Nazi Almanya’sı döneminde 1,1 milyon Yahudi’nin katledildiği Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı’nda görevli olan ve bugün 93 yaşındaki Oskar Gröning’in yargılanmasına başlanacak. 21 Nisan’da yargılaması başlayacak olan Gröning, ‘Auschwitz’in Saymanı’ olarak da biliniyor.

Almanya’nın Niedersachsen eyaletine bağlı Lüneburg kentinde yapılacak yargılamaya taraf olarak Nazilerin yaptığı Yahudi Soykırımı’ndan kurtulanlar ile kurbanların ailelerinden 55 kişi de katılacak. Lüneburg Mahkemesi’nin açıklamasına göre, 93 yaşındaki Gröning’in sağlık durumu yargılanmasına müsade ediyor.

Auschwitz Saymanı lakabıyla bilinen Oskar Gröning, 16 Mayıs ile 11 Temmuz 1944 arasında Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı’nda görev almış ve bunu basın yoluyla da kabul etmişti. Kampta bulunduğu dönemde trenlerle getirilen Yahudilere ait para ve değerli eşyaları kayıt altına alma ve Berlin’e aktarma görevi olan Gröning, ‘Nazi rejimine ekonomik destek sunmak ve katliamları desteklemek’ suçlamalarıyla yargı önüne çıkarılıyor.

Oskar Gröning’in savaştan sonra İngilizlerce esir alındığı ve 1946 yılından itibaren Almanya’da ‘normal bir yaşam’ sürdüğü biliniyor. Gröning, 2005 yılında BBC televizyonu ile Der Spiegel dergisine verdiği röportajlarda, toplama kampında görevli olduğunu söylemiş, gaz odaları ile krematoryumlara şahit olduğunu da beyan etmişti.

Gröning’in Auschwitz’te bulunduğu dönemde en az 300 bin Yahudi’ye ait kişisel eşyaların kaydını tuttuğu da biliniyor.

Nazi Almanyası döneminde toplama kamplarında görev alan eski askerlere yönelik Alman yargısı 2011 yılına kadar ‘delil yetersizliğini’ bahane ederek, ciddi bir yargılamada bulunmuyordu. 2011 yılında John Demjanjuk adlı Ukrayna kökenli eski bir Nazi hapis cezasına çarptırılmıştı.

Soykırım suçlularını aramak amacıyla çalışmalar yürüten Wiesenthal Merkezi’nin en çok aranan 10 Nazi listesinde yer alan Hans Lipschis ise, Aralık 2013’te aşırı yaşlı olduğu (bugün 95 yaşında) gerekçesiyle yargılanmaktan kurtulmuştu. Yine Hollandalı bir direnişçiyi öldürdüğünü itiraf eden Siert Bruins adlı SS subayı da 2013 yılında yapılan yargılamada ‘delil yetersizliğinden’ serbest bırakılmıştı.