Bedirhan Tüysüz’ün akibeti soruldu

Bedirhan Tüysüz’ün akibeti soruldu

Amed ve Batman'da düzenlenen "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemlerinde, kayıpların bulunması ve faillerinin cezalandırılması istendi. Amed’deki kayıp yakınlarının eyleminde, 1979’da Urfa'nın Hilvan ilçesi Kılıcın köyünde Bucak aşiretine mensup silahlı kişilerce kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Bedirhan Tüysüz'ün akibeti soruldu.

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlendiği oturma eyleminin 224. haftasında da kayıpların akıbetini sorarak faillerin yargılanmasını istedi. KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, MEYADER ve Barış Anneleri İnsiyatifi aktivistlerinin destek verdiği eylemede bu hafta 1979 yılında Urfa'nın Hilvan ilçesi Kılıcın köyünde Bucak aşiretine mensup silahlı kişilerce kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Bedirhan Tüysüz'ün hikayesi anlatıldı. Tüysüz'ün hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Başkanı Necibe Perinçek okudu. Perinçek, kayıp hikayesini anlatmadan önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan yeni sürece dikkat çekerek, süreçte karşılıklı adımlar atılması gerektiğini dile getirip özellikle devletin atması gereken adımlar olduğunu söyledi. Perinçek, her hafta kayıpların akıbetini sorduklarını ve faillerin yargılanması taleplerini dile getirdiklerini belirterek, devlet tarafından bu konuda halen bir adım atılmadığının altını çizdi. Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsak olduğunu ve çok sayıda tutsağın durumunun ağır olduğunu hatırlatan Perinçek, hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini dile getirdi. Yakın zamanda İstanbul'da bir hasta tutuklunun Adli Tıp raporu olmamasına rağmen tahliye edildiğini belirterek, tüm hasta tutuklulara aynı uygulamanın yapılması gerektiğini söyledi. Yeni süreçte köye dönüşlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi için koruculuk sisteminin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydeden Perinçek, korucuların halen köylerde yurttaşların can güvenliğini tehliye sokan tutum ve davranışlarını sürdürdüğünü dile getirdi. 

Perinçek sürece ilişkin yaptığı değerlendirmelerin ardından Bedirhan Tüysüz'ün hikayesini anlattı. Tüysüz'ün 1979 tarihinde Urfa'nın Hilvan ilçesi Kılıcın köyünde Bucak aşiretine mensup silahlı kişilerce kaçırıldığını söyleyen Perinçek, devlet yetkililerinin olaya kayıtsız kaldığını belirtti. Perinçek, "Bucakları hepimiz yakından tanıyoruz. Aslında, devletin en üst kademe ve makamlarında yer alan bu aşiret mensupları Adalet Partisi'nde bir dönem milletvekilliği yaptılar. Devlet tarafından hep kollandılar. Bu aşiret 90'lı yıllarda Urfa'da devlet gibi hareket etti" dedi. Perinçek, Tüysüz'ün Bucaklar tarafından kaçırıldığını ifade ederek, Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan başvuruların ise takipsizlikle sonuçlandığını belirtti. 

Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. 

İHD Batman Şubesi üyeleri ile kayıp yakınları tarafından Gülistan Caddesi'nde her hafta kayıplar için gerçekleştirilen eylem bu hafta da gerçekleştirildi. 1990'lı yılarda kaybedilenlerin resimlerinin bulunduğu "Kaybedilenler" ile "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" pankartının açıldığı eyleme kayıp yakınları, İHD yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, BDP, KURDÎ-DER, MEYADER yöneticileri ve STK temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Kayıpların ve gözaltında yaşamlarını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde açıklama yapan İHD Batman Yöneticisi İlyas Ekinci, 1990’lı yılarda kaybedilenlerin akıbetlerinin belirlenmesi ve faillerinin yargı önüne çıkarılması için 224’üncü haftadır meydanlarda ve çağrıda bulunduklarını belirterek, buna rağmen halen kayıpların akıbeti hakkında devletin bir adım atmadığını söyledi. 

Devam eden siyasi sürece dikkat çeken Ekinci, şunları dile getirdi: “Kürt sorununa ilişkin olumlu adımların atıldığı ve Türkiye’de tüm toplum kesimlerinin olağanüstü ilgi gösterdiği ve destek sunduğu çözüm sürecine yönelik atılacak en kıymetli ve anlamlı adım, kayıpların akıbetinin belirlenmesi ve faillerin yargı önüne çıkarılmasıdır. Geçmişle yüzleşmeden, hakikatler araştırılmadan, gerçekler ortaya konulmadan ve ailelerden özür dilenmeden, bu ülkede eşitlik temelinde birlikte yaşam ortamının sağlanabileceği kanaatinde değiliz. Bu nedenle 80’lı yıllardan başlanarak günümüze kadar yaşanan tüm karanlık olaylar aydınlatılmalı ve kamuoyu vicdanı rahatlatılmalıdır.” Son günlerde bazı cezaevleri idarecileri tarafından sistematik olarak yeniden hayata geçirilen hak ihlalleri ve keyfi uygulamalara karşı tutsakların süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamasının üzüntü verici olduğunu ifade eden Ekinci, Van F tipi Cezaevi'nde 24 siyasi tutsağın başlattığı süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinin sonlandırılması için insani taleplerin kabul edilip, cezaevi idarecisinin tutsaklara uyguladığı hak ihlalli ve keyfi uygulamalara derhal son verilmesini istedi. Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.