Beştaş: Muhalefeti dizayn çabası

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, yeni anayasa, seçim kanunu değişikliği, HDP’nin tasfiyesi tartışmalarının tamamının, olası bir seçime yönelik muhalefeti dizayn etme çabası olduğunu söyledi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türk İçişleri Bakanı Soylu’nun yaratmak istediği algının boş olduğunu belirterek, ‘diyalog süreci’nin suç veya yargılanacak bir dönem olmadığını vurguladı.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, eşbaşkanlarının ‘diyalog süreci’ üzerinden hedef gösterilmesini ANF’ye değerlendirdi.

Beştaş, Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı bir televizyon programında bilerek ve isteyerek diyalog sürecinde çekilmiş fotoğrafları gösterip kamuoyunda başka bir algı yaratmaya çalıştığını hatırlattı. Diyalog sürecinde yer alanların cezai sorumluluğu olmadığına ilişkin bir kanun çıktığını anımsatan Beştaş, kaldı ki Soylu’nun gösterdiği fotoğrafların ve daha fazlasının zaten ilgili birimlerde mevcut olduğunu belirtti.

Her şeyden önce diyalog sürecinin bir tarafının devlet ve iktidar olduğunu hatırlatan Beştaş, bu anlamda Soylu’nun çıkışının başka türlü de okunacağını savundu. Beştaş, Soylu’nun bir taraftan süreç üzerinden partilerini mahkûm ederken, diğer taraftan da iktidarın bu konudaki sorumluluğunu hissettirdiğini belirterek, “Bence burada iktidar içindeki bir çatışmanın ipuçları var” iddiasında bulundu.

TÜRKİYE TARİHİNİN EN İYİ SAYFALARINDAN

Beştaş, diyalog sürecinin bir suç veya yargılanacak süreç değil, tam tersine Türkiye tarihinin en iyi sayfalarından biri olduğunu söyledi. Bunun çözüm noktasında en önemli gelişmelerin yaşandığı dönem olduğunu kaydeden Beştaş, şöyle konuştu: “Toplumun tamamında büyük bir umudun, heyecanın, beklentinin oluştuğu bir dönemdi. Demokratik, şiddetsiz bir Türkiye özleminin vücut bulmuş haliydi aslında. Bu yönüyle biz bu sürecin her zaman arkasında durduk ve bugün de duruyoruz. Biz Kürt meselesinin ve Türkiye’nin demokratikleşmesi meselesinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini; Kürt halkının eşit ve özgür yurttaş olma mücadeleleri konusunda büyük bedeller ödediğini ve bu meselenin çatışma ile değil diyalog ile çözüleceğini yine söylüyoruz. Bu yönüyle yaratılmak istenilen algı boş bir algıdır, karşılığı yoktur.”

HDP’SİZ TÜRKİYE OLMAYACAK

İktidar cenahı tarafından sıkça dillendirilen HDP’nin kapatılması söylemini ve bu yöndeki girişimleri de değerlendiren Beştaş, siyaset yapamayanların, Türkiye halklarının sorunlarına çözüm üretemeyenlerin ve giderek zayıflayanların, HDP üzerinden kendilerini var etmeye çalıştığını vurguladı. İktidarın “Türkiye’nin geleceği” derken aslında kendi geleceğini kast ettiğine işaret eden Beştaş, “HDP’siz bir Türkiye olmayacak. HDP mutlaka var olacak. HDP’yi kapatsalar da yoluna mutlaka devam edecek. HDP’yi destekleyen milyonlarca insan bir günde buharlaşmayacak, uçmayacak ve başka partilere gitmeyecek. Bu realitenin herkes tarafından iyi okunması lazım” dedi.

SEÇİM KANUNLARIYLA OYNUYORSA KAYBETMİŞTİR

HDP’nin yasalara göre kurulmuş, meşru ve demokratik siyaset yapan bir parti olduğunu tekrar hatırlatan Beştaş, bu konudaki ısrarlarını da sürdüreceklerini vurguladı. Beştaş, diğer partiler gibi aynı ezberleri söylemedikleri için hedef tahtasına konmalarının, aslında siyasetin geldiği tıkanıklığı gösterdiğine işaret etti.

HDP milletvekilleri hakkında verilen fezlekelerin de yeni olmadığını kaydeden HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, şunları ifade etti: “200’e yakın fezleke var şu anda. Geçmişte anayasa da değişti; arkadaşlarımızın çoğu hâlâ cezaevinde. HDP daha da büyüyerek yoluna devam etti. Bu nedenle fezlekelerle ilgili tartışmalar da bize göre sadece bir algı yönetimi. Bu konudaki amaç da yine kendi iktidarlarının devamı, çünkü HDP öyle bir yerde duruyor ki; bütün sonuçları, dengeleri değiştirebiliyor. Aynı şekilde anayasa değişikliği üzerinden partimizin kapatılıp 5 yıl yasak getirilmesi tartışması da sadece bir tartışmadan ibaret, çünkü AKP-MHP iktidarının anayasayı değiştirme gücü yok, sayısı yok. Bu yapılanların tamamı, olası bir seçime yönelik muhalefeti dizayn etme girişimidir. Dünya ve Türkiye tarihi şunu göstermiştir ki; eğer bir iktidar seçim kanunlarıyla oynuyorsa kaybetmiştir demektir.”