'Annem egemen sistemin son kurbanı olsun'

'Annem egemen sistemin son kurbanı olsun'

Erkek şiddetinin son kurbanı 64 yaşındaki Küçükçekmece Kadın Meclisi üyesi ve DÖKH aktivisti Nazliye Sincar oldu. Sincar, 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine gitmeye hazırlanırken, eski eşi Şeyhzeydan Harman tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu katledildi. Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsisinde sol göğüs kısmına tam 5 kurşunun isabet etmesi sonucunda öldüğü rapor edildi.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir aile yakını ise, Sincar’ın katledildiği noktada 30’dan fazla sivil polisin olmasına rağmen Harman’ın elini kollunu sallayarak gittiğini söylerken, Sincar’ın cenazesinin başında kadınların nöbet tutuğu Kanarya Mahallesinde ANF’ye konuşan Nazliye Sincar’ın oğlu Hüseyin Harman, “bu şiddet dolu erkek egemen sistem değişmedikçe hiçbir yere varamayız. Annem bu egemen sistemin son kurbanı olsun” dedi.

Küçükçekmece Kanarya mahallesindeki Mareşal Fevzi Çakmak Camisinde hem hüzün hem de öfke hâkimdi. Kadınlar, barışı simgeleyen beyaz tülbentleriyle Nazliye Sincar ile birlikte 1 Eylül Dünya Barış Gününü büyük bir coşkuyla kutlamayı umarken, şimdi ise erkek şiddeti sonucunda katledilen arkadaşlarının cenazesi başında nöbet tutuyorlar. Kadınların biraz ötesinde duran erkeklerin arasında ise öyle biri var ki, öfkesi herkesinkinden daha çok fark ediliyor. Nazliye Sincar’ın 11 çocuğundan sekizincisi olan Hüseyin Harman’ın bu öfkesi annesinin ölümüne sebep olan babasından çok toplumun genlerine kadar işlemiş olan erkek egemen zihniyetineydi. “Biz bu zihniyeti ne zaman değiştireceğiz ” diyen Hüseyin Harman annesinin de bu değişmeyen zihniyetin kurbanı olduğunu söyledi.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİKTEN BOŞANDILAR

Nazliye Sincar, Şeyhzeydan Harman ile 1969 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesinde görücü usulü ile evlenmişti. İstanbul’a taşınan çift 2005 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşansalar da 2008 yılında yakınlarının araya girmesiyle tekrar bir araya gelmişti. Ancak bu birliktelik de çok sürmedi. Hüseyin Harman annesini ölüme götüren süreci şöyle anlattı: “Babam bir ağa torunuydu. O nedenle benmerkezciydi. Anneme zaman zaman şiddet uyguluyor, bizimle hiç ilgilenmiyordu. Çok sorumsuz ve kendini herkesin üzerinden gören bir karakteri vardı. Annem ona çok sabırlı davranırdı ancak 2005 yılında bu sorumsuzluk canına tak etti ve boşandılar. O zaman 17 yaşındaydım. Annem ev hanımı olduğu için biz çalışıyorduk o da eve bakıyordu.

2008 senesinde babam annemle tekrar barışmak için araya tanıdıklar koydu. O dönem bir daha sorumsuz davranmayacağını, bizlere bakacağına söz vererek annemi ikna etti. Bir kereye mahsus annem onu affetti. Ancak ne huyu ne suyu değişti. İki hafta pembe bir rüzgâr esti geçti daha sonra her şey eskiye döndü. Babam yine umursamaz ve ihmalkâr davranmaya başladı. Annem ise bu kez babamı hayatından tamamen çıkardı. Babam evi terk ettikten sonra ailesinin yaşadığı Mardin’in Nusaybin ilçesine geri döndü. Orada yeni bir hayat kurdu. 2011 senesinde tanıştığı Suriyeli bir kadınla yeniden evlendi. Bu evliliği de şiddetli geçimsizlik nedeniyle uzun sürmedi. Bu süre içersinde bizi ne aradı ne de sordu. Ancak biz de bu durumdan şikâyetçi değildik.

ARKADAŞLARININ ARACILIĞIYLA TEHDİT EDİYORDU

En son 4 ay önce İstanbul’a geri dönen babam arkadaşları aracılığıyla anneme tehditler savuruyormuş. “ Ben bu durumlara düşecek adamıydım. Önce onu sonra kendimi vuracağım” diyerek tehdit ediyormuş. Bizim bu durumdan haberimiz yoktu. Annem bizi üzmemek ve babamıza tepki göstermememiz için bizden bu tehditleri gizlemişti.”

En son annesini dün sabah gördüğünü belirten Harman, “ Her zaman ki gibi bizi uyandırdı. Sabahleyin ablamda kahvaltı yapıp arkadaşlarıyla beraber BDP’nin Kadıköy’de düzenlendiği 1 Eylül Dünya Barış Gününe katılacaktı. Çok heyecanlı ve mutlu görünüyordu” diye konuştu. Annesinin kadınların özgür olması için 10 yıldır Kürt siyaseti içinde mücadele ettiğini dile getiren Harman, “Annem kadınlara uygulanan erkek şiddetine karşı mücadele veriyordu. Adeta kendini bu davaya adamıştı. Ama yine mücadele ettiği bu şiddet gelip kendisini buldu. Bu şiddet dolu erkek egemen sistem değişmedikçe hiçbir yere varamayız. Annem bu egemen sistemin son kurbanı olsun” dedi.

‘POLİSLER İZLEMEKLE KALMADI BİR DE YARDIM ETMEMİZİ ENGELLEDİ’

İsmini vermek istemeyen bir aile yakını eski eşi Harman’ı cinayet öncesinde o sıralar sivil polislerin adeta ablukaya aldığı lisenin önünde gördüğünü söylüyor. Hazırlıklar yapılırken birden dört silah sesi duyduklarını anlatan aile yakını: ”Bir genç, bir kadının vurulduğunu söyleyince koşarak sesin geldiği noktaya koşarak gittik. Bir baktık ki yerde yatan kadın bizim arkadaşımız Nazliye’ydi. Her tarafta sivil polisler olmasına rağmen, Şeyhzeydan Harman ellini kollunu sallayarak cinayet mahalinden gitti. Cinayeti izlemekle yetinen polis bir de bizim arkadaşımıza yardım etmemizi engelledi. Ambulans ise tam 20 dakika sonra geldi zaten çok geçti” dedi.