BDP ve DTK kadın meclisleri yaptıkları ortak açıklamada, Rojava'da uygulanan ambargoya ilişkin DTK Kadın Meclisi'nin 26 Ocak'ta, BDP Kadın Meclisi'nin ise 3 Şubat'ta Nusaybin'de miting gerçekleştireceğini açıkladı.

BDP ve DTK kadın meclisleri, Rojava'da uygulanan ambargoya ilişkin ortak açıklama yaptı. Açıklamada, modernitenin kapitalist yüzünün yaşandığı tıkanmanın Ortadoğu coğrafyasında bitmeyen acı ve gözyaşını tekrardan beraberinde getirdiğine işaret edilerek, "Arap baharı adıyla Tunus'ta başlayan süreç Suriye'ye gelip dayanırken aslında Ortadoğu'da yaşanan son gelişmelerin iktidarları yıkıp yerine yeni iktidarlar oluşturmanın bir oyunu olduğu gün gibi aşikardır. Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında AKP rejimi karakol görevini üstlenirken, Rojava Kürdistanı'nda yaşanan devrim, 40 yıllık özgürlük mücadele tecrübesiyle bütün egemenlerin planlarını alt üst etmektedir. Suriye politikasıyla AKP rejimi ciddi bir zorlanmayla beraber kendi iflasını da hazırlarken yaşadığı bu zorlanmayla daha da pervasızlaşmıştır. Kürt özgürlük hareketini tasfiye görevi verilen AKP rejimi uğradığı hezimetler sonucu kamplarda yetiştirdiği çete gruplarıyla işbirliği yaparak Rojava'daki devrimi engellemeye çalışmaktadır" denildi. Ayrıca "Suriye'de AKP'ye rağmen Kürtlerin diğer halklarla birlik içinde olma ve ortak yaşama çabasına karşılık AKP hükümeti çete faaliyetlerine başvurmuştur. Bununla da yetinmeyen hükümet sınır kapılarını kapatarak Rojava Kürdistan'ına ambargo uygulayıp Kürtleri açlıkla terbiye etmek istemektedir" denildi. Açıklamada, Federal Kürdistan bölgesinin uyguladığı ambargonun da Rojava'daki Kürtlere uygulanan tecrit olduğuna dikkat çekildi.

Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinin AKP eliyle çetelerin merkez üssü haline getirildiğine işaret edilen açıklamada, "Rojava'ya dönük özel savaş politikaları Ceylanpınar üzerinden yapılmaktadır. Öyle ki Ceylanpınar'da adeta olağan üstü hal uygulaması ile başta hastaneler olmak üzere devletin tüm resmi kurumları çetelere açılıp Kürtlere kapatılmıştır. Önce kadınları vuran zihniyet, kadınlara savaş ganimeti olarak bakarken yine en ağır bedelleri savaş ortamında da kadınlar yaşamaktadır. Suriye ve Rojava'da tırmanan savaşla başta kadınlar ve çocuklar açlıkla terbiye edilmeye çalışılırken kadın cinayetleri, fuhuş, taciz, tecavüz, berdel ve başlık parasıyla evlendirme her gün yaşanan sosyal travmalarda bir tırmanmayı da beraberinde getirmektedir. Savaş en büyük toplumsal şiddetken kadına dönük tüm kırımlar da savaşlar gibi politiktir" denildi.

Açıklamada "Biz BDP ve DTK kadın meclisleri olarak AKP hükümetinin bir an önce bu özel savaş politikasından vazgeçip sınır kapılarını yardıma ve sivil geçişlere açması çağrısında bulunuyoruz" denildi. AKP'nin Suriye politikasının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve devlet arasında başlayan süreci baltalamaya dönük olduğuna işaret edilen açıklamada, "Hem görüşürüm, hem imha ederim politikası Kürtler öncülüğündeki Ortadoğu Rönesansı'nı baltalama konseptiyken aynı zamanda 9 Ocak tarihinde Paris'in göbeğinde katledilen 3 kadın arkadaşımız Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in katledilmesi de konseptin diğer bir yüzüdür. 'Önce kadınları vurun' şiarı egemenlerin temel karakteriyken 3 kadın arkadaşımız şahsında Kürt kadınının örgütlü gücüne dönük bu katliam Kürdistan'ın 4 parçasında oluşturulan en temel değerlere dönük geliştirilen bir saldırıdır. Bizler politika ve siyasetin kadın eliyle demokratikleşeceğine, savaşların da yine kadının örgütlü gücü ve ulusal bilinciyle biteceğine inanan kadınlar olarak Kürt meselesinin çözümünü bu meselenin bir tarafı ve muhatabı olan Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle olacağına inanıyoruz" denildi.

Açıklamada, DTK Kadın Meclisi'nin 26 Ocak'ta Nusaybin'de BDP Kadın Meclisi'nin ise 3 Şubat'ta aynı yerde, Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü, Rojava'da yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerle bağlantılı olarak artan cins kırımına dönük örgütlü sesi duyurmak amacıyla "Amara'dan Doğan Güneş Rojava'yı Özgürleştirecektir" şiarıyla kadın eş başkanların ve kadın milletvekillerinin katılımıyla kitlesel miting düzenleneceği belirtildi. Açıklamada, "Rojava sınırında gerçekleştireceğimiz bu karşılamalara, tarihi misyonumuzun her zamankinden daha fazla olduğu bilinciyle tüm kadınlara mitinge katılım çağrımızı yineliyoruz" denildi.