AP Başkan Yardımcısı: Türkiye büyük bir kriz içinde
FDP Milletvekili Alexander Graf Lambsdorff, başta Kürdistan’da yaşanan katliamlar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye ile üyelik müzakerelerinin zor bir aşamadan geçtiğine dikkat çekti.
FDP Milletvekili Alexander Graf Lambsdorff, başta Kürdistan’da yaşanan katliamlar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye ile üyelik müzakerelerinin zor bir aşamadan geçtiğine dikkat çekti.
Alman Tagesspiegel gazetesine konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı ve Alman Liberal Demokrat Parti (FDP) Milletvekili Alexander Graf Lambsdorff, başta Kürdistan’da yaşanan katliamlar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye ile üyelik müzakerelerinin zor bir aşamadan geçtiğine dikkat çekti. Lambsdorff, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında üyelik süreci yerine ‘ortak bir ajanda’ üzerinde çalışılması gerektiğine vurgu yaptı.
Lambsdorff, Kürdistan’da yaşananların iç savaş benzeri olduğunu söylerken, ‘Türkiye’nin Kürt Devleti kurulması ihtimaline karşı Ortadoğu’daki Sünni eksenli terör örgütleriyle ‘acıklı bir işbirliğine yöneldiğinin’ altını çizdi. AP Başkan Yardımcısı, Türkiye’nin dıştan görünenin aksine, tam bir kriz içinde olduğunu da söyledi.
‘TÜRKİYE’NİN NEO-OSMANLICI DIŞ POLİTAKASI BAŞARISIZ OLDU’
Türkiye’nin Orta Asya, Rusya, Afrika ve Arap ülkeleriyle işbirliğine dayalı stratejisinin ve Neo-Osmanlıcı dış politikasının başarısız olduğunu söyleyen Lambsdorff, “Türkiye’nin güvenlik garantisi NATO’dan geliyor. Türkiye’nin ekonomik refahı, ancak dünyanın en büyük pazarı olan AB pazarına girmesiyle mümkün. Nihayet, Türkiye’de bu yeniden kabul görüyor” dedi.
‘TÜRKİYE KRİZ İÇİNDE-KÜRTLERE KARŞI TERÖR ÖRGÜTLERİYLE ACIKLI İŞBİRLİĞİNDE’
AB ile Türkiye’nin DAİŞ çetelerine karşı mücadeledeki çıkar farklılıklarına dikkat çeken Alexander Graf Lambsdorff, Ankara’nın tüm imkanlarıyla içte ve dışta bir Kürt devletinin kurulmasını engellemeye odaklandığını hatırlattı. Türkiye’nin bu amaçla bölgedeki Sünni eksenli terör örgütleriyle ‘acıklı bir işbirliğine’ yöneldiğini de kaydeden Lambsdorff, Kürt devletini engelleme çabalarının ise içerde kendi halkına karşı bir savaşa yol açtığını belirtti.
Türkiye’nin dışarıdan her ne kadar ‘stabil’ gibi görünse de, gerçekte büyük bir kriz içinde olduğunun da altını çizdi.
‘TOPLUMDAKİ KARŞILIKLI NEFRET ESKİ KÖTÜ ZAMANLARDAN DA BÜYÜK DÜZEYDE’
Kısa süre önce İstanbul’da olduğunu hatırlatan AP Başkan Yardımcısı, Kürdistan’da yaşanan savaşın birçok muhattabı tarafından ‘iç savaş benzeri’ olarak değerlendirildiğinin altını çizdi. Amed gibi büyük kentlerde ilk kez bu denli çatışmaların yaşandığını da söyleyen Lambsdorff, “Kürtlerin oturduğu bölgelere yönelik top/havan saldırıları düzenleniyor, binlerce Kürt tutuklanıyor ve yüz binlercesi ise kaçış halinde. Türkiye toplumu içerisindeki karşılıklı nefret, çoktan aşıldığı zannedilen eski kötü zamanlara oranlardan çok daha büyük bir düzeye ulaşmış durumda” dedi.
‘ÖLÜMCÜL NOKTA İSE ERDOĞAN’IN KÜRTLERLE ÇATIŞMAYI BİLİNÇLİCE TIRMANDIRMASI’
Lambsdorff, şöyle devam etti: “Burada asıl ölümcül olan şey ise, Erdoğan’ın Kürtlerle çatışmayı bilinçli bir şekilde tırmandırması. Çünkü, HDP Haziran 2015’teki seçimlerde öylesine iyi bir sonuç almıştı ki, AKP tek başına hükümet çoğunluğunu kaybetmişti.”
‘TÜRKİYE’NİN GÜVENLİ ÜLKE İLAN EDİLMESİ İNSANİ VE MORAL AÇIDAN YANLIŞ’
AP Başkan Yardımcısı, AB ülkelerinin Türkiye’yi mülteciler açısından ‘güvenli ülke’ kabul etme tartışmalarına da değindi.
Kürt bölgesindeki çatışmalar ışığında bunun insani ve moral değerler bakımından yanlış olduğunu vurgulayan Alexander Graf Lambsdorff, batı illerinin ise İstanbul Sultanahmet’teki katliama rağmen güvenli olduğunu savundu.
‘TEMEL HAKLAR VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDE OLANLAR AB’NİN İSTEDİĞİNİN TAM TERSİ’
Türkiye’de ne AKP’lilerin ne de sol ve liberal grupların AB’ye üyeliğinin gerçekleşeceğine inanmadığını net bir şekilde gördüğünü söyleyen Lambsdorff, görüşmelerindeki muhattaplarının demokrasi, basın özgürlüğü ve hukuk devleti konusundaki olumsuz görüşlerine dikkat çekti.
Türkiye’de yaşananların bir AB üyelik adayından göstermesi beklenenin tam tersi olduğunu söyleyen Lambsdorff, buna rağmen tam bir ‘muammaya dönüşen’ üyelik müzakerelerinin devam ettirildiği eleştirisinde bulundu.
‘AB’YE ÜYELİK SÜRECİ SAMİMİ DEĞİL’
AB üyesi Fransa, Hollanda ve Avusturya başta olmak üzere birçok ülkede Türkiye’nin görünür bir gelecekte birliğe üyeliğine hazır olmadıklarının görüldüğünü belirten Lambsdorff, üyelik sürecinin ‘samimi olmadığını’ dile getirdi.
Lambsdorff, Türkiye ile üyelik müzakereleri yerine birçok konuda ortak ve eşit düzeyde çözümlerin bulunacağı bir ‘pozitif ajanda’ oluşturmaları gerektiğini de savundu.