Balenco: Kürt kadınları çok güçlü bir örgütlenme yeteneğine sahip
Balenco: Kürt kadınları çok güçlü bir örgütlenme yeteneğine sahip
Balenco: Kürt kadınları çok güçlü bir örgütlenme yeteneğine sahip
Kızılderililer, inkar ve imha politikaları karşısında ağır bedeller ödeyen ve statü mücadelesi veren Kürt halkıyla aynı kaderi yaşıyor. Güney Amerika'nın batısında bulunan Peru Cumhuriyeti'nde yaşayan Quechua halkından Balenco, Kürt halkının ağır bedeller ödediğini ifade ederek, “Kürdistan'da baskılara karşı büyük bir mücadele var. Ve bu özgürlük mücadelesini geliştiren Kürt kadınları çok güçlü bir örgütlenme yeteneğine sahipler” dedi.
Soykırıma uğrayarak topraklarından sürülen Kızılderililer, geleneklerini, kültürlerini, dillerini, yaşam tarzlarını, atalarının onurunu korumak ve statülerine kavuşmak için mücadelelerini sürdürüyor. İnkar ve imha politikalarına maruz kalarak katledilen, işkence tezgahlarından geçirilen ve yok sayılarak toprakları dört parçaya bölünen Kürt halkı ile aynı kaderi yaşayan Kızılderililer, kendi kaderlerini tayin etme mücadeleleri çerçevesinde ABD tarafından işgal edilen topraklarının 500 bin dönüm arazisini 98-2007 yılları arasında satın almıştı.
Toprakları ABD ülkeleri tarafından bölüşülen Şili, Arjantin, Bolivya ve Peru olmak üzere dört ülkeye dağıtılarak kimlikleri yok sayılan Kızılderililer üzerinde hükümetlerin baskıları devam ediyor.
DÖKH’ün bileşenlerinden Ekin Ceren Kadın Derneği’nin 14-15 Haziran tarihlerinde düzenlediği Latin Amerikalı kadınlar ile Kürt kadınlarının buluşması için Güney Amerika'nın batısında bulunan Peru Cumhuriyeti'nden Amed’e gelen Quechua halkından Carmen Valer Balenco ANF’ye konuştu.
‘KÜRT HALKI İLE QUECHUA HALKI ARASINDA BÜYÜK BENZERLİKLER VAR’
Peru’da Anayasanın 2. Maddesinde herkesin otoriteler önünde ana dilini kullanabileceği ifade edilirken, Quechua halkı yerel diller üzerindeki devlet baskısına karşıda mücadele ediyor. Anayasaya göre Quechua dilinin bütün okullarda eğitim dili olarak kullanılabilmesi gerekirken, çocuklar ana dilleri olan Quechua’yı konuştuklarında halkı yıkıma uğratmakla suçlanıyor.
Kürt halkı ile Quechua halkı arasında büyük benzerlikler olduğunu ifade eden Balenco, “Halk olarak, ekonomik, kültürel, politik ve sosyal baskı altındayız. Bütün halkların kültürleri aslında bir birine benzer. Fakat bizim yerli halklarımız ile Kürt halkının kültürü özellikle doğa ile olan kaynaşmamız, doğa ile iç içe ve barışık yaşantılarımız bir birine daha çok benziyor. Ancak var olan sömürgeci sistemler hiyerarşi kurarak bunu yıkmaya çalışıyorlar. Özellikle ekolojik yıkıma karşı mücadelemiz var. Tüm bu kazanımlarımızı doğa ile olan iç içe yaşantımızı sürdürebilmek için devlet politikalarına karşı sürekli bir mücadele yürüttük. Kürt halkının da aynı şekilde mücadele yürüttüğünü biliyorum” diye konuştu.
‘KADININ BASKI GÖRDÜĞÜ KABUL EDİLMİYOR’
İktidarların Ouechua halkının doğa ile iç içe olan yaşantılarını baskılar kurarak engellemeye çalıştığını yineleyen Balenco, “Bunu yaparken de bizim yaşantımızı aşağıladılar. İlkel bir yaşam olarak gösterdiler. Ülkelerde meydana gelen ekonomik, global krizler de gösteriyor ki biz haklıyız. Ve çoğunluğu oluşturan halklar da yavaş yavaş uyanarak doğal yaşam konusundaki direnişimizin ne kadar haklı olduğunu görecekler” dedi.
