniden düzenlenmesi" olarak tarif edilen "Toplulaştırma" uygulaması Amed'de fiyaskoyla sonuçlandı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından arazilerin toplulaştırılması için ihaleyi alan şirkete her ay milyonlarca para ödeniyor. İhaleyi alan şirketin köy köy, mezra mezra dolaşıp hisseli arazileri belirlemesi, dağınık arazileri birleştirmesi beklenirken, yüzlerce köy ve mezraya bu şirket yetkilileri uğramamış bile.

KÖYDE ARAZİSİ OLANLARIN UYGULAMADAN HABERİ YOK

ANF'ye konuşan çiftçiler, köy muhtarları ve büyük toprak sahiplerinin toplulaştırma ölçümü yapacak şirket teknisyenleri ile başbaşa verip kağıt üzerinde arazileri bölüştürdüklerini ve bir çok kişinin bunu öğrenip yasal yollara başvurduklarını ileri sürdüler.

Özellikle hisseli arazilerde toplulaştırma uygulamasında, köyde yaşamayan hisse sahiplerini haberi olmadan toplulaştırma uygulamasına gidildiğini belirten çiftçiler, "Yasada herhangi bir arazinin toplulaştırılmasına gidilirken, hisse sahiplerine bilgi verilmesi ve onun da onayının alınması öngörülüyor. Bu köylerde muhtarlıklara asılan yazılarla hisse sahibine bildirilmiş diye kabul ediliyor. 15 gün süreyle toplulaştırmanın nasıl yapıldığı, hisselerin nasıl bölüşüldüğü belgesinin askıda kalması gerekiyor. Bazı bölgelerde muhtarlar bunu askıya almıyor. Ya da köy dışında şehirde yaşayan hisse sahiplerinin bundan haberi olmuyor. Bu 15 günlük süre geçtikten sonra ise bu uygulama hayata geçiriliyor. Köyde arazisi olup şehirde yaşayan binlerce kişi mevcut. Bunların kimisi arazilerini sürmüyor, kimisi ise kiraya veriyor. Ancak toplulaştırma bunların bilgisi dışında yapılıyor" dediler.

'İSMİ TOPLULAŞTIRMA AMA ARAZİLERİ AYRIŞTIRDILAR'

Bismil'de 340 dönüm dededen kalma arazilerinin olduğunu ve akrabaları ile husumet bulunduğu için köye gidemediğini ve araziyi her yıl kiraya verdiğini belirten M.A, toplulaştırma uygulaması ile tek parça arazisinin 3 ayrı parçaya bölündüğünü söyledi. Bunun köyde sözü geçen toprak sahipleri ve muhtarların işbirliği ile yapıldığını ve toplulaştırma uygulamasına giden teknisyenlerin de bunlara uyarak yeni harita çıkardıklarını kaydeden M.A, "Yasa toplulaştırma diyor ancak benim arazimi 3 ayrı parçaya bölmüşler. Her bir arazi köyün diğer ucunda, aralarında 3-11 km yol var. Muhtara sordum neden böyle yapılmış, 'karar askıya çıktı gelip baksaydın' diyor. Ben husumet olduğu için köyüme gidemiyorum, nasıl gidip muhtarlığa asılan yazıya bakacağım" dedi.

M.A, Bismil Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İlçe Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

'EN VERİMSİZ ARAZİLER KADINLARA VERİLİYOR'

Çınar ilçesinde annesi adına bin 150 dönüm arazinin bulunduğunu ve bu araziye dayıları ile müşterek olduklarını belirten S.A adlı çiftçi de, dayıları ile husumet bulunduğu için köye gidemediklerini, iki yılda bir arazilerini kiraya verdiklerini söyledi. Annesi adına olan 280 dönüm arazinin toplulaştırma adına 5 ayrı parçaya bölündüğünü ve köyde yaşayan kişilerin arazilerinin birleştirilerek en verimli bölgelerin onlara verildiğini kaydeden S.A, "Nasılsa köye gitmiyoruz denilerek eskiden iki parçada olan annem adına olan arazi şimdi 5 ayrı parçaya bölünmüş. Dicle nehri kıyısındaki ekilemez arazi ve Karacadağ bölgesinde dağlık yine ekilemez araziyi bizlere uygun görmüşler haberimiz olmadan. Kağıt üzerinde toplulaştırma yapıyorlar. Bizim gibi yüzlerce aile var" dedi.

'KAN DAVALARI ÇIKABİLİR'

Çiftçi S.A, toplulaştırmayı yapacak şirketin yüzlerce köye uğramadan kağıt üzerinde uydu fotoğraflarına bakarak toplulaştırma yaptığını ve arazisi köyde olup da şehirde yaşayan binlerce kişinin bundan haberi olmadığını söyledi.

Halen yüzlerce arazi sahibinin yargı yoluna başvurduğunu ve toplulaştırma ile verilen yeni tapuları kabul etmediklerini belirten S.A, bu uygulamanın son bulmaması halinde ileride arazi nedeniyle kan davalarının çıkabileceğini kaydetti.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise bu yılın başlarında yaptığı açıklamada, Amed'de 649 bin hektar alanın 645 bin hektar alanında toplulaştırma çalışmalarının tamamlandığını belirterek, toplulaştırmanın 364 köyde gerçekleştiğini, bundan faydalanan kişi sayısının ise 165 bin olduğunu ileri sürmüştü.