Barış Anneleri Meclisi oluştu

Barış Anneleri Meclisi oluştu

Barış Anneleri Konferansı'nda alınan Meclisleşme kararı hayata geçti. Barış Anneleri İnisiyatifi bundan böyle Barış Anneleri Meclisi olarak çalışmalarına devam edecek. 

Diyarbakır'da 5-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 2. Barış Anneleri Konferansı'nda alınan "Meclisleşme" kararı Amed'de hayata geçirildi. Karar altına alınan Meclis, Amed ve ilçelerinden Barış Anneleri'nin katılımıyla oluşturuldu. Bu zamana kadar "İnisiyatif" adı altında çalışmalarını yürüten Barış Anneleri, bundan sonra Barış Anneleri Meclisi olarak çalışmalarını yürütecek.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) il binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu'nda gerçekleşen buluşmaya yüzlerce Barış Annesi'nin yanı sıra Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) aktivistleri de katıldı. Buluşmanın gerçekleştiği salona da ise, "Hûn bi xêr hatin avakirina meclîsa dayîkên aştiyê a Amedê" pankartı ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın annesi Üveyş Öcalan ve Berfo ananın fotoğrafları asıldı. Diyarbakır'a bağlı çok sayıda ilçeden katıldığı toplantı, divan seçimi ile başladı. Divan seçiminin ardından, demokrasi mücadelesinde yaşamlarını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunuldu. 

Açılış konuşmasını yapan barış annesi Nezahat Teker, inisiyatiflerinin ilkin 1999 yılında İstanbul'da kurulduğunu hatırlatarak, "Şu anda 25 inisiyatifimiz bulunuyor" dedi. İnisiyatif olmaktan çıkarak meclisleşmeye gittiklerini ve bundan sonra meclis esaslı çalışacaklarını belirten Teker, bu şekilde örgütlenme çalışmalarını hızlandırarak gelişmeyi ve tüm anaları çalışmalarına dahil etmeyi amaçladıklarını söyledi. İnisiyatif olarak dar kaldıklarını ve yeterince analara ulaşamadıklarını belirten Teker, "Çalışmalarımız meclis düzeyinde daha geniş olacaktır. Yıllardır sokaklarda barış naraları atıyoruz. Bizi kimseler anlamadı. İnkar ettiler. Barbar bir devlet ile mücadele yürütüyoruz. Sağ yanına Barzani, sol yanına İbrahim Tatlıses ile Şivan Perwer'i alan Erdoğan şunu unutmamalıdır: Bu sürecin tek muhatabı Sayın Öcalan'dır. Sayın Öcalan özgürleşmeden, sokak sokak çalışmaktan ve meydanlara çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

DÖKH aktivisti Gülistan Balkaş ise, sözlerine yıllardır, demokrasi mücadelesinde yaşamlarını yitiren evlatlarının kemiklerini arayan anneleri selamlayarak başladı. "Çocuklar ülkelerin geleceğidir ancak bu ülkede çocuklar savaşmaya mahkum bırakılıyor, cezaevlerinde tecavüze ve şiddete maruz kalıyor" diyen Balkaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tarihi Amed Newroz'unda okunan mesajı ile birlikte yeni bir sürecin başladığına dikkat çekerek, süreç öncesi binlerce tutsağın barış ve özgürlük istemi ile bedenlerini açlığa yatırdıklarını hatırlattı. "Sayın Öcalan bu süreçte özellikle kadınların ve gençlerin kendisini iyi anlamasını ve sürecin öncüleri olmaları gerektiğini belirtmiştir. Ancak anlamakta zayıf kaldığımızı söylemek istiyorum. Devlete değil ama Kürt halkına inanıyorum demişti. Evet, devlet verdiği sözleri yerine getirmeyerek Sayın Öcalan'ın ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştır" dedi. Süreç başlarken ön koşullardan birinin hasta tutsakların bırakılması olduğunu hatırlatan Balkaş, hükümetin bu talebi duymazdan geldiğini kaydetti. "Rojava devrimi bizim devrimimizdir" diyen Balkaş, Rojava'da yaşanan direnişin her 4 parçada da sahiplenilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Rojava'da Kürt kadınlarının "helal" olduğu yönünde fetvaların verildiğini ve onlarca Kürt kadının tecavüze uğrayarak katledildiğini hatırlatan Balkaş, "Rojava devrimi kadın devrimidir. Ortadoğu devrimidir. Bu yüzden direnişe daha fazla sahip çıkmalıyız" şeklinde konuştu.