Mücadelelerinin aynı zamanda patriarkal yaşam biçimine karşı da olduğunu da sözlerine ekleyen Balenco şöyle devam etti: “Binlerce yıllık tarihe dayanan yaşamımızda kadın ve erkek bir birinin zıttı değil, bir birini tamamlayandı. Tıpkı gece ile gündüz, ay ile güneş gibiydi. Bunun giderek yok olmaya doğru ilerlediğine tanık oluyoruz. Kadın erkek sorunundan bahsettiğimizde egemenler bunun aksini iddia ediyor. Kadının aleyhine bozulan bir denge var dediğimizde, işçi sınıfının mücadelesi olduğunda kadınlar sorunu ele alındığında çoğunlukta olanlar saflarımızı bölmeye çalışıyorsunuz diyorlar. Tam tersine biz bölmüyoruz, eski doğal yaşantımıza dönmek istiyoruz. Yerli halkların hareketi içerisinde kadınsal başvuruda bulunduğumuzda haksızlık etmekle suçlanıyoruz. Kadının baskı gördüğünü kabul etmiyorlar.”
‘BATILI FEMİNİSTLER YERLİ HALKLARIN KADINLARINI GÖRMEZDEN GELİYOR’
Batılı feministlerin yerli kadınların sorunlarına bakış açışını da değerlendiren Balenco, batıdaki feministlerin yerli halkların kadınlarını görmezden geldiğini ifade ederek, kendi örgütlenmelerini kurduklarını söyledi. Bolivya’daki komüniter feminizm ile batılı feminizm arasındaki farkı dile getiren Balenco sözlerini, “Onlar da feminizm adı altında ırksal, kültürel olarak maruz kaldığımız baskıları görmek istemiyorlar. Ve biz bundan dolayı da bu feminist yaklaşımları yetersiz bulduğumuz için kendimize göre farklı yani halkçı, yerel bir feminizm örgütlenmeler yaratıyoruz. Batıdaki feminizm genelde bireye dayalı bir feminizmdir. Mesela Bolivya’daki komüniter feminizmden bahsedecek olursak, bunlar daha ziyade tek tek bireye dayandırmadan kolektifeyi esas alıyorlar. Ve sistemi irdeliyorlar. Kadının rolü nedir, hangi temsiliyetlerde kaç kadın var gibi sorunlara yönelik çalışıyorlar. Komüniter feminizm daha çok doğaya bağlı olarak düşünülüyor. Çünkü batıdaki feministler, çok Avrupa ve kadın olmalarına rağmen erkek merkeziyetçi düşünüyorlar. Ve antropo feminizm yani tüm toplumu esas alıyor. Komüniter feminizm doğayı ve insanı ekolojik bir bütünlük içerisinde ele alırken, batı feminizmi sadece insan odaklı” diye sürdürdü.
Balenco, önümüzdeki yıl Karayiplerden ve Güney Amerika'dan kadınların katılacağı feminist bir kongre gerçekleştireceklerini belirterek, bunun feminist örgütlenmeler arasında güç kazanmak için önemli olduğunu vurguladı. Bu çalışmayla farklı kesimden kadınları feminist bir hareket etrafında birleştirip, ortak hareket etmelerini sağlamayı planladıklarını söyledi.
BALENCO: ORTAK BİR RUH VE DAYANIŞMA BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE EDEBİLİRİZ
Balenco, Kürt halkının da ağır bedeller ödediğini ifade ederek, “Kürt kadınlarını kendi coğrafyalarında görmeyi çok istiyordum. Geldim bu hayal gerçekleşti. Kürdistan'da baskılara karşı büyük bir mücadele var. Ve bu özgürlük mücadelesini geliştiren Kürt kadınları çok güçlü bir örgütlenme yeteneğine sahipler. Burada birbirimizden çok şey öğreneceğiz. Birlikte ortak bir ruh ve dayanışmayla büyük kazanımlar elde edebiliriz” diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Türk devleti arasında süren görüşmelere de değinen Balenco, Türk halkının da Kürt halkının mücadelesine destek vermesi gerektiğini belirtti. Balenco, “Sadece liderler düzeyinde yapılan görüşmeler sağlıklı bir sonuca ulaşamayacaktır. Bunun toplumun tüm dinamikleri tarafından desteklenmesi gerekiyor. Devletlere inanmak elbette mümkün değil. Ancak halklar süreci ileriye götürerek kalıcı bir barışı sağlayabilir” diyerek sözlerini tamamladı.